-18- Artık gerçeklerin vaktiydi.

146K 3.3K 133
                                    

Kızlarla kahkahalı sohbetimize dalmışken, kapının açılmasıyla hepimiz başlarımızı oraya çevirmiştik. Hayır, yanlış anlaşılma olmasın, kesinlikle kapı tıklatılmamıştı. Açılmıştı. Yatakta oturduğumdan dolayı kapıya bakabilmem için kafamı biraz öne eğmem gerekiyordu. Ve hepimiz yatağın üstüne oturmuştuk. Bu da demek oluyordu ki herkes eğilip kapıya doğru bakıyordu. Dışarıdan nasıl komik göründüğümüzü tahmin edebiliyordum. 

Tahmin ettiğim gibi Buğra'ydı. Elindeki kapı kartını salladı ve içeriye doğru bir adım attı. ''Hazal ile yalnız kalabilir miyim ?'' Ses tonu düzdü. En ufak duygudan yoksun. 

Kızlar evet anlamında başını salladı ve hepsi yataktan kalktı. Onların ağırlığı kaybolunca bir anda yatağın hafiflediğini hissetmiştim. En sondan çıkan Arya ''Görüşürüz !'' dedikten sonra kapının kapanma sesini duydum. 

Yataktan kalktım ve Buğra'nın yanına ilerledim. Bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Elmacık kemiğinin üstü şişik görünüyordu. "Kavga mı ettin yine ?" derken parmaklarımı şişikliğin üstünde gezdiriyordum.

Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra eliyle bileğimden yavaşça tuttu ve elimi indirdi yüzünden. "Yapma," derken sesi kısıktı.

"Neyin var ?" Sesim düşündüğümden daha fazla endişe dolu çıkmıştı.

Yatağın ucuna oturdu beni de yanına çekerek. "Anlat." dedi ve ekledi. "O eski sevgilini. Merak ediyorum. Kim olduğunu."

"Buna ne gerek var ?"

"Bilmek istiyorum."

"Önemli biri değil, tamam mı ? Geçti ve bitti." Eğer eski sevgilimin Doruk olduğunu öğrenirse benim yüzümden araları bozulabilirdi. Bu yüzden söyleyemezdim.

"Sadece kim olduğunu söyle bana." Ses tonu yine aynı soğukluk vardı. Tüylerimi ürperten bir soğukluk hemde.

Yalan söylesem anlar mıydı ? Sonuçta kim olduğunu bilmiyordu.

Hayır. Ona yalan söyleyemezdim. Yapamazdım bunu. Peki konuyu değiştirsem ?

Yine hayır. Buğra zekiydi. Konuyu değiştirmeme izin vermezdi. Lanet olsun. Gecenin bu saatinde bu konu da nereden çıkmıştı böyle ?

"Söylesem ne değişecek ? Ne fark yaratacak hayatımızda ? Hem gecenin bu saatinde ne sorgulaması bu ya ?!" diye patladım bir anda.

"Sadece ufak bir cevap istiyorum." Sesi, benim aksime çok sakindi.

En sonunda dayanamadım ve "Doruk !" diye bağırdım. "Şimdi ne yapacaksın ? Kavga mı çıkaracaksın ? Yoksa Dorukla bir daha konuşmayacak mısın ? Dur tahmin edeyim, ya da sana bu önemsiz ayrıntıyı söylemedim diye çekip gidecek misin ?" Ayağa kalkmış bir şekilde bağırıyordum. Fazlasıyla kontrolden çıkmıştım. Damarıma basmıştı. O da ayağa kalktı ve yanıma geldi. Dudaklarında bir tebessüm belirirken, alnıma bir öpücük kondurdu ve "Seni seviyorum." diyerek çıktı odadan.

Ha ? Şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım. Hiç beklediğim gibi bir tepki vermemişti. Bu da neydi böyle ?

Ertesi sabah, güneş ışıklarının gözüme çarpmasıyla uyandım uykumdan. Gözlerimi kısarak pencereye baktım. Hava hiç olmadığı kadar güneşliydi. Bu yüzden gözlerimi kısarak bakmak zorunda kalıyordum.

Gözüm saate kayınca "07:15" olduğunu fark ettim. Bu kadar erken kalktığıma inanamıyordum. Zaten dün düşünmekten pek uyuyamamıştım. Ama hiç olmadığım kadar dinç hissediyordum kendimi. Lavabodaki işlerimi hallettikten sonra pembe, üstünde karışık yazılar bulunan tişörtümü ve her zamanki gibi kot şortumu giydim. Pembe babetlerimi de giyince hazırdım. Saçımla uğraşmadım bile. Odamdan çıktığım gibi ilk uğradığım yer Buğra'nın odasıydı. Tıkladım, tıkladım ama açmadı. Sonradan aklıma gelen dahiyane fikirle birlikte hızlıca aşağı doğru koşturdum.

Sen Gitmeden Önce.Where stories live. Discover now