SIR

SIR-9 ''Yasaklı Hisler''

Alıntılar ve karakterler hakkında bilgiler için instagram "quen.oflove"

İlk önce yıldıza basmayı unutmayın. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgilerle

Quenoflove

SIR-9: Yasaklı Hisler

Balın, ensesindeki nefesle yutkundu. Burnuna gelen koku, sarhoş olmasına sebep olacak kadar güçlüydü. Zehir bir defa damarlarından içeri sızmayı başarmıştı. Aşk zehrine tutkuyla bağlıydı. Diz kapaklarında titreşimler olduğunun farkına vardı.

Dudaklarından kaçan titrek nefesle birlikte, ayakta kalmakta zorluk çekiyordu. Kıpırtısız duruyordu. Olduğu yerden gökyüzüne baktı. Dudakları kıvrıldı. Sırtını yasladığı, kalbini kaptırdığı adamın bu gökyüzünden daha karanlık bir dünyası vardı.

İçini yakan düşünceler, ondan vazgeçmesine sebep olmuyordu. Nitekim hakkında basit haberlerin dışında bir şey bilmiyor olmasına karşın, kalbinde kötü durumları işaret edecek hislerin zerresi bulunmuyordu. Kalbi mi körelmişti yoksa aklı mı bilemiyordu.

Duyduklarını içinde düşünmemek için bu gece çok fazla çaba sarf etmişti. Düşünürse yenilirdi. Aklında bir sürü soru olurdu. Saatler önce babaannesiyle konuşarak, kendini küçük düşmüş hissetmişti. Yeniden hatalar yapmamak için düşünmemeyi seçen kalbine razı geliyordu. Uzak yerlerden gelip, kalbine konan adamın mahkumu olmuştu.

"Bu saat senin için fazla geç değil mi?" Kulağına doğru fısıldanan sözlerle, gözlerini kapatmadan duramadı. Arkasından yayılan sıcaklığı derinden hissediyordu.

"Seni ne ilgilendiriyor?"

"Beni değil. Babanı ilgilendiriyor." Arkasını dönecek cesareti yoktu. Cesaretin ötesinde bu yakınlık onu cezbediyordu. Ardında ki Karan'ı göremiyordu. Karan, kızın saçlarından yayılan kokuya hafifçe burnunu dayadı. ''Gerekli cevabı babama veririm.''

Öpüşmelerinden pişman olmayan adam, geçmiş karşısına hesap soruyordu. Onu, ilgilendiren bir durum yoktu. Aslında o vakit anladı. Karan'da bir şeyler vardı. Dün gece yanına gelmesinin, bu gece onu beklemesinin bir sebebi vardı.

Karan'ın bütün gemileri, alabora olmuştu. Fırtınaya tutulmuş, nereye savrulacağını bilmiyordu. Bu geminin kaptanı kendisiydi. İlk kez gemisi yörüngeden şaşmıştı. Belki de gerçekten bir an önce Balın'ın kaptanı olduğu okyanuslardan gitmeliydi.

Burada kaldığı her an, gemisi ciddi hezeyana uğrayacaktı. Selim'i kaybetme riski bir kenarda dursun, Balın'la babasının arasının bozulmasına sebep olabilirdi. Kaşları çatılmadan yapamadı. Yaşamı sorunlara çözüm bulmakla geçmişti.

Peki ya bu zaman da neden bu soruna, çözüm bulmaktan kaçınıyordu. Aksine soruların üstüne, yeni sorular ekleyerek kendini çıkmaza sokuyordu. Bunu yapma sebebi aşikardı.

Yasak fikri beynine kazınmıştı. Bunu kendi diliyle kazımıştı. Balın, çok güzel bir kadındı. Saman sarısı uzun saçları, karakterinin aksine asilikle savruluyordu. Bal rengi harelerine dolan duygular dikkat çekiciydi. Üzerine giydiği kıyafetler içinde, kendini belli etmekten kaçınmayan düzgün fiziği vardı.  Kusursuz bir güzelliği vardı. Karan ise onun aksine, hayatta kusurları olan adamdı. Bu bile yasak olması için yeterliydi.

Balın daha fazla yanıtsız kalmak istemedi. Biraz daha durursa, kırılacağı yeni sözler duymayı kalbinin kaldırmayacağını düşünüyordu. Karan tarafından düşüncesizce, çuval gibi oradan oraya atılıyordu. Çarptığı her duvardan, diğerinden daha büyük acıyla ayrılıyordu.