38. Bölüm: AYRI DÜNYALARIN İNSANLARI

2K 104 29
                                    

30k oldukkkk!! Hepinize teşekkür ederim💖

Attığım bölümlerin en uzunu oldu bu bölüm. Bundan sonraki bölümler de uzun olacak artık.

Okumaya başlamadan önce o küçük yıldıza basar mısınız acabaa?

Sena'nın Sinan'ı es geçtiği gibi, siz satır arası yorumları es geçmeyin lütfen. 😂

Hepinizi öpüyorum güzel okuyucularım...



"Ne teklifi?" Dedim, dan diye.

Oğuz'un bakışları bana çevrilirken Emir'inkiler telefonundan ayrılmamıştı. "Oğlunun bedenini kendi elleriyle yakacak." Dedi, buz gibi sesiyle.

Aldığım nefesi tutmuştum. Kaşlarım istemeden  şaşkınlıkla havalanmıştı. "Karşılığında?"

"Hayatı bağışlanacak," dedi.

Şaşkın bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim ve camı yarıya kadar açtım. Kendi oğlunun bedenini ateşe atacak, kendi elleriyle. Adam öldü zaten Sena. Öldü fakat, oğlunun bir mezarı olması yerine, ondan geriye hiçbir şeyin kalmaması şartını kabul etmişti; kendi hayatı karşılığında.

"Arun Çakır?" Dedim, bakışlarımı Emir'e çevirerek. "O ne istiyor?"

"Ne isteyecek?" Diye sordu.

Derin bir nefes alıp yutkundum. "Nil'i hayrına kurtarmış olabileceği toksik geliyor."

"Kartalları bilir misiniz?" Bakışlarım Oğuz'un gözlerini hedef aldı. "Yemini aslanın elinden kurtarır, yemi kurtuldum sanarken kartal onun etiketini parçalamaya başlamıştır bile."

Kaşlarım havalandı. "Benim düşmanımın canını benden başka kimse yakamaz hesabı mı?"

Kafasını olumlu anlamda salladı. "Yeterince toksik mi?"

"Fazlasıyla," dedim, hayretle.

Bakışlarımı tekrar camdan dışarıya çevirdim. Sanırım kafam asla böyle şeylere çalışmayacak, ve böyle şeyleri normalleştiremeyecekti. Yirmi beş dakika sonra minibüs durmuştu. İlk inen ben olmuştum. Emir de inince adımlarımı onunla birlikte attım. Boş bir arsaydı burası. Arsanın ortasındaki kocaman ateş alevleri gözlerimi şaşkınlıkla açmıştı. Burada mı yakacaklar adamı? Sanırım. Ateşin etrafındaki adamlara kısa bir bakış attım ve Emir'e çevirdim yüzümü. Ateşe otuz adım uzaklıkta bir yerde durdu ve ellerini ceplerine yerleştirip tüm soğukkanlılığıyla etrafa baktı. Oğuz da Emir'in diğer tarafına geçmişti.

Bakışlarımı tüm arsada gezdirdim. Her tarafta adamlar vardı. Bakışlarım en son harlanarak çoğalan ateşi hedef aldı. N'oluyor Sena? Bekliyoruz. Birazdan olacak olanı sanırım. "Ben gideyim!" Dedim, dan diye.

Emir'in bakışları bana çevrilince bunun için çok geç olduğunu söylemişti. Araba sesiyle bakışlarımı gelen arabalara çevirdim. Adamlar bir anda indiler, ve ardından biraz sonra oğlunu acımadan yakacak olan adam. Yüzünde mimik oynamıyordu. Büyük adımlarla ateşin yanına yaklaştı ve bakışlarını ateşe dikti. Az sonra gözlerine yansıyan alevleri oğlunun cansız bedeni harlandıracaktı.

"Yasadışı bu," dedim, tekrar Emir'e dönerek. "Ölü bedeni yakmazsınız."

"Emin olun o ölü bedeni toprak kabul etmeyecekti." Dedi Oğuz.

GEÇMİŞİN İZİ Where stories live. Discover now