Sen Gitmeden Önce.

Veda Şeysi.

Merhaba!

Ani bir final yaptım, evet. Beni bilirsiniz, şaşırtmayı severim.

"Final gibi bitmemiş." cümlesini o kadar çok duydum ki... Ama bu hikayenin diğerlerinden farkı bu işte. Entrikayla dolu bitirmek istemedim. Evlenme teklifi veya kaçırmayla ilgili olan finalleri yakıştıramazdım çünkü ben bu hikayeye, onlara en uygun bitme şekli buydu bana göre.

Ama şuan bunları yazıyor olmak çok değişik bir şey. Cidden. Yeni bölüm yazarken bile bu kadar zorlanmamıştım sanırım. Ay, her neyse. *Hikaye şimdiden Unutulmayacak olanlar gibisinden listelere eklenmeye başladı, ağliçam, durun,*

Şimdi... En başından beri bir değerlendirme yapmak istiyorum hikaye hakkında.

Açıkça söylemek gerekirse ben buradaki diğer çoğu kişi gibi kendimi geliştirmek için yazmadım bu hikayeyi. Amacım sadece bir şeyler karalamış olmak da değildi. Hep "Eğlencesine başladım ben ehehhe," diyerek dalga geçsem de, benim bir amacım vardı. Bir kişinin bile yüzündeki gülümsemeye sebebiyet vermişsen eğer, gerçekten şanslı bir insansındır. Ve ben amacıma ulaştım. Daha doğrusu ulaştığımı hissediyorum, çünkü bana bunları hissettiren sizdiniz. Bu yüzden asıl teşekkür etmesi gereken kişi benim sanırım.

Bir yıldan uzun süredir yazıyorum ben bu hikayeyi. Ve inanın bana ; bu bir yıl, kendimi işe yarar hissettiğim ilk yılım oldu. Daha doğrusu, bu hikaye. Sizden mükemmel ötesi mesajlar ve yorumlar aldım, ve bunların içlerinde hayatlarını değiştirdiğime dair bir şeyler söyleyen kişileri gördüm ben. Böyle mesajların bana neler hissettireceğini tahmin bile edemezdim, sizin sayenizde öğrendim. Ve bu bir şeyler yazıyor olmaktan da öte bir duyguydu, gerçekten bir şeyleri başarabildiğimi hissettim çünkü.

Ve benim hayalim hiçbir zaman yazar olmak olmamıştı. Şaka gibi, ama evet. Eczacılık benim hayalim, eheh. *Sayısal öğrencisi mod : on*

Ve sizler, bunu da değiştirdiniz. Yani yine ilk hedefim eczacılık ama yazar olmak da var işin içinde.

Çünkü ben bir gün kendime söz verdim. "Eğer insanların gülümsemelerine sığınmak istiyorsan, yaz."

Belki ileride bir gün sadece internet ortamında değil, gerçek hayatta da hitap ettiğim minik bir kitlem olur. Ve siz de bir gün kitapların arasında dolaşırken birisine rastlar ve "Ben onun internette hikayesini okuyordum, vay be," dersiniz. Belki?

Şaka ya şaka, yapamam ben alxjakxoalx Kendimi bayağı geliştirmem gerekiyor sanırım, ondan sonra olur eğer olursa. Ama olursa gerçekten de teşekkür bölümünde sizden bahsetmezsem koalaların düşmanı olayım, bakın büyük yemin ettim.

Öhöm öhöm, neyse.

Ve bu hikaye bana kattığı diğer şeyler dışında, mükemmel arkadaşlıklar da kazandırdı. Hatta kardeşlikler? Bu hikayeyi yazmama en sevindiğim taraf bu işte, cidden hayatıma büyük etkileri oldu. SGÖ'nün whatsapp grubu falan... Çok seviyorum be.

Hikayemin mükemmel olduğunu hiçbir zaman söylemedim, ama sizlerin bunun aksine mükemmel okuyucular olduğunu herkese karşı belirtmişimdir. Tüm samimiyetimle söylüyorum bunu, cidden öylesiniz.

