~17~

6.3K 415 193
                                    

Elindeki kağıdı usulca tekrar katladı. Ani tepki vermeyecekti. Sakindi şuan ve mantıklı düşünmeye ihtiyacı vardı. Öfkeyle kalkmamalıydı, zararla oturacağını gayet iyi biliyordu çünkü. Okuduğu satırların etkisinden çıkmak için birkaç kez kolunu çimçirdi. Bu mektubu Hazan, Berkan için yazmıştı. Hatta büyük olasılıkla ölmeden önce yazmıştı, Berkan'a verebilmek için ölmeyi beklemişti. Öldükten sonra da bir şekilde Berkan'a ulaşmış olmalıydı. Aslında bu mektupla Berkan'a veda etmiş gibi görünüyordu. Peki en önemli soru Berkan'ın bugünkü halinin sebebi bu muydu? Olamazdı değil mi? Olamazdı herhalde. Çünkü Berkan eğer bu mektup yüzünden böyle olsaydı, Hazan'ın öldüğünü öğrendiği gün yıkılırdı. Kahrolurdu. O gün hiç bunu umursamamıştı. Bu mektubu okuduktan sonra da vicdan azabı duyacağını hiç sanmıyordu.

Almila, Berkan'ın sevgisinden şüphe etmiyordu. Kocası onu seviyordu. Üstelik kocasının, Hazan'ın adını duymaya tahammülü yoktu. Hazan mevzusunu sonuna dek kapatmışlardı onlar.

En mantıklısını yapmaya karar verip ilk önce elinde tuttuğu katladığı kağıdı zarfa geri yerleştirip fotoğrafı da bir kez daha inceledikten sonra zarfa koydu. Eski haline gelen zarfı torpidoya geri iade ederken diğer zarfı içerisinden çıkardı. Her iki zarfı da görüp öyle bir değerlendirme yapacaktı. Bu kez yavaşça ikinci zarfı açtı. İçerisindeki kağıdı çıkarıp incelmek için katlılığından kurtardı. Gözleri arada bir hastaneye kayıyordu Berkan'ın gelip gelmediğini öğrenmek için çünkü bunu yaparken Berkan'a yakalanmak istemiyordu.

Elindeki kağıdın üzerindeki harfler gözünde bir bütün oluşturup cümle halinde anlam ifade ederken Almila gözlerini kocaman açmıştı. Bu gördüğü şey... İnanamadı. Tekrar tekrar okudu aynı cümleleri. Belki ondan fazla kez okumuştu aynı yeri. İyice idrak ettiğine kendini inandırdığında gözlerini usulca kağıdın üzerinden çekti. Gördükleri hiç de hastaneyle ilgili birkaç belgeye benzemiyordu. Berkan yalan söylemişti ve durum şuan Almila'nın inanılmaz derecede canını sıkmıştı. Neden saklıyordu bu durumu kendisinden, neden?

Kesinlikle emin olmuştu. Berkan bu yüzden böyleydi bu aralar. Bu kâğıtta yazanlardan dolayı böyle olmalıydı. Almila zeki bir kadındı. Bu zarfa da bakmayı tercih etmekle en iyisini yapmıştı. Hızla az önceki zarfa uyguladığı işlemleri birebir elindeki zarfa da uygulayıp torpidoya koydu. Torpidonun kapağını kapatıp arkasına yaslandığında dudağını stresten dişlemişti. Bir an önce bu konu hakkında Berkan'la konuşmalıydı yoksa soru işaretleri beynini talan edecekti. Birkaç dakika sonra sürücü koltuğunun kapısı aniden açılınca dalmış olan Almila ürkerek kendine geldi. Bir eli kalbinin üzerine giderken, gözleri yerine yerleşen Berkan'dan bir dakika bile ayrılmamıştı.

"İyi misin? Korktun galiba? Betin benzin de atmış?" Berkan karısının alnına elini yerleştirip anlık ateş ölçümü yapmıştı. "Ateşin de yok."

"Yok... Sen aniden öyle şey edince birden irkildim, dalmıştım."

"İyi değilsen..."

"İyiyim Berkan." Gözlerini güvenle kapatıp açarken kocasının endişesini bertaraf etmeye çalıştı Almila. Kendisi için bu kadar endişelenen adamın hâlâ Hazan'la bir bağlantısının olabileceğini düşünmesi bile büyük bir aptallıktı. "İşin uzun sürmüş olmalı. Epey bekledim burada."

"Bu aralar önemli işlerim var hastanede. Az önce de dalgınlıktan birini unutmuştum, onu hallettim. Beklediğin her dakikayı telafi ederiz." Almila'nın gözlerine muhteşem bir gülümseme bahşeden Berkan, karısının elini uzanıp tuttu. "Ama şu halin beni korkutuyor. Ben arabadan indikten sonra birşey mi oldu? Biri rahatsız falan mı etti?"

"Hayır hayır. Sadece birşey fark ettim."

"Hım... Neymiş?"

"Seni anlamak için çok da fazla çalışmam gerekmiyormuş."

AŞİKÂR Where stories live. Discover now