-19- Yapılacaklar Listesi.

155K 3.4K 86
                                    

Cebimdeki katlanmış, kırışık kağıtlardan birini çıkardım ve gözler önüne serdim. "Evet," dedim mırıldanarak. "Yapılacaklar listesi 1 : Hep birlikte havuza atlayın." Ne ?

"Bu saçma maddeyi kim ekledi buraya ?" dedim şaşkınlıkla karışık bir sinirle. Saat sabahın 8 buçuğuydu ve biz her zamanki meydanda tüm grup olarak toplanmış yapılacaklar listesi hazırlıyorduk. Ne var, son günümüzün biraz özel olmasını istemiş olamaz mıyım ?

"Ben," dedi Berk, şapşalca sırıtarak. Uykulu olduğu gözlerinden anlaşılıyordu. Daha tam olarak gözlerini bile açamıyordu ! "Sabahın bu saatinde beni uyandırırsan ben de böyle bir madde eklerim işte." derken sırıtması hala devam ediyordu.

Gözlerimi kocaman açarak ona kötü bir bakış yolladım ve "Başka bir madde seçiyorum !" dedim bıkkınca. Bir anda hepsi itiraz etmeye başladı. Kurallara uymalıymışmışım. Oyunu kuran benim, kurallara uyan da benim. Saçmalığa bak.

İstemeye istemeye olsa da sonunda şu sadece güneşlenmek için getirdiğim ama sadece bir kere kullandığım bikinilerimi giyebilmiştim. Tüm grup ile birlikte otelin dış havuzunun önünde dizilmiştik. Yanımda duran salaklar korosu -bunlar bizimkiler oluyor- bana sırıtarak bakarken, ben de korku içinde havuzun o dipsiz gibi görünen berrak suyuna bakıyordum. Bunu nasıl başaracaktım ben ? Senden nefret edemediğim için bile senden nefret ediyorum Berk ! Tamam, bu saçma bir cümleydi, kabul ediyorum. Neyse, gerçek hayata dönelim. Tam yanımda Buğra'nın güven verici bir şekilde elimi tutması ve o gözlerindeki müthiş parıltıyla bana bakması bana güç veriyor ve korkumu yeniyordu.

Berk, "1 ! 2 !" diye ağır ritimde sayarken etrafıma bir kere daha göz attım. Oh, bizden başka kimse yoktu. Bu iyi sayılırdı.

"3 !"

Buğra'nın elini daha sıkı kavradım. Neden böyle olduğumu, küçüklükten gelen bir durum olduğunu anlatmıştım ona. Durumumu anlayabiliyordu. Rahatlatıcı bir şekilde elimi kaldırıp tam avucumun içine bir öpücük kondurdu ve elimi bırakıp diğerleriyle birlikte balıklama atladı havuza. Sudan kafasını çıkartırken, ıslak saçlarını bir yana savurdu ve su damlalarından birkaçı üstüme geldi.

Tam ayağımın dibinde durdu ve "Hadi, gel." dedi ıslak elini bana doğru uzatırken. Elini tuttum ve beni havuzun içine doğru çekmesine izin verdim. Su ne üşütecek kadar soğuk, ne de ısınmamı sağlayacak kadar sıcaktı. Tam ayarındaydı işte.

Buğra beni iki elimden tutup, suyun içinde geriye doğru sürüklemek ile meşgulken diğerleri havuzun diğer ucunda kendi çaplarında eğleniyorlardı.

''Beni bırakma,'' dedim, endişeyle gözlerine bakarken. Beni çekip daha da kendine yaklaştırdı, sanki hiç yakın durmuyormuşuz gibi. Ben de bunu fırsat bilip ona iyice yapışırken, bacaklarımı beline sardım.

Ne kadar da uyumlu bir çifttik biz böyle.

''Seni bırakmayacağım. Hiçbir zaman.'' dedi yüzündeki tebessümle. Nefeslerimiz arasında bir milim bile yoktu. Ve sonra yine oldu. O müthiş-ateşli-öpüşme. Dilinin üst dişlerimde gezindiğini hissettiğimde parmak uçlarımla ensesinde hayali çizgiler çizmeye başlamıştım bile. Tam alt dudağımı dudakları arasına almıştı ki üstümüze su fırlatılmasıyla ayrılmıştık birbirimizden. Kaan. Her zamanki gibi. Neden hiç şaşırmadım acaba ?

''A-aaa Hazal, ayıp ama.'' dedi ayıplar bir ses tonuyla. ''Biz seni yüz diye buraya getirdik, Buğra'yla öpüş diye değil. Saçların bile ıslanmamış !'' dedi ve eliyle suya vurup üstümüze biraz daha su fırlattıktan sonra kahkahalarına engel olamadı.

Biz ona sinirli bakışlar atarken ''Tamam, hadi hadi. İkinci maddeye geçiyoruz.'' dedi ve zeminin olduğu yere doğru bir kulaç attıktan sonra kendini dışarı çıkardı.

Sen Gitmeden Önce.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin