SIR-4 ''Zifir Öpücük''

9.5K 487 78
                                    

NOT: Keyifleriniz yerindedir umarım. Her şey yolundadır. Balın hakkında ki düşünceleriniz nedir?

•Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın •Hemen yıldıza dokunun🧡

İyi Okumalar
Q.

SIR-4 ''Zifir Öpücük''

Balın, saatlerdir odasındaydı. Balkonunda ki köşesine çekilmişti. Haberi verdiği andan sonra son sürat yukarı çıkan adamın arkasından bakmak bu denklemde payına düşen olmuştu. Hemen ardından Doktor Mehmet'in geldiğini duymuştu ama yaralı adamın odasına gitmemişti. Zira giderse sorulacak soruları tahmin edebiliyordu. Belki bu sayede karambole gelmesi iyi bile olmuştu.

Ellerini başına dayadı. Çaresizce karanlık gökyüzüne baktı. Hakkında hiçbir şey bilmediği adamdan etkileniyordu. Bunun çocukluk olduğunu düşünüyordu. Kendini hakir görerek, bu histen kurtulacağını zannediyordu.

Lakin unuttuğu detaylar vardı. Balın Duman'ı sadece başkası değil, kendi bile hakir göremezdi. Meleklerin güzelliğini ve saflığını andıran bir güzelliği vardı. Aldığı derin soluklarla iri göğüsleri inip kalkıyordu. Uykuda olduğu vakitler, kendini odasına gizlice girmekten alı koyamamıştı. Yakalanma riskine rağmen, kıpırtısız vaziyette orada durup izlemişti. Zaman zaman elleri saçlarına gitmişti.

Yasaklı hareketlere bürünmüştü. Oysaki hisleri bile yasaklıydı. Her şey bir yana, babasının yakını olduğunu söylemek zor olmayacaktı. Daha dün Semih'le konuşmalarına tanıklık etmişti. Bu genç adamı oğlu gibi gördüğünü söylemişti. Onu böylesi sahiplenmeseydi, hiçbir koşulda buraya getirmezdi. Bu tezi doğruluk kazanmıştı.

Balın'ı o odaya çeken, kesinlikle yaralı adamdı. Elinde başka bir seçeneği de yoktu zaten. Adam'ın hatırlamadığına emin olduğu, saniyeleri alacak bakışmalar geçmişti aralarında. Zira onun gözlerinin rengi hatırından çıkmamıştı. Hafif aralık duran göz kapakları sayesinde, ilk kez gözlerine değme şansına nail olmuştu. Bileğine sarılan güçlü eller aniden vücut ısısını arttırmıştı.

Tarazlı çıka ses tonu ve gözleri aklından çıkmıyordu. Bütün bunları düşünmesinin tek sebebi sadece babası adına duyduğu korku değildi. Hiç hissetmediği duygular kalbinde cirit atıyordu. Böylesi duygulara yabancıydı.

Sürekli onu düşünmesi normal miydi?

Kesinlikle değildi.

Oflayarak sırtını sandalyesine yasladı. Kollarını önünde bağlamıştı. Odasının balkonunda çiftliğin yeşillik dolu manzarasını izliyordu.

Hiç bu kadar soru dolu olmamıştı. Hiçbir sorusu bu kadar cevapsız kalmamıştı.

Sarmaşıklara dolanmıştı. Darmadağın vaziyette nereye gideceğini bilemiyordu. Sarmaşıklardan kurtulmak için hangi yola sapacağını bilmiyordu. Girdiği her yol şimdilik çıkmaz sokak gibi geliyordu. Zira dilinde takılı kalan, sözcükleri fırlatsa sesini herkes duyabilirdi.

Öte yandan bahçede gördüğü adamlarda bütün hevesini kırıyordu. Adam'ı saklıyorlardı. Yaşadığı bile bilinmiyordu. Kendisi içinde yabancı olduğu olayda, adama tutulmuştu. Garip bir durumdu. Adını bilmiyordu. İlk gördüğü an yaralıydı. Masallarda ki tanışmalardan çok uzaktı. Klişe bir olay bile değildi. Gülmeden yapamadı.

Aklını yitirdiğini düşünmek üzereydi. Hiç bilmediği, tanımadığı bir adama karşı beslediği hisler normal değildi.

Daha önce hayatında erkek arkadaşları olmamıştı. Yirmi dört yaşında bir kızdı. Bir kez olsun aşık olmamıştı. Hayatında ki acılar onu bu çiftliğe, bu şehire mahkum bırakmıştı. Babası, nasıl bencillik etmeyip hayatına kimseyi almadıysa oda istememişti. Şüphesiz ilk aşkı babasıydı. Hayatlarında ki derin kayıptan sonra birbirlerine mahkumdu onlar.

SIRWhere stories live. Discover now