12. BÖLÜM

31.2K 1.6K 623
                                    

               12

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     
         12. BÖLÜM

Fatma Turgut: İlkbaharda Kıyamet

Neydi bu kalbimde hissettiğim şey?

Acı desem değil, yangın desem değil.

Bu adını bilmediğim ama kalbimi yerinden sökecekmiş gibi hissettiğim duygu içimde sert fırtınalar estiriyordu. Kulaklarımın duyduğu kelimeleri sindirmeye çalışan beynim işlevini çoktan yitirmişti.

Melih'in elleri arasında olan terli elimi çekerek kalbimin üzerine bastırdım. Melih'in gerilen yüz hatlarından bile anlamıştım duyacağım şeyin kötü bir şey olduğunu. Onun önüne geçerek gözlerinin içine baktım. Kurumuş dudaklarımı aralayarak "Annem mi?" diye sordum.

Melih hala kulağında olan telefonu kapatarak cebine koydu. Gözlerinde endişe kırıntıları vardı. Hareketleri oldukça temkinliydi, elini uzatarak omzumdan tuttu. "Ahu gel otur şöyle." Dedi sakince. Başımı iki yana sallayarak "Annem mi?" diye bir kez daha sordum.

Melih bıkkın bir nefes verdi ve başını evet der gibi salladı. Ama bu sessiz cevap bana yetmemişti. Kendi kulaklarımla duymalıydım başka türlü kalbim inanmayacak Melih'in yalan söyleyebileceği bir ihtimal üzerinde duracaktı. Terli ellerimle Melih'in omzumun üzerine koyduğu ellini ittirdim. "Annem mi?" diye sorumu tekrarladım.

"Evet,annen..." eliyle yüzünü sıvazlayıp "Sakin ol tamam mı? Şimdi hazırlanıp annene bakmaya gideceğim."

İçimde inkârlara girdiğim gerçek Melih tarafından yüzüme okkalı bir tokat misali çarpmıştı. Gözlerimin ne zaman dolduğunu, ne zaman gözyaşlarımın yanağıma doğru intihar ettiğinin farkına varmamıştım. Önümden çekilerek merdivenleri çıkmaya yönelen Melih'in eline yapıştım. Melih elini tutmamın etkisiyle durmak zorunda kaldı. Boğazıma oturan yumruyu hiçe sayarak konuştum. "Ne olur beni de götür." Dedim, yalvarır gibi.

Melih, bakışlarını ilk olarak elini tutan elime, daha sonra gözyaşlarımla ıslanan yüzüme çevirdi. "Ahu... Hadi bırak elimi. Ben hemen gidip geleceğim." Dedi. Başımı hızla iki yana salladım. "Ne olur ben de geleyim." Bir hıçkırık kaçtı boğazımdan. "Ne olur Melih"

"Saçmalama Ahu." Elini elimden kurtararak merdivenleri hızlı bir şekilde çıkmaya başladı. Beni hiçliğe sürükleyerek burada bırakacaktı. Nasılda vicdansızdı, nasılda acımasız, kalpsiz herifin tekiydi. Annemi görmek en çok benim hakkımken bu hakkı elimden alarak beni uçurumdan itiyordu. Hep unutuyordu, ben bu yola, bu hayata annem için girmiştim. Şimdi de annemi kendi gözlerimle görebilmek için elimden ne geliyorsa yapacak Melih'in beni de yanında götürmesi için gerekirse bir kene misali ona yapışacaktım.

Kendimi toparlayarak merdivenleri seri bir şekilde çıktım ve Melih'in odasının kapısını çalmadan içeriye girdim. Adımlarımı giyinme odasına doğru yönlendirdim. Bir saniye bile düşünmeden giyinme odasına girdim. Melih eşofmanını çıkarmış siyah bir kot giymişti üstü çıplaktı elinde mavi bir gömlek vardı. Odaya girmemle şaşkın bakışlarını bana çeviren Melih kendini toparlayarak elindeki gömleği üzerine geçirdi.

BUZ YANIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin