Sır- 39 ''Seninle Yaşamak''

2K 177 158
                                    

Not: Herkese selamlar.. Yorum sayılarımız giderek düşmeye başladı ve hevesimde uçmaya başladı. O yüzden lütfen yorumlara ve votelere yüklenmeye çaba gösterelim. İki bölüm sonra düğünümüz var kaoslarımız var. Bütün bunlar için dediğim gibi yorumlara ve votelere yüklenelim.

Multi: Balın Duman

Keyifli Okumalar
Q.

SIR 39. Bölüm: Seninle Yaşamak

Dakikalardır soluduğu hastane kokusu artık midesini bulandırmaya başladı. Keskin koku sanki her yanını sarmıştı. Psikolojik olarak üşüdüğünü anlayabiliyordu ancak yine de kollarını birbirine sardı. Sanki zayıf kollarının arasında hali hazırda babaannesinin bedeni vardı. Gözlerini sıkıca yumarken tenine değen kirpiklerinden akan yaşlar aşağı doğru yola çıktı.

Zihninin en kör noktalarına ittiği ve yok saydığı hisleri saatler boyu görmezden gelmişti. Dört harfe sığdırılan bir hayatın bitişini çok yakından tanıyordu. Nefes almakta epey zorluk çekiyordu. Selim, annesini öyle görünce bir adım ileriye bile atamamıştı. Karan ise soğukkanlılıkla yerde yatan kadını kucağına almıştı. Hastaneye nasıl geldiklerini bile hatırlayamıyordu.

Omuzundan kolunu saran ellerle adamın göğsüne sığındı. Karan kolunu sevdiği kadına dolamışken, yanında oturan Selim'in de bacağına dostane tavırla dokunmuştu. Pertev ise ne yapacağını bilemez halde kendini kafeteryaya atmış ve içecek bir şeyler almıştı. Karan, elinde ki büyük tepsiyi görünce ''Pertev, ne yapıyorsun? Otursana rahatla biraz.''

Karan, bugün buradaki herkesin kurtarıcısı olmuştu. Psikolojik çöküntü içinde olan ailenin yanlarında kaya gibi bir sertlikle bulunurken, hepsine destek olmak için çabalıyordu. Yakın vakitlerde kendisi de benzeri bir durumda kalmıştı. Dumanların bugün bulunduğu dipsiz kuyuyla ise yıllardır yakından tanışıklığı vardı. ''Biraz rahatlayın söz konusu olan Melek Hanım.'' Selim, usulca başını salladı. ''Onu, çok önceden buraya getirmem gerekiyordu.'' Selim, kendince bir günah çıkarmanın içindeydi ve bu durum ona iyi gelecek türden değildi.

''Sizin, suçunuz yok. Melek Hanım'ın, inadını biliyorsunuz.'' Pertev, karşısında oturduğu adama içine su serpecek sözler söylüyordu. ''Dinlememem lazımdı.'' Selim ise bu vicdan azabından vazgeçemiyordu. ''O zaman keşke annemin de o gün işe gitmesine izin vermeseydin.'' Karan'ın, safir gözleri sert bir hal alırken hemen Balın'a döndü. ''Hiçbir şey bizim elimizde değil baba. Bana, bunu sen öğrettin. Olacakların önünde biz duramayız.'' Fısıltıyla duyulan sesinden akan bitkinlik çözümsüzdü. Babasına, destek olmaya çalışırken kendi durumu da ondan farklı değildi. Zira her zaman metanetini ve kontrolünü iyi idare eden babasının şu an daha büyük desteğe ihtiyacı vardı. Yıllardır babalık vazifesini severek yerine getiren Selim ile bugün kızı yer değiştirmişti. ''Haklısın benimki bir yerlerde eksik aramak sanırım.''

''Yapacağın bir şey olsaydı zaten yapardın ağabey.'' Karan, yanında duran adama bakarken omuzunu sıktı. Safir gözlerine dolan umut veren parıltılar ile ona destek oluyordu.

Açılan acil kapısıyla hemen ayağa kalkarak Doktorun karşısına geçtiler. ''Annemin, durumu nasıl?'' Selim, yakın arkadaşı olan Mehmet'in yanında duruyordu. Bu adam, aynı zamanda Karan'ın hayatını kurtaran Doktordu. ''Tam zamanında yetiştirmişsiniz.'' Balın, hemen Karan'a baktı. O an yanlarında olmasaydı belki bu denli çabuk hareket edemeyeceklerdi.

''Melek Hanım, hipertansiyon hastası ve onu daha önce uyarmıştım ama beni pek fazla dinlemediğini anlıyorum. Kalbe giden iki damarı tıkanmış ve hemen ameliyata almak zorundayım.'' Selim, başını sallarken çenesini sıvazladı. ''Riski nedir?''

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin