55- "Hoş Geldin Bebeğim"

572 52 17
                                    

Merhabalar,

Hemen gönderdim bölümü. Daha öncede söylediğim gibi finale doğru yol alıyoruz.

Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.
Sizden gelecek yorumlara ihtiyacım var.
İyi okumalar

55. BÖLÜM: Hoş Geldin Bebeğim

Bursa'da ormanın ortasındaki evin içinde sessizlik hakimdi. Evin içindeki herkeste bir sakinlik hali vardı. Pertev, sofradaki bardakları toplarken gözleri veranda da karşısını izleyen Selim Duman'ı buldu. Kızı, gittiğinden beridir içine kapanmış haldeydi. Babalık hislerinin ona iyi şeyler söylemediğini yüzünden okuyabiliyordu.

Etrafta görünmeyen Melek Duman'ı nerede bulacağını iyi biliyordu. Merdivenleri tırmandıktan sonra sağ köşede bulunan odanın kapısını araladı. Yatağın üzerinde oturmuş yastığa avuç içini bastırıyordu. "İyi hissetmiyorum Pertev." Varlığını anlayan kadınla tebessüm etti. Sırtı dönük olmasına rağmen geldiğini anlamıştı. Birkaç adım atarak yanına vardığında yaşlı kadın sol avucunu yatağa vurarak oturmasını işaret etti.

"Balın, dün gece rüyama girdi."

"Ne yalan söyleyeyim. Onun varlığını özledim."

"Sonu nereye varacak bilmiyorum."

"Karan Bey, Selim Bey, ona bir şey olmasına izin vermez."

"Vermez vermesine ama ya sonrası.." Yaşlı kadın başını iki yana salladı. "Ne demek istiyorsunuz?"

"Karan, sürekli gelip gidiyor. Başına gelecek var. Daha dün tek başına o adamın karşısına dikilmiş. Cesur bir adam. Onu, gören korkusundan kaçar. İntikamının içinde gözü kimseyi görmüyor. Annesi ile bile görüşmüyor." Melek Duman'ın, gözleri konsolun üzerinde duran fotoğrafa değdi. "Felaket olacak Pertev. Balın'ın, altında kalmaması için canımı bile veririm." Pertev, inatçı ihtiyar kadını ilk defa bu denli çaresiz görüyordu.

"Balın'a, bir şey olmayacak. Karan, büyük sınavlar vermiş bir adam. Şimdi sevdiğini yalnız bırakmaz."

"Anne!" Selim'in, sesi duyulunca kadın derin nefesler aldı. Oğlu için ayrı torunu için ayrı oturuyordu. Selim, yanlarına geldiğinde annesinin önünde diz çöküp elleri tuttu. Vaziyetinin farkındaydı.

"Bugün Akın gelecek." Melek, başını sallayıp susarken Pertev hemen sordu "Neden buraya geliyor?"

"Yeni bir iş çıkartıyorlar. Eli kulağında. Karan'ın, sürekli gelmemesi için ne olabilir onu konuşacağız." Melek, avucunu oğlunun yanağına bastırdı. "Hangi yaşta nerede olursa olsun insan anne babalığını bırakamıyor. Suçluyum Selim beni affet." Selim'in, kaşları çatıldı. "Neden suçlusun?"

"Baştan anlamıştım aralarında bir şeyler olduğunu. O kadar güzel sevdiler ki bir şey yapamadım."

"Senin ne suçun var? Onlar, zaten kararlarını vermişlerdi. Benim, tek düşündüğüm kalıcı zararlar almadan bu işten kurtulmaları. Kızım, için her şeyi yapmaya hazırım."

Selim, yerinden doğrulup aşağı indiğinde Akın gelmişti. Akın ile saatlerce işleri konuşmuşlardı. Böyle bakınca en azından rutin işler için Karan'ın gelmesine gerek yoktu. Ancak dünkü felaketten sonra ne olacağını da kestiremiyordu. Akın gittikten sonra telefonunu eline aldı. "Savaş."

"Selim Bey merhaba. Nasılsınız?"

"Sağ ol iyiyim ya sen, her şey yolunda mı?"

"Şimdilik evet." Savaş, gözlerini ileride salıncakta oturan çifte çevirdi. Hararetli bir şeyler konuştukları çok belliydi. "Karan, döndü değil mi?"

SIRWhere stories live. Discover now