-14- Doğruluk-cesaretlik ve biraz da sarhoşluk..

151K 3.9K 197
                                    

''Hadi, hadi. Buraya gelin !'' diye bağırdı, Arya. Hepimiz büyük merdivenlere sıralanmış, pastayı yiyorduk. Tabii Arya salağı hariç. Aklında ne fikirler döndüğünü bilmiyordum ama sırıtmasından kötü bir fikir ortaya atacağını tahmin etmiştim.

''Sen gel buraya, eşeğin yok burada !'' diye ona karşı bağırdı Berk. Tabii yan tarafında oturan Kaan tarafından kafasına vurulan bir darbeden dolayı daha fazla konuşmadı. ''Sevgilime bağırma.'' dedi Kaan, pastasını yemeye devam ederken. Bu tavırları çok hoşuma gidiyordu. Cidden. Sinirli olmaya çalışsa da bizim gruba karşı sinirlenemiyordu. Sinirlenmeye çalışırken daha da sevimli görünüyordu, orası ayrı konu.

Oflayarak yerinden kalktı ve yanımıza geldi Arya. ''Çok sıkıldım. Hadi kalkın, bara gidiyoruz.''

Yanımdan gelen tepkiler hep olumluydu. Eh, ne yapalım. Ben de onlara uyup ''Olur,'' dedim. Bugün benim günümdü, biraz kafa dağıtacaktım. Sanki sözleşmiş gibi hep birlikte ayağa kalktık ve elimizdeki pasta tabaklarını yere bıraktık. ''Eee, burayı kim toparlayacak ? Cipsler bile yerde.'' dedim, etrafımı göstererek.

''Süleyman abi temizler, boş ver.'' deyip, kolumdan çekip yürütmeye başladılar beni.

Yürürken Buğra'nın yanına gittim. Elleri ceplerindeydi.  Lacivert, üstünde saçma sapan yazılar bulunan bir tişört, ve altına ise yine kot pantolon giymişti.

''Yaklaşık 2 haftadır sigara içmiyorsun ?'' dedim, aklıma gelen ilk konuyu öne sürerek. Normal bir cümleydi ama son anda soru cümlesine çevirmiştim.

Kafasını bana doğru çevirdi. Sağ yanağında bir gamze belirirken, ''Buna mı dikkat ettin cidden ?'' diye sordu. Evet, çok meraklıyım senin sigarana zaten. Ölüyorum, bitiyorum.

''Hayır. Sadece dikkatimi çekti.''

''Sadece daha az içiyorum.'' dedi ve ekledi. ''Bırakma aşamaları,''

Tam ağzımı açacaktım ki Doruğun ''Buraya !'' demesiyle birlikte hepimiz oradaki bir bara hücum ettik. Müzik çok hareketli bir şey olunca dayanamadık ve kızlarla birlikte sahneye atladık. Renkli zemin üstünde, insanların o kokuşmuş vücutlarının arasında ne kadar dans edilebiliyorsa ettik. Yaklaşık yarım saat sonra yorgunluk ve kokulardan ölmüş bir şekilde kendimizi bizim erkeklerin yanına attık. Taburelere yığılışımız... Görülmeye değmeyecek bir sahneydi. Resmen yığılmıştık taburelere. Erkeklerin elinde daha ismini bile bilmediğim içkiler duruyordu. Bardakların içinde. Tabii, artık şişeyi diklemiyorlardı kafalarına sanırım. Ya da insan içinde olduğumuz içindir, bilemiyorum. Tam Berk bizim için de barmenden bir şeyler isteyecekti ki ona Arya engel oldu ve, ''Şahane bir fikrim var !'' dedi, sevinçle. Arya ve fikirleri...

''Bu muydu şahane fikrin ?'' dedi Buğra, gözlerini devirerek. ''Bence çok saçma.'' Bardağındaki içkiden bir yudum daha aldı ve bar tezgahına koydu.

''Hayır, kapat çeneni Buğra. Bence süper bir fikir.'' dedim, sırıtarak. Şu doğruluk-cesaretlik oyunu güzel olacak gibiydi.

''Buğra hariç herkes kabul ettiğine göre.... Hadi gelin şu köşeye geçelim. Orası boş, daha rahat oynarız.'' dedi, Arya. Tam yürümeye başlamıştık ki ''Sen de Buğra !'' demesiyle Buğra da peşimizden gelmeye başlamıştı. Sürü psikolojisi. Çoğunluğun kabul ettiği şey yapılır, geriye kalanlar da ona uymak zorunda kalır.

Duvar kenarındaki, tüm herkesten uzak olan masaya geçtik ve oturduk. Hepimiz masanın etrafına dizilmiştik. Selin'in ''Bakın, kurallar basit. Normal doğruluk-cesaretlik oyunu. Şişenin ucu tarafına gelen kişi cevaplar, öbür taraftaki sorar. Ama eğer soruya cevap vermek veya yapmak istemiyorsanız 3 bardak içersiniz. Anlaştık ?'' demesiyle herkes kafa salladı.

Sen Gitmeden Önce.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin