-62-Şart

3K 240 82
                                    

🍁

Güz Çiçeği olan Kardelen, yaşadığı acılardan sonra bir kış çiçeği olarak hayatına devam etmişti. Çoğu insan da tıpkı Kardelen Çiçeği misali bu seçimi yapmak mecburiyetindeydi. Mevsiminde açamıyor yahut açmasına izin verilmiyordu ve onlar da ait olmadığı bir mevsime ait kalabilmek için fedakârlık yapıyordu. Yapmak zorunda bırakılıyordu. Kimi seçim yapmak zorunda kaldığı o mevsime ait olmayı başarıyordu, kimi ise kaybolup gidiyordu. Bazıları ise o mevsimde kalabilmek için kendine bir amaç yaratıyordu.

Hazan'ın amacı sevdikleriyle sorunsuz bir mutluluk yaşamaktı. Artık buna hakkı olduğuna inanıyordu. Onca acının ardından bir mutluluk bahşedildiğine inancı tamdı. İçten içe hem zorla koparıldığı eşine hem de tüm o zorlukların arasında rahmine tutunmuş kızına kavuştuğu için şükürler ederken bu inancı içinde perçinliyordu. Ve bu inanç ona amacına da ulaştıracak gücü bulmasında yardımcı oluyordu.

Annesinin öldürüldüğü o eve adımını attığında çoğu şeyi aşabildiğini anlamıştı genç kız. Sonra dayısı Mahur'dan, çocukluğunda kalan o adamdan annesinin en mutlu zamanlarını dinleyerek gücüne güç katmıştı. Aylardır uğraş verdikleri savaşın sonuna geldiklerini hissediyordu artık. Bitecekti. Hem o hem de annesinin ruhu huzura kavuşacaktı artık. Zalimlerin mahvettiği bir hayatı vardı annesinin ve o zalimler içlerindeki karanlıkla yüzleşecekti bu gece. Onları Hazan yüzleştirecekti. Elindeki kâğıtta yazan satırları okurken bunları düşünüyordu.

"Umut aydınlatıyor yolumu. Karanlık çekiyor ellerini üstümden. Ellerim uzanıyor aydınlığa, güneş yüzüme vuruyor, ısınıyor tenim. Hatırlıyorum işte, mutluluk bu hissettiğim. Masmavi gökyüzü, bulutlar ve güneş. Ve insanı mest eden bu çiçek kokusu... 'Mutluluk' yasaklı bir kelime değil artık dilime. Mutluyum diyebiliyorum ve bunu sen yanımda olduğun sürece söyleyeceğim. Söylediğim kadar mutlu olacağım Güz Çiçeğim. Hoş geldin bana. İyi ki Beyaz Kraliçe'nin en yakını oldun. Canı oldun. Beyaz Kızı. Anne diyeceğin anları iple çekiyorum. Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum annem..." diye mırıldandı genç kız, kâğıdı öpüp göğsüne bastırdı. "Çok seviyorum." Göğsünden çektiği kâğıdı özenle katlayıp kutusuna geri koydu. Bu satırları kızına da okutacaktı. Anneannesini o da tanıyacaktı. Başını kutudan kaldırdığında gece karası gözleri eşinin aydınlık yeşillerini buldu.

"Gidelim mi?" diye sordu Yağız. Çalışma masasından kalktı kız, onun yanına adımladı. "Gidelim," dedi uysalca. "Bitsin artık."

Genç çift hava kararmışken küçük konaktan bahçeye çıkıyorlardı. Sevdikleri bir üst kattaydı. Sevdiklerini önce Allah'a sonra da Berfin'e emanet etmişti Hazan. Başta Berfin'in ve çocukların Haşmet amcasının ayarladığı güvenli yerde kalmasına, Çiçek ile de Afife Hanım'ın Barlas'ın evinde kalmasına karar verilmişti. Ama Kenan ile Berfin kahvaltıya küçük Atahan'ı ve Şirin'i de getirince işler değişmiş, çocuklar için verilen kararlar da değiştirilmişti. Bunda Çiçek'in verdiği tepkilerin etkisi bir hayli fazlaydı. Zira Çiçek yeni evinde oldukça rahattı. Ve tabii kızıl saçlı kuzenine ilk gördüğü andan itibaren hayranlıkla bakakalmıştı. Renkli saçlı bu küçük kız Seyit'in ilgisini çekmesi gibi onun da ilgisini fazlasıyla üzerine toplamıştı. Onu da kendine ortak edip evin içinde keşif gezisine çıkmıştı. Fakat kalkma vakti geldiğinde Çiçek'in dudakları büzülmüş, gözleri ise yaşla dolmuştu. Şirin'den ayrılmak istemiyordu. Herkesin içindeki "Ya yine ağlarsa?" korkusu depreştiğinden çocuklarında burada, bu küçük konakta kalmasına karar verildi.

Atahan ise şaşkındı. O hain gecede yakasına yapışıp onu bırakmasın diye ağladığı ama yüzünü hayal meyal hatırladığı yengesini görünce şaşırmıştı küçük çocuk. Çiçek ile tanışınca ise şaşkınlığın yerini başka duygular alıverdi. Yağız amcasının yeni arkadaşını hem sevmiş hem de tatlı bir kıskançlığa bürünmüştü. Ama o kıskançlık ortadan çabucak kaybolmuştu zira Çiçek tıpkı Can ile Mirza'ya seslendiği gibi ona da "Abi!" diye seslenmişti. Şirin ile onun yanından ayrılmıyor, ikisi arasında dolanıp duruyordu şimdi. Arada küçük çocuğun yoğun saçlarını çekiştiriyor, sabrını sınıyordu ama kıkırtısı ile Atahan'ı bile yumuşatıyordu.

GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now