🍁
Odasının kapısının sessiz sedasız açılması ile kaşlarını çattı Sinan. Gördüğü kişi ise nefesini tutmasına neden oldu, sabahına güneş doğurmuştu. “Ece?”
“Günaydın,” dedi kız tatlı tatlı. “Çaldım aslında ben kapıyı ama ses gelmedi.”
“Cevap vermedim madem, niçin girdin odama?”
“Seni uyurken görmek için.”
Yanakları kızaran kıza bakarken iç çekti Sinan. “Kapı açık kalsın," dediğinde Ece’nin kısılan gözleri karşıladı onu. “Abin bu günlerde her şeyi yanlış anlıyor ya hani, buna da kızmasın şimdi.”
Güldü kız. “Neden bu kadar doğrusun sen?”
“Eğri olsam sever miydin?”
Burun kıvırıp güldü Ece. “Yok, sevmezdim. En çok doğru oluşunu seviyorum.”
Oturduğu yataktan kalkıp kızın karşısına geçti Sinan. “Bu ne?” diye sordu kızın elindeki kurdeleyi eline alıp.
“Bugün Âşıklar Çeşmesine ineceğiz ya, hazırlanıyordum. Fakat bunu bir türlü saçıma bağlayamadım. Senden rica edecektim.”
“Herkes uyuduğu için değil mi?”
“Hayır,” dedi Ece. “Sen bağla istediğim için. Herkes uyanık olsaydı da senden isteyecektim.”
Dudağı yukarı kıvrıldı Sinan’ın. “Gel bakalım,” dedi kıza. Ece boy aynasının önüne geçerken Sinan'ın baş ucunda duran kitabı eline aldı çabucak. “Beklerken sıkılırım,” dedi genç adama.
Sinan tebessüm ederek ona sunulan sarı saçlara baktı sevgiyle. Kızın uzun saçlarını avucunun içine aldı, yine Ece'nin ona verdiği fırça ile acıtmadan fırçaladı kızın saçlarını. Her fırça darbesiyle kızın kokusu ruhuna doluyordu. Bir asır sürsün istediği bu anı sonlandırırken yutkundu, saçlarının ucunu öptü kızın. “Çok güzel kokuyorsun ama her zamankinden farklı.” dedi sevgiyle.
“Sevdin mi sahiden?” dedi Ece, aynadan bakıyordu genç adama. Güldü yeniden Sinan.
“Sevmesem öper miydim şimdi? Hem de abinin bizi basma korkusuna rağmen.”
“Yengem dedi limon çiçeği kokusunu sevdiğini. Hile yapmış olabilirim.”
“Ya… Demek öyle. Ama olsun, bu hile sayılmaz bence.” Yeniden öptü kızın saçlarını sonra da kurdeleyi bir araya getirdiği bir tutam saçına bağlamaya koyuldu. “Saçların düz hâlinde daha güzel,” dedi. “Dalgalı da güzel olmuş ama düz daha güzel. Isı ile zarar verme onlara.”
“Gidip düz yapayım o zaman.”
“Hayır,” dedi genç adam onu durdurup. “Zaten bir kez ısı görmüş, yıpratma şimdi.” Dudaklarını büktü kız üzgünce. “Yapma bunu Ece, küs diye demedim. Sende sevdiğim şeyleri söylemek istiyorum sadece. Ve ayrıca bu hareketin pek tekin değil.”
“Nedenmiş?”
“Henüz ilk öpüşmemizi yaşamadık ve ben bunun özel olmasını istiyorum.”
“Dur kapıyı kapatayım,” deyip genç adamın karşısından sıyrılmaya çalıştı Ece ama Sinan tuttu onu. “Herkes uyurken bence fazla müsait şu an.”
“Savcı Hanım, hep böyle cesur muydun sen? Bu kadar pervasız ayrıca?”
“Evet,” dedi Ece de gülerek. “Lakabım Sarı Cadı benim, bunu biliyor olmalısınız Mr. Fastidioso.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)
General Fiction"Gidiyor musun?" dedi Yağız acı çektiğini yansıtan sesiyle. "Nereye gidiyorsun?" Hazan ona bakmıyordu. Genç adam yüzünü avuçlarının içine aldı. "Birlikte gidelim, söyle lütfen... Nereye gidiyorsun?" dedi tekrar. Hazan çekti yüzünü, nefes nefese kalm...
