92. Bölüm: GİT-ME

745 52 20
                                    


Nil:

"Türkiye'ye dönüyoruz Sena."

Kaşlarım çatılırken yerimden doğruldum.

                                     "Temelli mi? Emin misin?"

"Evet... Abimle konuşmayı denedim
ama benimle konuşmuyor. Gamze'ye
konuşurken duydum. Artık burada kalmamızın bir anlamı yokmuş, onu burada
tutan bir şey yokmuş. On dakika sonra uçak
kalkıyor, bilmek istersin diye düşündüm."

Kendimi bir anda koridorda bulmuştum.

"Oyalayabildiğin kadar oyala onu."

Gidemezdi... En azından veda etmeyi çok görmemeliydi. Hayır amına koyayım veda da edemezdi! Hiçbir yere gidemezdi!

Motoruma atlayıp Nil'in attığı konuma doğru yola çıktım. Yarım saatten fazla yol mesafesi vardı. Motorla azaltırdım belki ama Nil iyi oyalayamazsa yetişemezdim sanırım.

Hayır, yetişirdim! Uçardım gerekirse amına koyayım! Uçağa kafa atardım! Sakin ol Sena. Tamam atarsın uçağa kafa, sakin ol da uçak zarar görmesin.

Nasıl beyfendiyi burada tutacak bir şey yokmuş?! Kolundan bir tutup dudaklarına yapışırsam görürdü gününü! Bu ne ya?! İki yıl tekrar gitmek için mi beni aramış bu herif?! Adama bir siktir ol git demediğin kaldı Sena.

"Lan ne alaka amına koyayım ne boş yapıyorsun sen?!" Dedim, sesimi duyurmak için bağırarak.

Aynen ben boş yapıyorum. Adamdan bir ton şey saklıyorsun hâlâ. Çocuğu öldü çocuğu! Niye söylemiyorsun adama?

"Ne yapacak? Geri mi getirecek?! Mal mal konuşma yemin ederim seni motordan atarım sümük gibi yere yapışırsın! Geri zekâlı! Zaten aldıracaktım ben çocuğu! Ölmeseydi de gidecekti! Ölecekti yani."

Aynen ondan Sena. Sende beni yiyorsun.

Sabır çektim. "Bak seni sikerim."

Gel de sik.

"Var ya karşımda olacaktın ben sana ne yapacağımı iyi bilirdim."

Yirmi dakika içinde piste yetişmiştim. Uçağın merdivenleri kapanacakken koşar adımlarla içeriye girdim. Hostesler şaşkınca bana bakarken pilot odasına daldım. "Uçuşu iptal et koçum." Dedim ve salona ilerledim.

"Ben uçamam diyorum ya uçamam! Bayılmak da istemiyorum!" Nil'in isyanıyla sırıttım ve durdum.

"Tamam da canım her zaman bayıltıyoruz seni. Ne güzel odandaydın sen niye ayaklandın? Bak doktor seni bekliyor hâlâ." Dedi Gamze, tatlı diliyle Nil'i ikna etmeye çalışarak.

"İstemiyorum Gamze!" Dedi Nil. Bu oyalamak içindi ama sanki Nil baya baya ciddiydi. "Zaten gerginim bir de sen germe beni. Nefret ediyorum ya uçaktan! Binmek istemiyorum anlamıyor musunuz?!"

"Yap yapacağını doktor." Dedi Emir, sertçe.

"Ay karnım!" Diye bağırdı Nil. "Ay ay ay! Ay bana bir şeyler oluyor! Yok ben öleceğim galiba."

"İyi misin?" Dedi Gamze, telaşla.

"Nil hanım, hamileliğiniz riski kendinizi kasmayın lütfen." Dedi doktor.

"Kolaysa bebeği kendine al o zaman!" Diye çemkirdi Nil. "Kendinizi kasmayın diyor ya! Gelmiyorum ben! Korkuyorum... Biraz daha stres yaparsam cidden iyi şeyler olmayacak!"

Salona girdiğimde Gamze ve Nil'in bakışları bana temas etti. Emir'in arkası dönüktü. Dirseğini dizin yaslamış, gözlerini yummuş ve sertçe alnını sıvazlıyordu.

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin