58. Bölüm: SENSİZ KALACAĞIM

1.1K 74 37
                                    

İki saat için çok özür diliyorum... Beklemediğim sıkıntılar çıktı ve bölümü saatinde atamadım. Lütfen kusura bakmayın. 🤍🙏🏻

"Savcı," terasın girişine baktım. Altay elinde laptop ile yanımıza yaklaştı.

Derin bir nefes alıp ayaklandım ve aşağıya indim. Emir'in odasına girip pembe kutudaki flaş belleği aldım ve tekrar terasa çıktım. Nil gitmişti. Altay, Nil'in oturduğu gere oturmuştu. Yavaşça yanına oturdum. Koyu kahve gözlerini bana çevirdi.

Hazır mıydı?

"Eğer hazır-"

"Hazırım." Dedi, sözümü keserek.

Kafamı sallayıp flaş belleği laptopa taktım ve Demet'in videosunu açtım. Koyu mavi gözleri içimi sızlatmıştı. Altay'a baktığımda sanki donmuşçasına Demet'e bakıyordu. Çenesi titrediğini hızla bakışlarını kaçırıp kendini toparladı. Titrek bir nefes verip videoyu açtım.

"Altay,"

Altay'ın ağzından bir hıçkırık kaçtı. Hızla ayaklanıp tırabzana doğru yürüdü. Videoyu durdurmuştum. İki aydır sevdiği kadının ağzından ismini duymamıştı, bu onun için çok zordu. Kollarını tırabzana yaslayıp alnını da tırabzana dayadı. Derin derin nefesler alıyordu. 

"Altay, ben gideyim. Tek başına izle-"

"Yanımda kal," dedi, sözümü keserek. "Tek başıma izleyemem..."

"Bak daha bir hafta buradayım. Yarın izleriz, veya öbür gün, veya ertesi gün..." dedim, ısrarla.

Yirmi üç saniye sonra dikleşip tekrar yanıma oturdu. Kafasını hazır olduğuna dair salladığında sıkıntılı bir nefes vermiştim. Dikkatimi Demet'e verip videoyu açtım.

"Söylediklerim için özür dilerim. Beni biliyorsun, öyle söylemek istemedim." Acı bir tebessüm edip bakışlarını kaçırdı. "Öfkeliydim, öfkeliydin... Birbirimizi kırdık, belki bir daha onarılmayacak kırıklar bıraktık birbirimizde. Ama seni seviyorum. Bu aşkdan başka bir şey değil. Takıntı değil... Bu aşk... Ben sana âşığım." Demet birkaç saniye susunca Altay'ın ağlama nidanlarını duydum. Benim de gözlerim dolmuştu. Demet elindeki yazılı olan kağıdı gösterdi. "İstifa dilekçem. Hemen şimdi gidip vereceğim. Ve," duraksadı. "Ve sana geleceğim..." sesli bir nefes verdi. "Biliyor musun eğer senin yerinde olsaydım ben de kardeşimi bırakmazdım. Ben Sena'yı senin için bırakamazdım... Özür dilerim." Sustu. Bundan sonrasını izlememiştim ve ne söyleyeceğini ben de bilmiyorum, dayanamayıp kapatmıştım... "Senden Emir'i bırakmanı istemedim, sadece bu karanlıktan çıkman için çabaladım. Sena Emir'in içindeki beyazlığı gördüğünü söylerdi, ben de senin içindeki beyazlığı görüyorum." Bakışlarını elinde yazılı olan kâğıda çevirdi. "Sen kardeşine bağlısın ve onu çok seviyorsun. Benim Sena'yı sevdiğim gibi... Sen Sena'yı ben de Emir'i suçladık her zaman. Korkak olan sadece sen değildin, ben de korkaktım. Sena bir keresinde bana, eğer sen bir adım atarsan o on dört adımı atar demişti. Haklıydı. Şimdi ben bir adım atıyorum. Bunu seni sevdiğim için yapıyorum..." Demet'in yanağından bir yaş süzüldü. Tekrar kameraya baktı. "İstifamı vereceğim ve sana geleceğim. Eğer babam burada olsaydı o da bunu isterdi, babam her zaman bir arkadaş gibi yanımda oldu ve kararlarıma saygı duydu. Biliyorum ki burada olsaydı bana ağzını açmaz ve 'aşkının peşinden git' derdi..." büyük bir nefes alıp elindeki kağıda imzasını attı. Altay'ın hıçkırıkları boğazımı sızlatıyordu. Saniyeler içinde ekrana baktı. Yüzüne bir umut ışığı vardı, gülümsedi, dolu gözleriyle ve kocaman gülümsemesiyle bize bakıyordu. "Korkularımızı yenme zamanı... Artık mutlu olmaz zamanı sevgilim."

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin