-29- Vazgeçmem...

4.7K 330 143
                                    

🍁

2020

Yağız kollarının arasında ona kıkırtılar saçan minik Çiçek'i karmaşık duygularıyla izliyordu. Hazan'a olan özleminin acısı kalbini talan ederken bu minik kızın gözlerinde aynı bakışı görmüş olmaksa sanki o talan olan alanları iyileştirmeye teşebbüs ediyor gibiydi. Ellerini saçlarından çeken Çiçek'in inceleyici dik bakışlarının hapsindeydi hala. "Baba" demişti minik kız. Onun için belki anlamsızdı bu kelime, rastgele ardı ardına getirdiği iki harften çıkarmıştı bebek olduğundan belki. Fakat Yağız'ın ruhunun en derinlerine dokunmuştu işte.

- "Bir çocuğumuz olsun istiyorum. Ama beni seven karımdan ve o istediğinde bir çocuğumuz olsun istiyorum."-

Konuşma durumunu çözmeden bir çocukları olsun istememişti Hazan, bunu anlayışla karşılamıştı Yağız. Aşiret mensupları ileri geri laflar etse de kale almamıştı hiçbirini ve Güz Çiçeğinin de duymasına izin vermemişti. "Yağız!" Yine o haykırış yankılanmıştı aklında, gözlerini yumarken kalktığı koltuğa gerisingeri oturmuştu kucağındaki Çiçek ile. "Yağız!" Çiçek'in minik elini yanağında hissedince açtı gözlerini, burukça tebessüm etti. Bakışlarını ayakta ona şaşkınlıkla bakakalmış Barlas'a çevirdi.

"Beni kandırdın anlaşılan. Çünkü bu küçük hanım reçel yiyemeyecek kadar küçük gibi."

Gülümsedi Barlas şaşkınlığını atarken, "Kandırmış sayılmam pek." dedi yerine geçip. "Hem, bakma öyle küçük olduğuna gerçekten de seviyor reçelini. Annesi ve ninesi yukarıya kaldırıyor kavanozu o bir yolunu bulup ulaşıyor ona."

"Bab-ba," diyen Çiçek'e kaşlarını muzipçe çatıp baktı Yağız. "Çok mu yaramazsın gerçekten?" dedi, gülümseyen Çiçek ise kalbini sanki canlıymış gibi yeniden attırdı. Bir de baba demesi yok muydu? Bilmeden ölü ruhuna sarılmaya çalışıyordu resmen o incecik sesiyle. Ruhunun Hazan ile birlikte kaybolan hayallerini bulup sonrada konuk olmak ister gibiydi hatta. "Konuşmaya yeni başladı galiba?"

"Sayılır," dedi Barlas. "Abi ve anne dışında pek hitap kelimesi kullanmamıştı. Baba kelimesini ilk seninle duyduk bizde."

"Bu onuru bana bahşetmiş olmana sevinmem mi gerekiyor Çiçek? Sanırım ortağım ile aramı açacaksın."

"Bozulmadım," dedi Barlas tebessüm ederek. "Ama şaşkınım. Çok huysuzdur, evdeki herkese kök söktürür."

"Bana ise gülümsüyor," dedi Yağız iç çekip, "şaşırdığın konu bu sanırım." Ona baktı, "Çocuklarla aram iyidir benim...değildi ama oldu. Eşim sayesinde."

Genç adamın yüzüne yayılan hüznü görebiliyordu Barlas, derince nefes aldı. Sözlerinden de henüz ölümü kabullenememiş olduğunun farkına vardı, nitekim parmağında duran alyansta bunun kanıtıydı. Buruk bir tebessüm etti.

"Neden bu denli istiyorsun reçelin tarifini?"

"Açıkçası," derken Barlas biraz ciddi bir hal aldı ifadesi, "bu söyleyeceğim belki sana fantastik gelecek ama... canım gibi sevdiğimi en kötü anında hayata döndürdü senin reçelin."

"Nasıl yani?" dedi Yağız ifadesi durgun bir hal alırken, Çiçek o anlarda kendi kendine mırıldanırken onun kucağına iyice kurulmuş, başını omzuna yaslamıştı. Gece karası saçlarının kokusu minik bir huzur üflemişti cayır cayır yanan yüreğine genç adamın, Barlas'ta olan dikkati yön değiştirdi elinde olmadan.

"Ağlıyordu çok Fulya," diye araya girdi Mirza, "karnında Çiçek vardı. Reçel istemiş canı. Ama ağladı yerken de."

"Zor bir hamilelik miydi?" derken içi burkulmuştu Yağız'ın. Yaşayamadığı hayaller boğazına takılı kaldı, zor yutkundu.

GÜZ ÇİÇEĞİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now