Bu hikaye, farklı kişiliklerin bir araya toplandığı bir hikayeydi. Tamam, konunun odak noktası Buğra olabilir, ama herkesin sevgisi ve zevkleri farklıydı işte. Favorisi Berk olan da vardı, Kaan da, Doruk da. *Berf'e gönderme yaptım ;););)* Bu yüzden bu derece benimsemişsinizdir belki, kim bilir?

Burada bir soru yöneltmek istiyorum: Sizin favori karakteriniz hangisiydi ve nedeni neydi?

Ve şey, aranızdan bu hikaye sayesinde koalalara sevgi besleyen kişiler oldu mu? Lütfen olsun, lütfen, lütfen, lütfen.

Ehehe, neyse.

Bu arada fark ettiniz mi bilmiyorum ama ben cidden hiç normal hikaye yazamıyorum.

Allah aşkına, normal karakterler "Ben Mecnun, sen Leyla," derken benimki "Ben koala, sen okaliptus yaprağı," dedi. NORMAL Mİ ŞİMDİ BU? Değil.

Ay üzücü fakat doğru, hiçbir zaman böyle mükemmel karakterlerin olduğu başka bir hikaye yazamayacağım sanırım. Başka hiçbir karakterimi bu sıpalar kadar sevemem ki ben.

Bu hikaye size ne ifade ediyor bilemiyorum ama ben aşktan öte bir şeye de dikkat çekmek istiyordum hikayeyi yazmaya başlarken. Bu yüzden böyle bir grup kurdum. Bu yüzden böyle arkadaşlıkları anlattım bu hikayede. Sadece aşkla dolu olmasın istedim işte. Ya şahsen Buğra gibi bir sevgilinin yanında Kaan veya Onur gibi korup kollayacak abi tavrında olan arkadaşlıklar istedim ben.

Ve ve ve hikayenin adının ne alaka olduğunu hepiniz merak etmiştiniz... İki tane anlamı var. Birincisi, Yıllardan Kesitler bölümünde bahsetmiştim Buģra'nın gidişinden. O. Yani olayların akış yönünü ve ikisinin hayatını fazla derecede değiştirmişti bu olay. Ve ikincisi ise, Doruk'un gidişi.

Of fark ettim de bildiğin içimi dökmüşüm buraya be. Buraya kadar okuduysanız, tebrik ederim.

İkinci kitap konusu ise tamamiyle belirsizliklerle dolu. Bilmiyorum. Yapabilir miyim, beklentilerinizi karşılayabilir miyim; emin değilim. Net bir karar verdiğim zaman yeni bir not paylaşarak haber veririm; bu yüzden okuma listenizden çıkarmayın ki, haberiniz olabilsin.

Ve ikinci kitap olursa hala Hazra çiftinden mi devam etsin istersiniz, yoksa Kaya çiftinden mi? Yani Kaan ve Arya?

Ben Kaya çiftinden yanayım çünkü onların ilişkisini çok ayrı seviyorum ben.

Ya bir de biliyor musunuz bilmiyorum ama ben neredeyse tüm bölümleri telefondan yazmıştım... Bilgisayardan yazdığım ikinci bölüm bu, ama bu da bölüm değil. Şanssızlığa bakar mısınız?

Karakterleri, lakapları, Berk'in iğrenç şarkılarını falan unutmayın lütfen. Tek isteğim bu. Tamam yani beni de unutmayabilirsiniz, beni de katın araya xkjzkskdsl

Ay çok konuştum sanırım, gidiyorum ben.

Buğra'nın geçmiş bölümlerdeki bir sözünden alıntı yaparak yazıyı bitirmek istiyorum : "Bu bir veda değil; sadece bir başlangıç seremonisi, o kadar."

Sen Gitmeden Önce hikayesi hayatınızda minik bir iz bile bırakabildiyse, ne mutlu bana. Bu son sizin yeni başlangıçlarınız olur umarım!

Ve ay, son bir haber daha, Hikayeler Diyarı diye bir kitap yayınlayacağım. Keşfedilmemiş hikayeler, değişik röportajlar falan filan olacak... Başkalarına da yardım etmek istiyorum, çünkü aralarda yok olup gitmelerini istemiyorum. Eğer onda da desteklerinizi esirgemezseniz sevinirim :')

Sizi seviyorum.

Neyse... Görüşürüz?