-22-

29.9K 1.2K 137
                                    

Otuz ikinci bölüm başlığı, yirmi ikinci bölüm olarak değiştirilmiştir. İyi okumalar dilerim 🖤

...

Sarhan'ın içtenlikle kurduğu cümlesi biterken içeriye Adar girdi. Adar'ın girmesiyle ikili birbirinden ayrılırken Zival, Sarhan ve Adar dışındaki her yerde gözlerini gezdirmeye başladı.

"Sarhan şu iş meselesini konuşalım istersen?" diye sordu Adar.

"Çok iyi olur." Sarhan yerinden kalktı. Eliyle salonun kapısını gösteren Adar'ı takip etti.

"Buyur o zaman çalışma odama gidelim."

Sarhan arkasında utanan kadına son kez bakıp salondan çıkarken Zival derin bir nefes aldı. Sarhan gerçekten de eskiden üstünde bıraktığı tesiri iki günde geri getirmişti. Yıllar önce tozlu raflara kalkan o mükemmel aşk, tekrardan Zival'in kalbinde yer edinmeye başlamıştı.

Adar ve Sarhan'ın çıkmasından birkaç dakika sonra salona Hande girdi. Koltukta oturan Zival'i görünce çekine çekine kadına yaklaştı. Zival'in yanında oturdu biraz mesafe bırakarak. Hande'nin yanına oturmasıyla içi sızladı Zival'in. Sessiz kalan kadınlar göz altından birbirlerine bakıyordu. Daha fazla dayanamayan Hande bu bir aydır Zival ve Sarhan'ın nasıl olur da yan yana geldiklerini merak ederek bir zamanlar ki arkadaşına baktı. Yemekte sormuştu ama Zival yüzeysel bir cevap vermişti ve Hande ondan hiçbir şey anlamamıştı.

"Zival?"

Başını Hande'nin olduğu yöne çeviren Zival gözlerine zorla baktı. "Evet?"

"Konuşalım mı biraz?"

"Bunca sene konuşmadın bu saatten sonra da konuşma bence."

"Ön yargılı olma Zival. Bilmediğin şeyler var, anlıyor musun?"

"Hande konuşmak istemiyorum. Mümkünse sessizce oturalım. Zaten Sarhan geldiğinde gideceğiz. Lütfen, kalbini kırmak istemiyorum en azından senin benimkini kırdığın gibi." Ayağa kalkıp salondaki pencereye yaklaştı. Dışarıya bakarken arkasında bir hareketlilik sezince arkasına bakmadan devam etti. "Yalnız kalmak istiyorum."

"Sarhan'la nasıl yan yana geldiniz?"

Hande'nin sorusuyla avucunu sıktı. Bu sorunun cevabını yemekte vermişti zaten. Ne diye peşine düşüyordu ki? "Sana ne? Sonuç olarak yan yanayız."

Pencerenin önüne yaklaştı Hande. Zival'e bakıp konuştu. "Ama bu nasıl olur? Sarhan en son beni sevi-"

"Sus!" diye bağırdı Zival. "Beni seviyor. Seni değil!"

"Zival sakin olur musun? Sadece konuşmak istiyorum."

"Ben istediğimi söylemedim ama."

"Neden bana böyle davranıyorsun? Ben sana ne yaptım?! Ben sırf senin için Sarhan'ın bana yıllar önce yolladığı tüm mesajları sildim. Hem de okumadan-"

"Hande kes sesini! Sarhan ismini ağzından duymak istemiyorum!" diye sesini yükselten Zival pencerenin camına elini dayadı. Başı dönüyordu ve şuan ayakta durmakta güçlük çekiyordu.

"Beni dinlemelisin Zival. Anlaşılan benim hakkımda kendi kafanda teoriler yürütmüşsün. Sen sadece sus ve beni dinle. Lütfen..." diyen Hande elini Zival'in omzuna koydu. "Rica ediyorum." Gözleri dolan kadın omzunu Hande'den kurtardı. Pencereden uzaklaşıp salondaki koltuklara ilerledi ve oturdu. Gerçekten baş ağrısı artmıştı. Hande Zival'in sesini çıkarmadığını görünce başladı anlatmaya. "Benim hakkımda en son bildiğin şey, o telefon görüşmemizdi altı sene önce. En son orada konuştuk."

"Neden beni bir daha aramadın Hande? Yoksa Sarhan'ı sevdiğin için utandın mı benimle konuşmaya?" diyen Zival sonlara doğru yüzünü buruşturmuştu. Elini ağrıyan başına koyup okşadı.

AŞİKÂR Where stories live. Discover now