-10-

30.4K 1.3K 169
                                    

On yedinci bölüm başlığı, onuncu bölüm olarak değiştirilmiştir. İyi okumalar dilerim 🖤

...

Yataktan doğruldu Sarhan sersemleşmiş bir hâlde. Ne ara yatakta yatmıştı ki? O en son koltuğun üstünde yatmayacak mıydı? Doğru ya... Sarhan gece yatağına yatmıştı çünkü onu yatağa çeken bir şey vardı. Zival'in kokusu! Bir türlü bu kokuya engel koyamıyordu. En sonunda dayanamamış ve yatakta yatmaya karar vermişti. Gerçi ona göre koltukta sırtı ağrıdığı için yatağa geçmişti de neyse...

Yavaştan yavaştan Zival'e alışmış olan bu adam Zival'in yokluğunda boşluğa düşmüş gibi hissetmişti. Peki içindeki Hande sevgisine ne olmuştu? Belki de Zival'in sevgisi dolduruyordu kalbini. Eliyle alnını karıştırıp yataktan çıktı, banyoya gitti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra odadan çıktı. Fark etmese bile ilk kez bir gece boyunca Hande'yi değil, Zival'i düşünmüştü. Bu biraz garip hissettirmiş olmalıydı.

Kahvaltı eden Alkan ailesinin yanına varan Sarhan sofraya oturdu. Ardıl ağa sesini çıkarmayan yeğenine baktı göz altından. "Karını hâlâ bulamadın değil mi?" diye sordu.

"Yok."

"Bu sana ders olsun Sarhan! Evliyken karına sahip çıkamadın, şimdi de sahip çıkamamıyorsun!"

"Neden hâlâ o kızı koruyorsun Ardıl? Görmüyor musun Sarhan'ın halini?" diye kocasına söylendi Roja hanım.

"Görmüyorum Roja! Aklı olaydı da karısına sahip çıkaydı!" diye bağıran Ardıl ağaya Sarhan'ın cevabı gecikmedi.

"Yeter ağam. En yakın zamanda bulacağım ve yine nikahıma alacağım. Eğer derdin soyadımızın itibarıysa merak etme, aşirete zarar gelmeyecek!" deyip sinirle sofradan bir şey yemeden kalktı. Yeteri kadar doymuştu zaten. Konaktan çıkıp arabasına binecekken kendisine yaklaşan korumalara bağırdı. "Beni takip edeceğinize yürüyün gidin hanımağanızı bulun! Havaalanı, otogar her neresi varsa bakın!"

Arabasına binip Acar'larla konuşmak için gaza bastı. Delirecekti, gerçekten delirecekti. Amcası, yengesi ve daha nicesi üstüne üstüne geliyordu. Evlendikten sonra ağalık konumu zaten çok ağır gelmişti Zival'le birlikte. Bir de böyle aksiyonlara ev sahipliği yaptıkça işler Sarhan açısından çığrından çıkıyordu. Sabır çekti. Varmak istediği evin önüne gelince arabadan inip bahçeye girdi. Zival burada silah çekmişti. Birini öldürmek istemişti, hem de öldürmek istediği kişi kendi öz kardeşiydi! Evin zilini çaldı. Kapıyı açan Welat'a başıyla selam verip izin istemeden eve daldı. Salonda oturmuş Fırat beyin yanına gitti. Elini saygı niyetine öpüp yanına oturdu. Sarhan'ın oturmasıyla ayağa kalkan Fırat bey ceketini düzeltti.

"Ağam? Zival'den haber var mı?" diye sordu merakla.

"Yok. Ben de belki siz bir şey biliyorsunuz diye geldim."

"Nereden bileceğiz? Sen bulamadıysan biz nasıl bulalım?" diyen Fırat beyin ardından Welat araya girdi.

"Neden Zival'in peşindesin Sarhan ağa?"

"Ne diyorsun Welat?" diyen Sarhan tek kaşını kaldırmış, kendisine kızgınlıkla bakan adamı göz hapsine almıştı. Sakin kalmaya çalışıyordu çünkü şuan sinirlenmesinin yeri ve zamanı değildi. İki gündür zaten bir hâl olmuştu sinirden kudurmaktan.

"Diyorum ki Zival'i boşadın. Ne diye peşindesin?"

"Urfa karım olarak bilirken yerimde mi oturayım?" diye sesini yükseltti dayanamayarak. Sakinliği en fazla bu kadar sürmüştü. Zaten Welat'tan pek haz etmiyordu. Özellikle son duyduklarından sonra iyice gıcık kapmıştı.

AŞİKÂR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin