-9- Yüzleşme

11.1K 568 139
                                    

🍁

Yağız ortada dönen konuşmalardan gerilmişti iyice. Uyuşturucu işi ile kaçak olarak uğraşan bazı küçük aşiretler Yağız'ın kararından memnun değildi ve bunu dile getiriyordu.

"Yörenin hatırı sayılır çoğunluğu bu işten gelir sağlıyor Yağız Ağa, bunu birden kestirip atmak kolay mıdır?" diye imalı bir tavırla konuştu Cevher Ağa.

"Üstelik diğer işler de sıkıntılıyken." diyerek destekledi onu başka bir Ağa.

Yağız sıkıntılı bir nefes koyuverdi, ardına yaslanıp tok bir sesle konuştu. "Bakın Ağalar, ben bir gıda şirketi işletiyorum bir zehir şirketi değil! Bu şirketin temiz bir şekilde yol almasını istiyorum, bunu başaracağım. Binlerce kişiye istihdam sağlayan bu şirketimiz başına geçtiğimden beri daha da büyüdü, daha çok kişinin alın teri ile ekmek kazanabileceği bir yer oldu. Yanında ek olarak kervan ve han projesini de tamamlıyorum üstelik. Bu sebeple destek verenin başımın üstünde yeri var ama vermeyen de köstek olmasın. Kimseye düşman olacak değilim. Evliliklerimiz bile bu düşmanlıklar bitsin kan dursun diye yapılırken üstelik." diyerek cümlesini tamamladı. Birçoğu duyduklarını hoşnut bir şekilde karşıladı ancak bazıları halen memnuniyetsizdi.

"Tabii Ağam, Haşmet Ağa da seni destekliyor belli ki. Bu nedenle işlerin tıkır tıkır çalışıyor elbette. Ancak biz sizin kadar büyük aşiret değiliz, bu işlerden vazgeçmek kolay olmuyor bizim için." dedi Cevher Ağa yine aynı imalı tonla.

Yağız'ın sıkıntılı halinin farkında olan Ömer Ağa girdi konuya. "Yanlış düşünürsünüz o vakit. Ağanız bunu zaten sizin için yapmakta. Ona destek olursanız siz de aynı şekilde ilerlersiniz."

"Her şeye tamam deriz ama bizde gammazlamak olmaz!" diye çıkıştı bir Ağa. Yağız'ın kaşları çatıldı.

"Gammazlamak?" dedi Kenan ikaz eder gibi.

"Ferhan Ağanın işini baltalamak yani?" dedi başka bir Ağa.

"O dediğin hainlik olur bizde hain yok." dedi Ömer Ağa. Yağız dik bakışlarını gezdirdi herkesin üzerinde.

"Biz de öyle düşünüyoruz ama konuşulanlara gelirsek durum farklı. Açıklama istemek hakkımız elbette Ağam." dedi yine aynı kişi.

Yağız oturuşunu dikleştirip gözlerini kısıp baktı. "Ferhan Ağa benim avluma eli silahlı girdiğinde ona zehir tüccarı değilim dedim ve konu kapandı. " dedi, sıkıntılı bir nefes verip sonra geriye yaslandı.

Ortamdaki tatsız konular devam ederken Hazan gelmiş ve ona kahve uzatmıştı. Genç adam Hazan'ın kokusunu duyunca soluk aldığını hissetti ancak onunla göz göze gelirse bu gerilimli ortamda konuşulanları duymasından endişe etti. Yağız bakmadan aldı kahveyi ve teşekkür ederim dedi. Genç kızın beklentili bakışlarını üzerinde hissettiğinde dikkatini ortamda tutmaya çalıştı. Hazan'ın arkasını dönüp ortamdan uzaklaşmasıyla genç adam kısa bir bakışı ardından atıp zorda olsa dikkatini bulunduğu ortama verdi.

Konuşmalar sürüp gidiyordu. İnsanların çoğu ön yargılıydı. Bunu değiştirmek zordu ama sabır istiyordu.

Sinan'ın sesini duyunca Ece hızla döndü, eli şamdana çarptı, şangırdayarak devrildi şamdan. Sinan, Baran'a sus işareti yapıp hızla girdi içeri. Baran olduğu yerde kaldı. Ece tam topuklamak üzereyken Sinan bileğini tutup duvara yasladı onu. "Ne duydun?" dedi kısık bir sinirle.

"Du-duymadım bir şey!" dedi Ece kekeleyerek. Korkmuştu.

"Sana inanmak istiyorum ufaklık. Duyduysan da unut! " dedi Sinan vurgulayarak.

GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)Место, где живут истории. Откройте их для себя