-5- ''Seninle aynı yatakta asla yatmam.''

164K 3.9K 239
                                    

 

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm kişi Kaan'dı. Kıyafetleri ve saçı ıslak bir Kaan. O siyah saçlarından sular damlıyordu, dizlerini kumun üstüne koymuştu. Ve ben kumun üstünde yatıyordum. Gözlerimi biraz daha açtığımda tepemde dikilmiş kişileri de farketmiştim. Berk, Doruk, Arya, Ada, Selin ve... Buğra. Kendimi kalkmak için zorladığımda şiddetli bir şekilde öksürerek kalkabilmiştim. Popom hala kumun üstünde duruyordu. Islak elbisemin eteğini düzelttim. 

"Yüzemeyen biri olarak çok cesursun. Tabii sadece sarhoşken,'' dedi sırıtarak Kaan. Sesini daha ilk defa duymuştum. Gerçekten hoş bir tonu vardı.  Ve sırıtması da gerçekten güzeldi. Buğra ile birbirlerine çok benziyorlardı. Sırıtmalarına kadar her şeyleri.

Kaan'a cevap vermek yerine moron bir bakış attım ve bu sefer tamamen kalktım ayağa. Şu anda "Bana kim suni tenefüs yaptı ?" diye sormak istiyordum ama belki "Kaan," cevabını duyarım diye bir şey sormamıştım. Hayır, bu cevabı kaldıramazdım. Üstelik konuşacak halim bile yoktu, boğazım acıyordu. 

"Şu anda sana teşekkür etmem mi gerekiyor ?" diye sordum Kaan'a dönerek.  

"Normalde insanlar böyle yapar." dedi kollarını önünde birleştirirken. 

"Tamam, beni kurtardığın için teşekkür ederim o zaman." dedim ve tam Buğra'ya doğru dönecekken Kaan'ın cevabıyla tekrardan ona doğru dönmüştüm.  

"Farkında mısın bilmiyorum ama sana iyilik yaptığım her zaman en sevdiğim tişörtlerimi ıslatıyorsun."  

Şimdi üstünü daha yakından incele fırsatım olmuştu. Normalde üzerindeki mavi olan tişört, ıslandığı için laciverte dönmüştü ve vücuduna yapışmıştı. Ve tabii ki de içini de gösteriyordu biraz. Bunlar kardeş olarak seksilerdi. Oldukça fazla. Vücuduna bakmayı bırakıp tekrardan yüzüne çevirdim bakışlarımı.  

"Her zaman derken ?" diye sordum şaşkınca. "Hatırladığıma göre bu ilk iyiliğindi." Hafıza kaybı falan yaşamamıştım değil mi ? Eğer hafıza kaybı falan yaşamadıysam evet, bu ilkti.  

"Siyah, -Hey, dude ! - yazılı tişört ?" dedi bir şeyi hatırlamamı beklercesine. Ne saçmaladığını bilmediğim için tek yaptığım şey tek kaşımı havaya kaldırmış bir biçimde salak salak bakmaktı.  

"Park ? Bank ? Koala gibi sarılıp ağlamak ? Bunlar tanıdık geliyordur umarım." dedi, bu sefer o tek kaşını havaya kaldırmıştı. Titrediğimi gördüğünde yanında duran ceketini aldı ve omuzlarıma koydu. Hava soğuktu. Ama ceketi sayesinde biraz da olsa ısınmıştım. Sigara kokmuyordu, demek ki bunu giydikten sonra sigara içmemişti. Ceketten odunsu bir parfüm kokusu geliyordu. Odunsu derken Kaan'dan bahsetmiyorum tabii ki de.

Dediklerini daha yeni kavramıştım. "Şaka yapıyorsun." dedim ağzım şaşkınlıktan 'o' şeklini almışken. 

Bu olamazdı, değil mi ? Yani Kaan gibi umursamaz birisi şu zamana kadar beni sakinleştirmeyi başaran tek kişi olamazdı. Günlüğümden sonra ilk defa dertlerimi anlattığım kişi olamazdı. Yüzüne pek ayrıntılı bakmadığım için tipini bile hatırlamadığım kişi olamazdı. En önemlisi yıllardır özlemini çektiğim kişi olamazdı. Olamazdı, değil mi ? Onunla sadece 1-2 saat geçirmeme rağmen tam 3 yıldır her ağladığımda yanımda olup beni teselli etmesini istiyordum. 

Yüzümdeki şaşkınlık ifadesi sırıtmaya dönüşürken "Sesin değişmiş." dedim ve birden resmen üstüne atladım. Sıkı sıkı sarılıyordum ona. Bu sevgi patlamasının nereden geldiğini bile bilmiyordum. Bir şaşkınlık nöbetinden sonra o da ellerini belime sarmıştı. Ondan ayrıldığımda "Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum." dedi, devamında kahkaha atarak. 

Sen Gitmeden Önce.Where stories live. Discover now