- Ü Ç -

5.9K 640 226
                                    

selam ederim PKM cilerim :) henüz kalabalık olmadığımızı düşünerek size bir sır vermek istiyorum. hikaye henüz başlamadı :))) bunlar ısınma bölümlerimiz. ileride sizi şaşırtacağıma inanıyorum. izlemede kalın ;)

elimden geldiğince daha sık gelmeye çalışıyorum. beklettiysem hakkınızı helal edin <3 

hala hikayelerimi okumaya devam edip beni yalnız bırakmayan güzel insanlar sizleri seviyorum <3

keyifli okumalar dilerim...

selam ve dua ile..

Şennur Kasa


**




Ertesi sabah Pelin işe daha dingin bir kafa ve huzur hali ile gitmişti. Gece yatmadan önce içinde bulunduğu durumun vicdan muhasebesini enine boyuna yapmıştı. Kendince kararlar almış ve hedefler koymuştu. Bu işten kurtulması hiç de sandığı kadar zor değildi. Biraz sıkıntı çekecek ve sonra ardına bile bakmadan gidecekti bu şirketten. Evet, evet kesinlikle öyle olacaktı! Bunu yapabilecek irade ve kudreti kendinde görüyordu. En azından zekası ile Ömer'i dövecek üstünlüğü vardı. O mankafalı kaba herifi bir şekilde alt edebileceğinden şüphesi yoktu. Tek sorun onun patron konumunda olması ve bu konumun nimetlerinden de sonuna kadar istifade ediyor olmasıydı. Ama Pelin pes edecek değildi. Ömer'in de gelmişinin de geçmişinin de hakkından gelirdi. Gelecekti de!

Yasemin garipser bakışlarla genç kızı süzerken Mehmet abi de Ömer'in sabah kahvesini getirmişti. İşte gün başlıyordu. Pelin tüm cesaretini göğsünde toplamaya çalışır gibi derin bir nefes aldı bedenine. Bol oksijenle şenlenen bedenine enerji gelmişti bile. Bugün o gün Pelin, hadi güzelim! Kim korkar hain patrondan?

Pelin usulca tepsiyi eline alıp kulağına hiç melodik gelmeyen tok ve kararlı biraz da gıcık erkek sesinin onay veren ve itici bir şekilde buyurgan olan gir sesini duyduktan sonra topuklu ayakkabılarıyla sert zemine gayri ihtiyari dokunuşlarından çıkan takırtılar eşlinde patronunun masasına ulaştı. Dosta güven düşmana korku salan adımları son derece kararlı ve gözü pekti. İşte bu kadar Pelin, gülümse bakalım, hah şöyle!

Ömer sabah kahvesini sinsice ve yüzünde saçma bir tebessümle getiren kıza baktı. Yine mini bir etek ve üzerine salaş bir bluz giymişti. Yeşil gözlerinin etrafını uyumlu bir makyajla beslemiş ve gözlerini ön plana çıkarmıştı. Yeşil? Bakışlarında anlamsız bir meydan okuma vardı. Ömer bu resti görebilecek kadar hayat kumarının hilelerini öğrenmişti neyse ki.

Genç adam kahve fincanını temkinli bir şekilde eline aldığında Pelin pür dikkat bir şekilde onu izliyor ve kendisinden direktif bekliyor gibiydi. Durumundan ve bu genç kızın hallerinden iyice işkillenen adam gözlerini kısmış bir şekilde bir fincana bir kıza baktı.

"İçine mi tükürdün sen bunun?" diye sordu tekrar kahve fincanının içindeki bol köpüklü kahveye bakarak.

Pelin gözlerini devirdi. O kadar da değildi yani. Ama yapsa güzel olurdu, bak bunu pek düşünememişti demek ki. Aklına bunu da not etti, ileride lazım olabilirdi bu fikir.

"Nereden çıkardın patron? Ben yapar mıyım öyle şeyler?"

Tavırları adamı tersler gibiydi, biraz da yapmacıktı tabi ki. Bu kızın iş ahlakı olmadığı rahat tavırları ile kendini belli ediyor ve bu da Ömer'e giderek daha fazla iğreti görünmesine sebep oluyordu. İş ahlakı olmayan bir çalışanın özel hayatını düşünmek bile istemiyordu.

Portakal Kabuğundan MasallarWhere stories live. Discover now