-8- Teşekkür Ederim

10.8K 584 128
                                    

🍁

Yağız elleri cebinde çenesi dik bir halde merdivenlerden aşağıya iniyordu, aklından Furkan'ın Narin kalfadan öğrendiği olaylarda anlattıklarını geçiriyor, olayların bütünlüğünü kafasında toparlıyordu. Akşam yemeği yenmişti, herkesin toplandığı büyük salona girdiğinde öfkenin ateşi harlanmış gözlerini kısıp annesine odakladı.

"Hayırlı geceler herkese!" dedi sabit ama sert bir sesle.

Dilruba hanım alttan alta baktı oğluna. Ne ara gelmişti? Eksik gelinin fark etmiş miydi yokluğunu? Yok canım farkında olsa sakin olmazdı zaten. O böyle düşünürken Demir Ağa cevap verdi.

"Sağ ol Yağız Ağa, ne ara geldin eve?"

"Çok olmadı." dedi genç adam, soğuktu tavrı.

"Yemek de yendi, bilseydik beklerdik." dedi Ömer Ağa sakin bir sesle.

Başını belli belirsiz salladı Yağız "Olsun dayı sağ ol." dedikten sonra Berfin'e döndü. "Yenge bir şey isteyeceğim."

"Tabii Yağız Ağam." dedi Berfin.

"Yenge senin şu ateş düşüren bir çay karışımın vardı ya ondan bir yapsan zahmet olmazsa ya da bana tarifi ver ben yaparım." dedi Yağız sabırsız bir şekilde.

Herkesin şaşkın bakışları arasında gözlerini kısıp başını iki yana salladı. "Ne! İtalya'da gıda üzerine eğitim alırken mutfakta da çalıştım. Burada Ağa oldum diye giremem mi mutfağa." dedi alaycı bir tavırla Yağız.

"Ben yaparım Yağız Ağam sen otur." dedi Berfin, Dilruba Hanım kaçamak sert bakışlarını ikisinde dolaştırırken Yağız tam masanın ucunda annesinin karşısında elleri belinde dikildi. Kadın oturduğu sandalyede gerildi.

"Hayırdır oğul sen mi hastasın?" dedi Demir Ağa merakla.

Yağız "Hayır," dedikten sonraki sözlerini vurgulayarak sürdürdü "karım rahatsız, soğuk algınlığı." dedi. Annesinin gözlerinin içine bakıyordu. Kadın kaçırdı gözlerini.

Ömer Ağa ve Demir Ağa ikisi arasındaki bu sessiz gerginliğe anlam veremedi. Ömer Ağa sözü aldı. "Abla, neden demedin gelin hasta diye, doktor çağırırdık." Ses tonu şüpheciydi.

"Kesin haberi yoktur." dedi Yağız imalı bir tavırla.

" O ne demek öyle Yağız, annen bu evin Hanım Ağası haberi vardır elbette." derken, Dilruba Hanım'ın yüzüne baktı Demir Ağa. Ömer Ağa ise sessizlikten anlamıştı artık bir şeyler olduğunu.

"Biz müsaadenizi isteyelim. Hadi sarı cadı, sen de kalk kızıl cadı. İyi geceler." derken, ayağa kalkıp Ece'nin ve Şirin'in ellerinden tutup onları da kaldırdı Furkan. Kenan Furkan ile göz göze gelince kaş göz yaptı hızlıca 'neyi var' dercesine. Furkan hafif başını kapıya doğru eğdi 'çıkalım' der gibi.

"İyi geceler." dedi Kenan da ılımlı bir şekilde. Herkese baş selamı verip ayrıldı ortamdan. Geriye amcası Demir ve dayısı Ömer kaldı annesinin yanında.

"Sorun ne Yağız Ağa? Annene karşı bu imalı tavrında neyin nesi?" derken sesi otoriterdi Demir Ağanın.

Yağız'ın soğuk bir tebessümle kıvrıldı dudakları. Başını iki yana hafif sallayarak "İma filan yok amca az sabır." dedi, Annesine döndü. "Yemeğini yerken lokmalar boğazından rahat rahat geçmiştir umarım ana!" dediğinde Ömer Ağa kaşlarını çatıp baktı ablasına.

"Olayı tam bilmiyorsun belli ki. Bana bu şekilde tavır aldığına göre." dedi Dilruba Hanım sert bakışlarını oğluna otorite kurmak istercesine çevirip.

GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now