60. Bölüm: ELBET BİR GÜN

1.3K 72 31
                                    

"O da annene söz vermiş..." dedim, şaşkınca havalanan kaşlarımla. "Seni öldürmemesi için annen ondan söz almış."

Kafasını olumlu anlamda salladı. Birkaç saniye bana bakıp gözlerini kaçırdı ve alt dudağını dişleyip sakallarını kaşıdı. Bu haline kaşlarım çatılmıştı. Anladığım kadarıyla kötü bir şey söyleyecekti. Bugün kötü şeyler duymaya alışmıştım... Bu duyduklarımdan daha kötü ne olabilir diye düşünmemiştim açıkçası.

"Arun Çakır," dedi, bakışlarını masaya sabitleyerek. "Cihan Çakır'ın oğl-"

Büyük bir kahkaha patlatmamla susmak zorunda kalmıştı. Bakışlarını bana çevirince kahkaham kesilmemişti. "Arun Çakır, Selçuk Saygıner'in oğlu, öyle mi?!"

Kafasını bir kez salladı fakat konuşmak için kahkahamın bitmesini bekliyordu. Zorlukla alt dudağımı dişleyip kahkahamı kestim. "Sena, Selçuk Saygıner anneni al-"

"Kafasına sıkar!" Diye bağırınca susmuştu. Öfkeyle ayaklandım. "Kafasına sıkar yine de öyle bir şey yapmaz!"

"Peki Cihan Çakır yapar mı?" Dediğinde dişlerimi sıktım.

"Sürekli şunu söyleyip durma! İkisi de aynı kişi zaten!" Dedim, sertçe.

Ayaklandı. "İkisi de aynı kişi değil. Senin baban seni o gece bırakıp gitmezdi, gerçekleri böyle dan diye suratına çarpmazdı. O gece Cihan Çakır ile tanıştın sen, keza ben de öyle. Senin karşındaki baban değildi, Cihan Çakır'dı."

Doğru söylüyordu... Kolumu biraz bile sıktığında gözlerine yerleşen pişmanlık duygusu dakikalarca geçmemişti gözlerinden. Ama o gece tüm her şeyi acımadan yüzüme vurmuştu. Her şeyi... Beni o halde bırakıp çıkmıştı depodan. Sanki benden intikam almıştı. Ya da Emir'den... Hiç tanımadığım bir adam hakkında ne kadar net konuşabilirdim ki?

Tekrar oturdum. Uzun bir sessizlik oldu. "Tek gecelik bir şey olamaz mı?" Dedim, ona bakarak.

"Bilmiyorum. Ama ben bu herifi biraz tanıdıysam bir gecelik kadından olan çocuğa bu kadar güvenmez. O çocuğunda doğmasına izin vermez." Dedi, net sesiyle.

"Arun Çakır beni tanıyordu," dedim dan diye. Kaşları çatıldı. Kafamı öne eğdim. "O gün, Yamyam'ı kucağıma bırakıp evimden gitmiştin ya?" Kafasını merakla olumlu anlama salladı. "Uyandığımda karşımda oturuyordu."

Gözlerine yerleşen öfkeyle hızla ayaklandı. Elini saçlarıma atıp sertçe karıştırınca yutkunma gereği duymuştum. "Ve sen de bunu bana söylemedin!" Diye bağırınca irkilmiştim. Korktuğumu anlayınca büyük bir nefes çekip sakinleşmeye çalıştı.

"Beni altı yaşından beri takip ettiğini, izlediğini söyledi. Bizim pikniğe gittiğimiz bir anımı anlattı. Her anına kadar ezbere biliyordu." Dedim. "Önce ciddiye almadım ama şimdi o ana gidince... Yalan söylüyor diye düşündüm. Ciddiye almadım."

"Cihan Çakır anlatmıştır!" Dedi, sertçe. "Kedinin o amına koyduğumun hayvanıyla oynadığı gibi seninle oynamışlar! Orospu çocukları!"

"Hayır, öyle değil," dedim, itiraz dolu sesimle. "Gözlerini okudum, doğru söyl-"

Hızla bana bakınca susmuştum. Sert bir nefes alıp tekrar çaprazımdaki koltuğa oturdu. "Gözlerini okudun?" Dedi, dişlerinin arasından. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Ne okudun Sena? Söyle ben de bileyim."

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin