Hepinize merhaba okurcaniçlerim! Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Sağlık sorunum nedeniyle ara verdiğim hikâyeme yeniden dönmüş olmak beni oldukça mutlu etti. Eminim siz de en az benim kadar mutlu olmuşsunuzdur.
Bana gelirsek sağlık durumum iyiye gidiyor diyebilirim. Tedavim hâlâ devam ediyor. Korkutucu dönemi atlattık da diyebilirim şimdilik. Kontrollerim devam edecek. Rabbim kimseyi sağlık ile sınamasın.
Görüşmediğimiz bu süreçte umarım sizler iyi bir dönem geçirmişsinizdir. Anlayışlı olduğunuz, iyi günümde olduğu gibi kötü günümde de yanımda olduğunuz için teşekkür ederim.
Hem buradan hem de Instagram'dan özel olarak yazmış olduğunuz geçmiş olsun dilekleriniz için bir kez daha teşekkür ederim. Bu son olsun diyorum, ben de yoruluyorum çünkü.
Şimdi ise sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Bu arada uzun bir aradan sonra Yıldız Tozu isimli kitabımı da tekrar yayınlamaya başladım. Güz Çiçeği'ne bölüm beklerken onu da okumak isteyebilirsiniz belki.
Sevgiyle, saygıyla, anlayışla, sağlıkla ve daima mutlulukla kalın. Yeniden görüşünceye dek şimdilik hoşça kalın.
Keyifli okumalar...
🍁
"Derhal çek yüzünü üzerinden!" diye tekrar eden kişinin Yağız olduğunu birbirlerine bakakalmışken anlayan iki genç hâlâ durumun karmaşası içerisindeydi.
"Sinan, abim bu!" dedi Ece yutkunup.
"Ece," dedi Sinan da gözlerini yumup derin bir nefes alarak. "Gördü mü?"
"Ben... Bakamam ona ki!" diye fısıldadı kız. O an Hazan'ın sesini duydular:
"Yağız, sakin ol lütfen. Bak yine küsecek sana. İstediğin bu mu gerçekten?"
"Güz Çiçeğim sen lütfen uzak dur tamam mı? Halledeceğim ben. Sakinim ayrıca. Çiçek, sen de derhal çekil onun üzerinden!"
"İstemiyoyum!" diyen Çiçek'in huysuzluk akan sesini duyunca iki gencin kaşları çatıldı.
"Yağız!" diyen de Hazan'dı.
"Çiçek dedi değil mi?" diye sordu Sinan. Ece içi rahatlarken gülümsedi, gözlerini açan genç adama başını salladı. "Ece..."
"Öp artık Sinan."
Genç adam başını sallayıp dudaklarını birleştirdi, saniyelik olan bu küçük etkileşim bile ikisinin içinde coşkun bir heyecan yaratmıştı ki Furkan'ın sesini duymaları bu küçük temasın öpücüğe dönmesine engel oldu bu kez de.
"Clara aç gözlerimi! Ne oluyor burada ya! Neyi görmemi engelliyor Sevdiğim, he Ece!"
"Sus Amor!" dedi Clara. Ece ile Sinan'ın ilk öpücük anını bölmesin diye aniden Furkan'ın sırtına tırmanmış, ellerini gözlerinin üzerine bastırmıştı. Furkan onun ellerini çekiştirirken "Of ya of!" diyerek doğruldu yerinde Ece de. Sinan da en az onun kadar küskünlükle bakıp iç çekti.
"Özür dilerim," dedi Clara dudaklarını oynatıp. Ece ise omuz silkip Sinan'a baktı hüzünle, genç adam ise buruk bir tebessümle karşılık verdi ona.
Sonunda gözlerine kapanan ellerden kurtulmayı başaran Furkan ise karşısında süklüm püklüm oturan ikiliye baktı çatık ifadesiyle. Clara ise düşmemek için kollarını boynuna dolamak zorunda kalmıştı."Sevdiğim, in artık sırtımdan," dedi genç adam."Neyi görmemi engellediysen oldu işte. Görmedim."
YOU ARE READING
GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)
General Fiction"Gidiyor musun?" dedi Yağız acı çektiğini yansıtan sesiyle. "Nereye gidiyorsun?" Hazan ona bakmıyordu. Genç adam yüzünü avuçlarının içine aldı. "Birlikte gidelim, söyle lütfen... Nereye gidiyorsun?" dedi tekrar. Hazan çekti yüzünü, nefes nefese kalm...
