-4- Zaman

14.8K 750 79
                                    

🍁

Yağız muhteşem diyebileceği bir tutkuyu yaşamıştı genç kızla. Üstelik onun olmuştu bu kız, onun kadını olmuştu ona göre. İlki...

Yüzüne yayılan tebessümü elbette görmüyordu sırtını kendine yasladığı kız. Görse koca bir aptal olduğunu düşünürdü büyük ihtimalle. Kokusunu içine çekmek için başını saçlarının arasına gömdü. Kızın kır çiçeği kokusunu solurken dik bakışları aklına kazınan genç kıza âşık olduğunu anlamıştı. Bu yüzden onu tek gecelik bir ilişki olarak düşünemediğini anlamıştı. İlk görüşte aşk buydu demek ki yeni farkına varmıştı.

"Söz verdim sana bir daha dokunmam diye... Ah Hazan sen çok özelsin," dedi içinden. İçkinin ve rahatlamanın verdiği uyuşuklukla gözleri kapanırken genç kızın da uyuduğunu düşünüyordu.

Belirsiz bir sürenin ardından gözlerini araladığında kollarının arasında kızı göremedi. Kaşlarını çatıp sorgulayan bakışlarını etrafta gezdirdi. Yataktan kalkıp yatağın yanına düşmüş çamaşırını ve eşofman altını üzerine geçirdi ama eşofman üstünü bulamadığı için giymedi. Saçlarını karıştırarak dağınık odada yürümeye başladı.

"Nerede bu kız? Hazan!"

Seslendi ama sesi güçlü çıkmadı yorgun olduğu için.

Banyoya baktı, kaşlarını çattı, zemin ıslaktı.

Bakışlarını giyinme odasına çevirince kızın orada olduğunu anladı. Saçlarını karıştırdı yine. Aralarında olan şeyleri, geçen konuşmaları net hatırlamıyor oluşu canını sıkmıştı. Derince birkaç soluk aldı. Sıkıntıyla ofladı. O ara kapı çalındı, Yağız çarşaf için geldiklerini biliyordu, yataktan çarşafı çekti, dertop edip avuçlarının arasına aldı ve kapıyı açtı.

Heval kalfa "Çarşaf için gönderdi Dilruba Hanım'ım," dedi, Yağız konuşmadan verdi elindeki dertop ettiği çarşafı. Kapıyı kapatıp ardına yaslandı.

"Yağız Ağam kızı yatağa attın atmasına da sen hayatının en mükemmel gecesini yaşarken acaba o memnun kaldı mı geceden? Of ben nasıl uyudum ya! İletişim sorununu da çözmek lazım, kızı anlamıyorum bile. Halledeceğim ama."

Derin bir nefes alıp ışık yanan odaya baktı: "O odadan çıkacaksın elbet," derken yatağa yeni çarşaf serdi, uzanıp yarısına kadar nevresimi kapattı. Beklemeye koyuldu:

"Bakalım yanıma gelecek misin? Gelirsen memnun kaldın demektir, gelmezsen ne yapacağım bilmiyorum."

Kolunu kaldırıp paralel olarak bileğini alnına yasladı. Kısık gözlerle öylece bekliyordu. Kapının açılış sesini duyunca yumdu gözlerini. Hazan'ın bakışlarını üzerinde hissetti bir an.

"Niye gelmiyor hâlâ?" dedi içinden genç adam bir süre sonra.

Bir çıt sesi duydu, ardından sanki birbirine çarpan misket sesine benzer sesler. Kız hâlâ gelmiyordu yanına. Sonra bir klik sesi duydu ve o an yutkundu. Kızın durduğu yer şifonyerin önüydü ve onun üstünde silah vardı. Yataktan kalkıp gördüğü manzara karşısında anlık donsa da saniyeler içinde kıza doğru atıldı.

Hazan gözleri yumuk bir hâlde tam silahı kaldırmışken Yağız bileğine yapıştı ve silah pencereye döndü. Ateşlenen silahtan çıkan kurşun ile balkon camı yere patlayıp inerken, genç kızın bedeni de Yağız'ın kollarına yığıldı. Olan bitenin şoku ile kollarının arasındaki baygın kıza bakakaldı Yağız, ta ki kapı çatırdayarak açılana kadar.

Furkan omuz atarak kilitli kapıyı açtığında gördüğü karede şok olmuştu. "Yağız ağabey sen?"

"İ-i-iyim ben ama Hazan... Ben..."

GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu