SIR-21''Uzak Mesafe Aşk'

3.5K 212 67
                                    

Aşağıyı okumadan çıkmayın çiçeklerim 🤍
***

SIR 21: Uzak Mesafe Aşk

Saatlerdir ruhunda gezen mutluluk, an itibariyle firar etmişti. Göğsüne dolan his, bu sefer mutluluk değildi. Karan'ın suratına bakmadan duramıyordu. Gözlerinde inen puslu hava, görülmeyecek gibi değildi.

İttiği sandalyeden ayağa kalktı. Cebinden çıkardığı parayı masaya bırakırken ''Gitmemiz lazım.'' Dedi. Balın, bu komutu bekliyormuş gibi eşyalarını alarak ayağa kalktı. Yıldırım kadar hızlı ve sert davranan adamın arkasından, yüksek topuklu ayakkabılarıyla yetişmeye çalışıyordu.

Kapıdan çıkıp hemen ''Araba.'' Diye bağıran adamı izlerken panik içindeydi. Annesine, bir şey olduğunu anlamıştı ancak kabullenmek istemiyordu. Karan, yeniden birilerine telefon ederken dili lal olmuş gibi bir şey söyleyemiyordu.

"Hemen bir şey yapman lazım. Helikopter bul, kaptan bul! Hemen!" Kiminle konuştuğuna dair bir fikri yoktu. Gelen arabaya, hızlıca bindiler.

Karan, direksiyonu öyle sıkı kavramıştı ki parmaklarını hissetmeyecek durumdaydı. Annesi bir kriz geçirmişti. İlk defa böyle bir anda yanında yoktu. Oldukça sakin bir hayat süren kadına, ne oldu da böyle bir kriz geçirdi bunu bilmiyordu.

Zihninde sürekli annesiyle olan anıları dört dönüyordu. Endişe silsilesine kapılmak istemiyordu ancak yine de hatırına dolanları reddedemez haldeydi. Bu anda belki de hiç olmaması gereken güzel anılan aklına dolmuştu. Annesinin gülüşü sürekli aklındaydı.

"Karan sakin ol! Annen iyileşecek. Bir şey olmayacak ona. Babamı arayalım o gitmen için bir şeyler ayarlar." Dediği sırada Karan'ın, yeniden çalmaya başlayan telefonunda arayanın Akın olduğunu gördü. Karan bir şey demeden telefonu kapatmıştı. "Akın ayarladı. Yakında bir yerde helikopter kalkacak."

"Karan, yavaş sür! Annene yetişeceksin!" Balın'ın, yüksek çıkan sesiyle ona baktı. Kontrolünü kaybettiğinin, o an farkına vardı. Kısa süre bilinç kaybı yaşamış gibiydi. Sanki yaşamla arasında kurulmuş bağlar kopmuştu.

Karan, buydu. Konu annesi olunca, kendinden geçerdi. Sinir ve öfkeden çok uzaktı hisleri. İliklerine kadar dolan endişeye geçit vermeyecekti. Feyhan Barlas, oğlunu bu hayatta yalnız bırakmayacaktı. Annesiyle ilgil her konuda hemen iç dünyasına dönüyordu.

"Bende seninle gelmek istiyorum." Kolunu tutan zarif ellere baktı. Başını iki yana salladı. Neyle karşılaşacağını bilmiyordu. O kargaşanın içinde Balın'ı koruyamamaktan çekindi. Aslında onu orada daha iyi koruyabilirdi ancak aklı annesindeydi. "Hayır sen burada kalıyorsun." Balın, bir şey söylemeden başını salladı. "Akif'i arayacağım. Seni eve bırakır"

"Sen şu an bunu mu düşünüyorsun gerçekten? Ben başımın çaresine bakarım. Annene ne olmuş?" Korkarak sormuştu bu soruyu. Karan, arabanın camını açarak derin nefesler aldı. Bu soruya cevap vermek istemedi o an için.

Aklında hâlâ annesi canlanıyordu. Yemeğe çıkmadan hemen önce konuşmuşlardı. Annesine uzun zaman sonra bir kadınla yemeğe çıkacağını söylemişti. Feyhan Hanım ise sesinin tonunu çok beğendiğini,  o kızla tanışmak istediğini söylemişti. Balın'a baktı. Annesiyle tanıştırmayacak olma düşüncesi aklında cirit atıyordu.

Arabayı kısa bir süre sonra durdurdu. Akın'ın, söylediği yere gelmişti. Beklemeden arabadan indi. Balın, ne yapacağını bilmeyecek haldeydi. Karan'ı ilk defa bu kadar panik halinde görüyordu. Annesini ne kadar sevdiğini bu halinden bile anlayabiliyordu.

SIRWhere stories live. Discover now