44- Santorini

1.4K 83 18
                                    

Selammm!!!

Efendim son bölümden sonra bambaşka bir ülkeye bambaşka bir adaya geldik! Balın'ın hesapsız kitapsız sevgisi, Karan'ın intikam planları daha neler neler.. 🤷‍♀️🤷‍♀️🤷‍♀️

Satır aralarına bol yorumlar bırakalım

Oy vermeden çıkmayın lütfen

Sevgilerle öpüldünüz
Q.🤍

44- SANTORİNİ

Zifiri karanlık gecede genç kadın ufak adımlarla yatın önüne ilerliyordu. Burun kısmına geldiğinde bal gözleri süratle açtıkları denize imdi. Durgun denizi hareketlendiren yatın çıkardığı haşin dalgalara gözleri takılıyordu. Bahar aylarında olmasına rağmen hafif esen rüzgar içini ürpertiyordu. Ellerini kollarına dolarken, kollarını sıvazladı.

Titrek nefesleri içine çekti. Gözleri aheste biçimde kapandı. Dolgun dudaklarına dişlerini geçirdi.

Güçlü durması ve ayakta kalması gereken zamanlara geçiş yapmıştı. Saatler önce başka rüyalar alemindeydi şimdi ise gerçekler yüzüne sert şekilde vuruluyordu.

Zayıf bedenini saran güçlü kolların tesiri altına girince sırtını onun geniş gövdesine yasladı. Etrafını saran erkeksi kokuyu derince soludu. "Yoksa korkuyor musun?" Kulağına fısıldanan sözlerle gözlerini araladı. Kulağına değen dudakları içinin titremesine neden olmuştu. Bir an da içinde biriken kötücül tohumlar dağılıvermişti.

"İnsan, ailesi yanında olunca korkmaz. Bende, korkmuyorum. Sen, artık benim ailemsin." Karan, genç kadının bedenini kendisine döndürdü. Kusursuz yüzünün her zerresini inceledi. Alnını alnına dayarken elinin tersiyle yüzünü okşadı.

"Nasıl bir yolda yürüdüğümün hiçbir önemi yok ama nasıl yürümem gerektiğini biliyorum.." yüzünde gezinen ellerini koluna doğru indirerek ellerini birbirine kenetledi. Kenetlenen ellerini omuz hizalarına kaldırdı. "Pusulam sensin kadın. Yürüdüğüm her yol sana çıkar. Benim gibi bir adama aile verdin."

"Benden vazgeçersen korkarım."

"Senden, vazgeçmem."

"Vazgeçsen de peşini bırakmam ki." Balın, nazlı bir edayla omuzunu silkmişti. "Sakın bırakma. Beni, sakın bırakma."

Karan'ın, ağzından ilk defa yakarırcasına sözler duyuyordu. Sesinde ki tonlama öylesine duygu doluydu ki gözleri parladı. "Bu aşka sahip olmak benim mucizem. Ben, mucizelere inanırım. Sen, benim ömrümsün."

Karan, kadife sesinden duyduklarııyla memnun olmuştu. Dudaklarını genç kadının alnına bastırdı.

"Karan Bey, yemek hazır." Kaptanın sözleri ile güzel anları yarı da kesilmişti. Karan, sevdiği kadını önüne alırken arka tarafa hazırlanan sofraya doğru ilerlemişlerdi.

Bal gözleri yeni bir hayata merhaba dediğinin farkında olmaksızın açılıyordu. Bembeyaz tavanla karşılaştığı an da hızla dirsekleri üzerinde doğruldu. Sırtı yatağın başlığına çarparken gözleri bulunduğu yeri arşınlıyordu. Beyazlar içerisinde bir odadaydı. Üzeri değiştirilmiş gül kurusu bir gecelik vardı. Kafası sağa dönerken yere kadar uzanan camlara eşlik eden beyaz perdeler içeri doğru uçuyordu.

En son yatta yemek yediğini hatırlıyordu. Fakat sonrasını kesinlikle hatırlamıyordu. Yerinden doğrularken yatağın kenarında bulunan uzun sabahlığı üzerine geçirdi. Önünde ki kuşağı bağlarken kapıya doğru ilerledi. Hemen önünde bulunan geniş dönemeçli merdivenden aşağı indi. Büyük bir salon da bulmuştu kendisini. Kendi etrafında kısaca döndü. Kafası karışmıştı. Ojeli parmakları saçları arasına giderken sarı saçlarını geriye attı. İnsanın içini aydınlatan beyaz mobilyalarla dolu salonun içerisinde bulunan açık kapıdan dışarı çıktı.

SIRWhere stories live. Discover now