SIR -20 ''Romantik Akşam'

5K 226 40
                                    

Aşağıyı okumadan çıkmayalım 🤍
**

SIR 20 : Romantik Akşam

Her zaman Karan'ın yanında, birçok şeyden soyutlandığını hissetmişti. Yeniden kendini öyle bir anın içinde bulmuştu. Karan'ın yanındayken korkuya yer kalmıyordu. Bu esaret değildi, kendine güvensizlik hiç değildi. Kalbinde huzurlu bir aşk yaşıyordu. Kalbinde yeşerttiği temiz aşktı bunun nedeni.

Karan onu her şeyden sakınıyordu. Kendinden bile. Bazı anlar, elleri arasında parçalanmasından korkuyordu. Güçlü aşkının karşısında, ne yapacağını bilemiyordu.

Yeniden sevdiği adam sayesinde, soyutlandığı anlardan birine kendini bırakıyordu. Dudaklarını araladığı vakit, diliyle buluşan dil sayesinde inlemişti. Tutku, ilk günden beri, ilişkilerinde onların bileşeni olmuştu. Gayriihtiyari bacaklarını adamın beline doladı. Genç adam, boşta ki eliyle beline dolanan bacakları tutmuştu. Kendini, Balın'a sürtmekten kaçınmamıştı.

"Ateş gibisin yanmak için illa sana dokunmaya gerek yok ama dokununca ölmüşümde yeniden dirilmişim gibi..'' Tutku yüzünden kalınlaşan sesinin karşısında diliyle dudaklarını ıslattı. Bu hareket karşısında Karan'dan bir inleme duyuldu.

"Ben sadece senin dokunuşlarına uyumluyum. Sadece sana."

Bal gözlerinde hakimiyet kuran, arzunun bilincinde değildi. Ancak içinde giderek yükselen ateş birçok şeyin habercisiydi. Karan aksine altında yatan cüretkar kadının, güzelliğinde takılı kalmıştı. Günaha davet gibiydi. Davet eder bir hali de yoktu.

Balın'ın büyüsüne kapılmıştı. Bazen farkında olmadan onun dediğini yapar vaziyette buluyordu kendini. Çiçek göndermek ona ait bir hareket değilken, yüzünün gülmesini istediği için göndermişti.

Karan'ın dudaklarını boynunda hissetmesiyle, başı yatağa daha çok gömülmüştü. Derince yutkunmuştu. Ellerini saçlarının arasına koymuştu. Kumral saçlarının arasında kırmızı ojeli parmakları vardı. Karan duyumsadığı yasemin kokusunu defalarca içine çekti. Dişleri arasına kıstırdığı tenini ısırdıktan sonra emmişti. Usulca bir öpücük bıraktı.

Alnını alnına yasladı. "Bu gece seni burada uyutacağım." Elleriyle göğsünü gösteren adama tebessüm etti. Balın, nefes nefese kalmıştı. Bal gözleri yaşadığı anlar yüzünden koyulaşmıştı. Bir eli göğsünün üzerinde duruyordu. "Ya biri gelirse?"

"Kimse giremez buraya." Bu söylediğine gülmüştü. Bir dakika önce bu yatakta özgürce kendisine dokunan kadın, şimdi başkalarından çekiniyordu. "Neye gülüyorsun?"

"Az önce hiç kimseden korkmuyordun." Hâlâ aynı pozisyonda duruyorlardı. Balın bu yakınlıktan, en ufak rahatsızlık duymuyordu. Hayatında naif olan genç kız, aşk konusunda cesurdu. "Konu sen olunca; korku, endişe gibi duygulardan uzaklaşıyorum." Dolgun dudaklarına yakınlaşıp beklemediği bir anda sertçe ısırmıştı. Bu vahşiliği karşısında tırnaklarını adamın göğsüne geçirmişti.

"Bu ağzın yok mu? Çok iyi laf yapıyor." Kıkırdarken başını göğsüne sürtmüştü. "Sana benzemeye başladım." Karan, başına bir öpücük bırakmıştı. Gözleriyle yastıkları işaret etmişti, Balın kendini yukarı doğru çekip yatağın içine girmişti. Karan, yanına geldiğinde tereddütte kalmıştı. İlk defa beraber uyuyacaklar o anda dank etmişti. Üzerinde bir tayt ve düz bir tişört vardı. Bu haliyle Karan'ın kriterlerinin, çok dışında olduğu belliydi. İlk defa bu farkındalıktan rahatsızlık duymuyordu.

Karan'ın onu aldatmayacağı ya da başkasın bakmayacağı gibi konularda kalbi rahatlamaya yakındı. Az önce söylediği her söze inanmıştı. Karan, yalan söylemeyi tercih etmeyen bir adamdı. Düşünceleri arasında sürüklenirken, bir kol belinin altından girmişti. Karan, onu kendisine doğru çekmişti. "Yataktan düşeceksin küçük hanım." Yatağın ucunda olduğunun farkında dahi değildi. Artık Karan'la yüz yüzeydi. Başının altında bir kolu vardı. Diğer eli ise belini sarmıştı. Gözleri açık birbirlerine bakıyorlardı. "Kolun uyuşmasın."

SIRTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon