44. Bölüm: İYİ Kİ

2.2K 86 46
                                    

Selam bebeklerr! Nasılsınız bakalım?

Bugün Nişanımız var! Zorlu yollardan geçen bu güzel çiftimizi biraz mutlu etmekten zarar gelmez sanırım. Ne diyorduk; Gençler birbirlerini görmüşler, sevmişler... E bize de onları birleştirmek düşer öyle değil mi?

Upuzun bir bölüm sizi bekliyorrrr! Satır arası yorumlarda buluşalım, çiftimizin bu mutlu gününde onların yanında olalım.🌻

Canım Emir ve Sena'cığım... Mutluluklar diliyorum.🤍🖤

Güzel okuyucularımı da kocaman öpüyorum... Güzel okumalar.💋

                                        🤍

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


🤍

İki gün sonra...

Ve... O gün gelmişti. Günlerdir korka korka bir şey çıksın, bu gün olmasın umuduyla geçirdiğime rağmen hiçbir şey olmamış ve o gün gelip çatmıştı. İnanamıyorum! Gerçekten sosyal medyanın baskısıyla şu an bu odadada titreyen ellerimi sakinleştirmek için olduğuma inanamıyorum! Kaçmak istiyordum, ama aynı zamanda da istemiyordum. O yüzüğün sağ elimin yüzük parmağına girmesini istemiyorum ama aynı zamanda deli gibi onun için heyecanlanıyordum. Şu aşağıdaki kalabalıkta yürümek istemiyordum ama aynı zamanda elime kenetlenen el ile içimdeki kıpır kıpır hisle yürümek istiyordum. Öyle karmaşık bir ikilemdeydim ki her an bayılabilirdim. Bir yanım bazı şeyleri reddediyor, bu bunların olmasına asla izin vermiyordu ama diğer yanım... Diğer yanım arsızca bu an için ölüp ölüp diriliyordu.

"Felaket güzelsin!" Dedi Demet.

"Felaket az kalır!" Dedi Aylin.

İki kişinin çığlığıyla hızla düşüncelerimden sıyrılıp odam denildiği yere döndüm. Demet beni baştan aşağıya süzüyor, sonra yine baştan aşağıya süzüyor ve tekrar aynı şeyi yapıyordu. Aylin de aynı şeyi tekrarlıyordu üzerimde. Avuç içlerim terlemişti. Sakin ol Sena. Altı üstü nişanlanacaksın. Sen kolay mı sanıyorsun ya?! Hı? Kolay mı?! Boş boş konuşma yemin ediyorum tüm hıncımı senden çıkarırım şimdi!

"Ben bayılacağım galiba." Dedim, elimi kalbime ulaştırarak.

İkisi de güldü. Aylin'in telefonu çalınca açtı ve birkaç saniye dinleyip ofladı. "Geliyorum anne." Telefonu kapatıp ikimize baktı. "Sakın yukarı çıkmayın yakarım ikinizi de!" Dedi ve hızla odadan çıktı. Gülüp Demet'e baktım.

Demet bana yaklaştı. Gözleri anında dolmuştu. "Ben bu günü hiç böyle hayal etmemiştim," dedi, bir itirafı gerçekleştirircesine. Buruk bir gülümseme oluştu dudaklarında. "Düşünsene..." omuzları kalkıp inerken ellerimi tutmuştu. "Belki gerçekten mutlu olursunuz Sena. Korkuların var evet ama belki tüm korkularını yenersin!"

Öyle heyecanlıydım ki kalbim göğüs kafesimi her an parçalayabilirdi. Mantıklı düşünemiyordum. Asla mantık denen şeyin şu an bende olduğunu sanmıyordum. "Sanmıyorum," dedim, heyecanımı bastıramayan çalışarak. Zorla gülümsedim. "Olmaz Demet. Baksana, geçmişim sanki eteğime bağlanan bir taşmış gibi... Ve zor olan da benim hiçbir zaman o taşı dökememem."

GEÇMİŞİN İZİ Where stories live. Discover now