57- "Silbaştan"

351 36 21
                                    


SIR 57. Bölüm: Silbaştan

Karan Barlas, Laedri binasına girmesiyle gören herkes selam vermeye başlamıştı. Karan, başı ile kısa selamlar vererek asansöre kadar ilerledi. Üzerinde bugünün önemine uygun lacivert takım elbisesi vardı. Boynunda takılı olan kravatı biraz gevşetirken asansörün sesi ile açılan kapıdan indi.

"Hoş geldiniz Karan Bey." Yasemin, hemen ayağa kalkmıştı. "Hoş bulduk Yasemin. Nasılsın?"

"İyiyim sağ olun siz?"

"Ben de iyiyim. Akın, nerede?"

"Odanızda sizi bekliyor."

Odadan içeri girdiğinde Akın hızlıca ayağa kalmıştı. "Tebrik ederim kardeşim. Hâlâ inanamıyorum." Akın'ın, mutluluğu sesinden belliydi. Arkadaşına sarılırken hafifçe sırtına vuruyordu. "İki kez tebrik beklerim." Akın, anlamadığını belli ederken "İkiz." Sözünü duymasıyla "Allah!" Diye bağırmaya başlamıştı. "Karan, rüyan."

Akın ve Karan bu haberi dakikalarca kutlamışlardı. Karan, yerine oturduğunda sırtını koltuğuna yasladı. "Rüyam gerçek oldu."

"Bu yüzden mi vazgeçtin?" Karan, başını salladı. "Baba oluyorum. Babam, çok iyi bir babaydı çok vakit geçemedik. İçimde hep ukde kaldı. O anları çocuğumla yaşamak istedim. Sevdiğim kadın, çocuklarımın annesi olacak. Akın, bu benim için çok büyük bir şans. Bu şansı kaybedemem."

Akın, yaşanan her şeyin tanığıydı. Arkadaşının neler yaşadığını biliyordu. Her şeyi yoktan var ettiği hayatı vardı. İntikam ateşi ile kavrulurken onu bu yoldan sadece babalık hissi döndürebilirdi onu yaşayınca bu kararı almasına şaşırmadı.

"Artık her şey güzel olacak." Akın, yerinden kalkarken "Son haline bakalım." Dediği dosyaları çıkardı. Saatler süren çalışmaları ile artık lansman vakti gelmek üzereydi. "Kolay gelsin."

İçeri giren Selim Duman'ı kimse beklemiyordu ancak buradaydı. Karan, hızlı biçimde yerinden kalkarak adama sıkıca sarıldı. Çok özlemişti onu. Selim, "Oğlum." Derken aynı samimiyetle sarıldı. "Hoş geldin." Karan'ın, yönlendirmesiyle Selim geçip oturmuştu. "Hoş geldin Selim ağabey. Ne içersin?" Akın, eline telefon aldığında "Kahve içerim." Demesiyle kahvesini söylemişti. "Ben, sizi yalnız bırakayım." Diyerek odasından çıkmıştı.

"Nasılsın?"

"İyiyim sen nasılsın?" Selim, kollarını koltuğun kenarlarına yasladı. "Dede oluyormuşum elbette iyiyim."

"Balın ile tekrar konuştunuz mu?" Selim, kaşlarını çatarken başını olumsuz manada salladı. "Bir şey mi oldu?"

"İkizmiş." Selim, şaşkınlıkla gözlerini kocaman açtı. "Ciddi misin?" Karan, başını salladı. "İnanmıyorum. Torunlarım.." derken dili tutulmuştu. "Çok sevindim."

"Ben de."

"Ne düşünüyorsun?" Selim, esas buraya gelme sebebine girmişti. "İntikam olmayacak. Akın bugün Ramiz Aladağ ile ilgili elimizde olan her şeyi emniyete teslim edecek. Babama, yaptığı yüzünden değil ama çevirdiği dolaplar yüzünden yargılanacak."

"Karan."

"Balın ile onu senden ayırmak için evlenmedim. Mutsuz etmek için de evlenmedim. Bana, hep destek oldun. Babam gibisin diyemeyeceğim öylesin babamsın. Aramızdaki ilişkiye dayanarak konuşuyorum. Bir an bile Balını bırakmak gibi düşüncem yok. Ben, bu hayatı onunla yaşamak istiyorum. Ramiz'i, polisler aldığında geri döneceğiz."

SIRحيث تعيش القصص. اكتشف الآن