ÖZEL BÖLÜM

15.1K 1K 884
                                    


Benim biricik ballı çöreklerim ben geldim.🤗 Sizi burada çok uzun tutmayacağım. Finalden önceki son özel bölüme geçmeden önce küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Biliyorsunuz ki ben yan karakterler için ayrı bir bölüm yazmayı düşünmüyordum ama siz o kadar çok yan karakter çiftleri okumayı istediniz ki ben de daha fazla dayanamayıp bu özel bölümde yan karakterlere yer yerdim.✨😻

Kırmızı, yeşil elmalarınızı şuracığa iliştiriniz efendim.🍎🍏

Keyifle okuyun çiçeklerim. 💕

                        ÖZEL BÖLÜM

EZGİ ve UFUK

İlk iş günümde, göreve başladığım kreşe geç kalmak anca benim gibi bahtsız bir insanın başına gelirdi. İstanbul'un yoğun ve çekilmez trafiğini akıl edemediğim için işe geç kaldığım yetmiyormuş gibi bir de taksi şoförünün sarımsak kokusundan boğulmak üzereydim. Adam sarımsak yememiş, sarımsağı içinde resmen öldürücü bir madde olarak saklamıştı.

Ay, resmen ölecektim.

"Off..." elimle yüzümü yelledim. "Valla şimdi düşüp bayılacağım. Ne zaman bitecek bu trafik?"

Dikiz aynasından ters ters bana bakan şoför "Ben ne yapayım abla?" dedi ve ekledi. "Bekliyoruz işte."

Adam dudaklarını aralayıp her konuştuğunda sarımsak kokusu arabanın içine yayılıyor ve beni küçük çaplı bir nefessizliğe sürüklüyordu. Bu işkenceye daha fazla dayanabilecek gücü kendimde bulamadım. Hızlıca çantamı açtım ve taksimetrede yazan ücreti adama uzattım. Taksi şoförü hiç sorgulamadan elimden parayı alır almaz kapıya asıldım ve kendimi dışarıya attım.

Temiz havayı içime derince çektim. "Allah'ım şükürler olsun. Az kalsın sarımsak kokusundan dolayı ölecektim." Arabaların arasından geçip yol kenarına doğru yürüdüm. Trafik öyle kalabalıktı ki sanki bütün dünyada araba kalmamış hepsi İstanbul'a gelmişti.

İstanbul iyi hoştu ama trafiği hiç çekilmiyordu. Beni yıldırsa yıldırsa sadece bu trafik yıldırırdı. Canım memleketim biricik Trabzon'um böyle mi? Mis gibi temiz havası var.

Söylenerek arabaların arasından yolun kenarına doğru ilerledim. Yavaş ve temkinli adımlarla yolun kenarında yürüdüm ve sağa döndüm. Yolun karşısına geçip kaldırımda yürümem lazımdı. Zar zor kaldırama yetiştiğimde kaldırım boyunca yürüdüm. Önüme çıkan ilk sapağa sapmamla bir an'da eli silahlı iki grubun ortasında kaldım.

Nutkum tutuldu. Gözlerim fal taşı gibi açıldığında bir çift yeşil gözle denk geldim. Beynim düşünme yeteneğini kaybetti ve ben gözlerimi hızla kapatıp bir an'da kendimi yere attım. Şu an bana göre en mantıklı olan şey buydu; ölü taklidi yapmak.

Patlayan silah sesi, küfürler, bağırışlar havada uçuşuyordu. Ben ise sadece yerde boylu boyunca yatmış, gözlerimi sıkıca kapatmış ve içimden bildiğim bütün duaları okuyordum.

Tam olarak ne kadar sürdü bilmiyorum ama oldukça uzun sayılabilecek bir zaman diliminde silah sesleri kesildi. Ama ben hala gözlerimi açmaya cesaret edemiyordum çünkü etrafımda dolanan ayak seslerini duyuyordum. Eğer, ben bugün burada korkudan ölmezsem bir daha asla ölmem.

BUZ YANIĞINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