~7~

4.9K 407 211
                                    

Vücudundan bir dalga geçti. Öyle şiddetli ve hırpalayıcıydı ki aldığı nefes bile kesilmişti. Damarları paramparça olmuş da tüm kasları fazla kanı taşıyamıyor ve dersini ezip geçmek için ısrarla tüm vücuduna acıyı dalgalar halinde yayıyordu. Bu tepkiye maruz kalmasındaki etki tam da karşısındaydı. Annesinin itinayla gözlerine diktiği gözleri, bir an olsun gözlerinden ayrılmamıştı. Almila'nın anbean öfkelenişi sadece birineydi. O 'biri' diye kodladığı kişi hayatını karartmıştı. Şaka gibi geliyordu tüm bu olanlar. Neredeyse bir üç ay önce hiçbir sorun yoktu. O üç aya dönmek istedi. Kimseye birşey olmayan, bu adı batasıca hükmün verilmediği, canların yakılmadığı o ana geri dönmek istedi.

Herşey üst üste gelmişti doğrudur ama plan bu değildi. Berkan'ın dün geceden beri sessizliğinin mükâfatı bu olmamalıydı. Gözleri doldu. Ondan gizli birşeyler döndüğünü seziyordu. Annesinin kollarından onu sarsmasıyla şaşkınlığını bir müddet erteledi. Bön bön bakmaya devam ederse hiçbir şey öğrenemezdi. Öncelikle sakin olmalıydı. Ani tepkiler vermemesi gerekiyordu zira bu da bir oyun olabilirdi. Belki Hazan'la ilgili bir sorun olmuştu ve Berkan başka bir plan kurguluyordu?

Düşündü saliseler içinde. Dolan gözlerini kendini zorlayarak eski haline getirdiğinde derin bir nefes içine vakumladı. Berkan belki de onun yaptığını yapıyordu. Hani Almila da plana uymayıp erken evlilik haberini vermişti ya belki de bu kez aynı şeyi Berkan yapıyordu. Bilemiyordu artık! Sadece çaktırmaması gerekiyordu. Berkan'ın yeni planı olmalıydı bu. Sakin olmalı ve biliyormuş gibi davranmalıydı. Evet, evet... Bu kesinlikle yeni bir plandı. Aksi olsaydı kendisini geçti, Berkan asla kabul etmezdi.

Hande hanımın ısrarlı ve istikrarlı bakışları üzerinden kaymak bilmeyince usulca kendini annesinden kurtardı. Hande hanımın Almila'yı tutan elleri iki yanına düşünce kaşları çatılmıştı. Almila'nın yüz ifadesini çözemiyordu. Ne biliyor ne de bilmiyor gibiydi. Yan bir bakış kocasına attığında zorla kendine gelmişti. Adar bey de en az kendisi kadar şaşkınlık içerisindeydi. Yutkunup istediği ve beklediği cevabı almak için kızına baktı.
"Kızım? Konuşsana, beni zorladılar desene annene!" diye bağırdı kendisinden beklenmeyecek bir ses tonuyla. Almila'nın bu garip hâli onu delirtiyordu. Karşısındaki onun kızı olamazdı!

"Şey..." derken sesi günlerdir söylediği yalanlardan olsa gerek hiç titrememişti. Artık bu alanda profesyonel olmuştu. "Haberi almışsınız. Biz bir ayın çok uzun bir süre olduğunu düşündük. Kan davası bir an önce bitmeli."

Hande hanım kızının kollarından tutup gözünü bürümüş öfkeyle yatağa fırlattı. "Ne saçmalıyorsun sen ha?! Benim kızım asla böyle birşey yapmaz! Benim kızım sen olamazsın!" Yatağa düşen kızının kollarını bırakıp Adar beyin tam önünde durdu. "Hemen gidip bu işi kabul etmediğimizi söylüyorsun her iki aşirete!" diye avazı çıktığı kadar bağırırken Adar bey karısının yüzünü elleri arasına almıştı.

"Öfkelisin, hazmedemiyorsun biliyorum ama anla artık Hande! Yirmi beş yıldır kızını vereceğini biliyordun. Kızının evleneceği gün yaklaştıkça neden böyle davranıyorsun?"

Dişlerini sıka sıka kocasının yüzünü tutan ellerinden kurtuldu. Başındaki şalı yere düşmüş, gözleri dolmuştu. Ağır hareketlerle yönünü kızına çevirdiğinde kendinden emin bir şekilde duran güçlü kızını kınarcasına inceledi. "Artık hiçbir şey demiyorum! Baba-kız ne haliniz varsa görün!" Yerdeki şalı kaldırıp öfkeyle Almila'nın odasını terk ederken kapıyı öyle bir şiddetle çarpmıştı ki yatağın üstünde metanetini zorla koruyan Almila yerinden sıçramıştı adeta.

Hande hanımın çıkmasıyla Adar bey kızının ifadesiz yüzünü bir müddet inceledi. Ardından da sesinin dozunu ayarlayıp söze girdi. "Kızım... Hareketleriniz çok şüpheli bilmem farkında mısınız... Annen bile pes etti ama ben etmem kızım. Eğer benim bilmediğim birşey varsa..."

AŞİKÂR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin