-19-

29.5K 1.3K 200
                                    

Yirmi dokuzuncu bölüm başlığı, on dokuzuncu bölüm olarak değiştirilmiştir. İyi okumalar dilerim 🖤

...

Sarhan kollarının arasında bilinçsizce yatan kadına bakakaldı. Lafını tamamlayamamıştı henüz. Evet Zival'e ağlamak, üzülmek yok gibisinden konuşmuştu ama ona bayıl dememişti. Şoktan çıkıp korumalara bağırdı. "Arabayı hazırlayın hemen!"

Hasip önden gidip arabayı hazırlarken Sarhan halkın söylenmelerine aldırmadan kucağına aldı Zival'i. O sırada İdal ve Dilsu yanına gelmişti. Sarhan'ın başına üşüşen kızlar, nefes almadan konuşuyordu. "Ne oldu?! Ne yaptın arkadaşıma?" diyen İdal'di.

"Zival? Zival uyan canım benim!" diye bağıran da Dilsu'ydu.

Sarhan iki kıza ters ters bakıp korumaların arabayı getirmesiyle hemen kucağındaki karısıyla arabaya bindi. Hâlâ tüm bakışlar üzerindeydi. Arin gelinliğini eteklerini sıkı sıkı tutmuş bir şekilde yanlarına ağlayarak geldi. Arabanın kapısından Sarhan'a baktı. "Sarhan? Ne oldu Zival'e?"

"Bilmiyorum, bana soru sormayı bırakın!" Tüm ilgiyi kızların üzerinden çekip şoför koltuğundaki Hasip'e bağırdı. "Sür arabayı!"

Arka kapıyı açan İdal hemen arabaya bindi. Sarhan ise yanlarına oturan İdal'e kaşlarını çattı. "Ne yapıyorsun? İn hemen."

"Bende geleceğim. En azından ben geleyim." Arkadaşının baş örtüsüne elini sürdü. "Dayan canım benim."

Sessiz kalmayı tercih ederken Sarhan belirli bir süre sonra dayanamadı ve Hasip'e döndü. "Daha hızlı sür!"

"Neden bayıldı?" diye endişeyle sordu İdal.

Açıklama yapmak istemiyordu Sarhan. Şuan tuhaf bir şekilde Zival'i düşünüyordu. Karısının durumunu... Bayılmasını hiç beklemiyordu. Sarhan böyle düşünceleriyle boğuşup ne yapacağını düşünürken İdal'in içini öfke bürümüştü. "Ne yaptın arkadaşıma?!" diye bağırdı tekrardan.

"Kes sesini. Ben bir şey yapmadım." diyen Sarhan'ın gözü seğirirken sözlerine öfkeyle devam etti. "Bir daha bana bağırırsan, yarım bıraktığım damdan atma işini gerçekleştiririm!"

"N-noldu bana?" Kafasını Sarhan'ın dizinden kaldırmaya çalışan Zival uyanmıştı. İdal ve Sarhan aynı anda uyanan kıza baktı. Anlık bayılmış olan Zival'in yüzündeki solgunluk İdal'i endişelendirmişti.

"Zival?" diyen İdal hemen Zival'e sarıldı. "Uyandın çok şükür."

"Ne oldu bana? İdal?"

"Herkesin ortasında bir anda bayıldın."

İdal'in söylediğiyle her şeyi hatırlamaya başlamıştı. Sarhan'la halaydan çıktıktan sonra Sarhan onu ağlamaması ve endişe etmemesi konusunda uyarmıştı. Daha sonra o can alıcı sözü söylemişti. Annesi... Annesi ameliyattaydı. Bu ameliyatın önemlilik derecesi ne olursa olsun ameliyat, ameliyattı. Zival hemen İdal'in kollarından çıkıp Sarhan'a baktı. "Annem... Annem nasıl? Anneme götürün beni!"

"Sakin ol Zival. Daha sözümü bitirmeme izin vermeden bayıldın."

"Ne?" Gözünden yaşlar akmaya çoktan başlamıştı bile.

"Annen ameliyatta ama-"

"Ameliyatta mı?!" diye bağıran bu kez İdal olmuştu. "İnanmıyorum... Neyi var Rojin teyzenin?"

"Sarhan anneme ne oldu?!" diye bağıran Zival'le Sarhan iki kadın arasında gına gelmiş bir şekilde bağırdı.

"Susun bir!" derin nefes alıp arabayı süren Hasip'e çevirdi delici bakışlarını. "Hasip, arabayı durdur."

AŞİKÂR Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz