-5- Korku

12.9K 688 75
                                    

🍁

Ertesi günün sabahına Hazan uyandığında, Yağız yoktu odada. Genç kız kalkıp üstünü değiştirmiş, yavaş adımlarla aşağıya inmişti. Kocaman konakta evin yardımcıları dışında pek kimse ile karşılaşmıyordu çoğu zaman. Evde hararetli bir hazırlık vardı şimdi ise. Mutfağa girdiğinde çalışanların gözleri ona çevrildi.

"Bir şey mi istediniz Hanım Ağa'm?"

Olumsuz anlamda başını hafifçe salladı genç kız. Ece okula gitmişti dolayısıyla konuşacak kimse de yoktu onun için. Bu durum iyice sıkıyordu onu. Bu evlilik yüzünden okulundan da olmuştu. Psikologu ondan günlük tutmasını istemişti. Arada defteri açıyor bir iki satır yazıp bırakıyordu. Kendini tedaviye de iletişime kapattığı gibi kapatmıştı. Bir bardak su içip mutfaktan çıkarken çalışanlar arkasından fısıltıyla konuşmaya başladı. Hazan adını duyunca koridorda durup kulak kesildi.

"Kaptı taş gibi adamı bu eksik haliyle Hazan Hanım. Pek de huysuz aslında." dedi adının Narin olduğunu bildiği kadın.

"Dün gece Yağız Ağa'm Ece'nin odasından taşıdı onu. Gitmiş çocuğun yanında uyumuş, benim öyle kocam olacaktı da ben gidip başka yerde uyuyacağım ha! Taş yağar başıma taş." dedi Heval isimli genç kalfa.

"Sessiz falan ama ilk geceden adamı bağlamış kendine. Gerçi Ağa'm artık ne yaptıysa gecenin sonu hastanede bitmişti." dedi fısıltıyla Seval, kıkırdadı sonra.

"Çarşaftan belliydi zaten Ağa'nın bir kere ile yetinmediği. Bu da dayanamadıysa demek ki." Hepsi sessiz ol işareti yaptı birbirine. "Yağız Ağa'ma onu memnun edecek biri lazım aslında, benim gibi mesela." dediğinde Heval, Seval kıkırdayıp dururken baş kalfa Nazgül bahçe kapısından girdi.

"Vallahi biri dediklerinizi duysa işinizden olursunuz." dedi azarlayarak Nazgül.

"Demedi demeyin kuma gelir bu kızın üzerine. Dilruba Hanım zaten sevmiyor bunu, eee Yağız Ağa da bu huysuz cadı ile uğraşmaz, yani çocuk gibi bu, ona kadın lazım." dedi Heval yine cilveli bir sesle.

"Dönün işinize! Ne istersiniz gencecik sessiz kızdan. Adam ister kuma alır ister almaz size ne! Hadi çene değil eller çalışsın." dedi Nazgül yine azarlayarak.

"Sessiz diye acıyor Yağız Ağa da zaten. Yazık zavallıya." dedikten sonra başını sardığı yaprağa eğdi Heval.

Hazan dolan gözlerinden yaş akmasına izin vermedi bu sefer. Hızlı adımlarla odasına çıktı. Bu evde mahkûmdu. İnsanlar hakkında iğrenç muhabbetler yapıyordu.

-Yağız gerçekten sana acıyor olabilir mi? Dedi iç sesi, Hazan da yanıt verdi içinden: Neden acımayacak ki, zaten herkes acıyor. Güçsüzüm çünkü.

-Kuma getirir mi? Bu düşünce aklında yankılanınca yutkundu. Getirebilir, diye geçirdi içinden korkarak.

-Ben onun ilki değildim zaten, diye de geçirdi. Ama o benim ilkimdi bana ilk o dokundu, dedi sonra iç hesaplaşmasında.

-Seni ihanet ile suçluyordu, kuma da sana ihanet olur Güz, dedi iç sesi ona.

Gözlerini yumup odanın balkonunda oturmuş halde saatlerce düşünüp durdu.

Sarışın bir kız, gözleri mavi gibi. Konağın büyük kapısından içeriye giriyor. Herkes kim diye merak ederken kız Hazan'a doğru yürüyor. Elini uzatıyor ve Hazan'ın şaşkın bakışları arasında arkasındaki Yağız onun elinden tutuyor.

"Yağız " diyor Hazan seslenerek ama o duymazdan gelip kızın yanına geçiyor.

"Bu kim?" diyor bu sefer. Yağız elini tuttuğu sarışın kızın dudağından öperek gülümsüyor. Kıza hülyalı gözlerle öylece bakarak İtalyanca konuşuyor.

GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt