29.BÖLÜM

31.4K 1.7K 1.3K
                                    

                                                      29

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                                      29.BÖLÜM

Barış Akarsu: Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş.     

"Uğruna adam öldürdüğün aşığının yaptığına bak Canan Hanım!"

Melih'in ağzından dökülen sözler, odanın içinde ki duvarlara çarpıp annemle bana ulaştı. Yerdeki kâğıt parçalarında ne olduğunu göremeden bakışlarımı jet hızıyla annemin yüzüne çevirdim.

Annem yüzünde tek bir mimik bile oynamadan Melih'in tam gözlerinin içine bakıyordu. Melih'inde annemden kalır yanı yoktu. Çünkü oda sadece annemin gözlerinin içine bakıyordu.

Melih "Bak!" dedi sadece dudaklarını oynatarak. Annem ise ısrarla gözlerini Melih'in gözlerinden ayırmıyor. Yerdeki her tarafa dağılmış kâğıtlara bakmıyordu. Melih bir kez daha "Bak dedim sana!" diye bağırdı.

Annem sanki kâğıtlarda göreceği şeyi biliyormuş gibi bakmıyordu. Bakışlarımı annemden çekip yere savrulan kâğıtlara baktım. İlk gözüme çarpan kâğıt parçasında babamı görmeyi beklemiyordum. Şaşkınlıkla kocaman açılan gözlerimle yere eğilip kâğıt parçalarını tek tek elime aldım. Her bir kâğıt parçasında babamın farklı açılar ve farklı kişilerle, eski bir depoyu andıran bir yerde çekilmiş fotoğrafları vardı.

Şaşkınlığıma karışan gözyaşlarımla kâğıtlara tek tek bakmaya devam ettiğimde, beni durduran ve gözlerimi Melih'in yüzüne çevirmeme sebep olan kâğıt parçasında babamın Melih'in odasına dinleme cihazı yerleştirme anıydı.

Melih anneme uğruna adam öldürdüğün aşığın derken babamı kastetmişti. Ölen adam ise dayısıydı. Maskeli adamların düşmanın en yakında derken babamı kastetmişlerdi. Araba bize çarpmaya çalıştığı gün "Sen değer verdiğin için o bizim için değerli. Eğer onun yüzünden sana bir şey olsun o ölü bir kedi olur." Derken Melih olmasa beni anında öldüreceklerini söylemişlerdi. Ve buna sebep olan kişi ise benim öz babamdı.

Gözlerimin odağı avucumun içinde babamın ihanetine ev sahipliği yapan kâğıtlardayken "Melih" diye fısıldadım.

Melih benim fısıltımı duymazdan geldi. Gözleri zaten çoktan beni görmezden geliyordu çünkü gözlerinin odağı annemin acı kahve gözlerindeydi. Öylece annemin yüzüne bakıyordu. Annem konuşamadığı için susuyordu ama Melih konuşmaya kelimeler yetiremeyeceği için öfkesinden susuyordu.

Elimde tuttuğum kâğıtları bırakmadan Melih'e doğru adımlayıp, annemle göz temasını kesmesi için ikisinin ortasında durdum. "Melih" diye bir kez daha seslendim. Beni fark etmesi ve annemin üzerinden gözlerini çekmesi lazımdı.

Melih yavaşça gözlerini annemden çekip benim yaşlı gözlerime baktığında "Üzgünüm" diye mırıldandım. Melih üzgün olmamı da umursamadı. Ela irislerinin etrafına bulaşan zehirli yeşilleri benim gözlerime sessizce akıtmaya devam etti.

BUZ YANIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin