41.BÖLÜM

30.2K 1.6K 1.1K
                                    

                       41

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                       41.BÖLÜM

Burkay: Nefessiz Kaldım

Dünya mı çok kötü, yoksa insanlar mı?

Şeytan mı acımasız, yoksa insanlar mı?

Kötülük mü çıkarcı, yoksa insanlar mı?

Bu soruların hepsinin cevabı bende "İnsanlar" diye yanıt bulur.

Küçükken, babam olmadığı için benimle dalga geçen çocuklara sinirlenip annemin kucağında ağlardım. Salya sümük ağlarken de "İnşallah onlarda babasız kalır ve kalpleri acıdan ölür." Derdim. Annem ise hiç bıkmadan, usanmadan saçlarımı okşar, sürekli akan gözyaşlarımı eliyle silerdi. "Kötülük bulaşıcıdır Ahu. Kötülüğün sana bulaşmasına izin verme kızım. Sen hep iyi ol insanlara iyilik bulaştır." Derdi.

Ama benim gücüm çevremde olan insanlara iyilik bulaştırmaya yetmiyordu. Çünkü çevremdeki bütün insanlar ya kötü ya da çok daha kötüydü. Bu kötü insanların içinde iyilik diye savaşmam boşa çabaydı. Onlarla tıpkı onlar gibi kötü olarak savaşabilir, anca öyle hayatta kalabilirdim. Keza iyi olmaya devam ettikçe kötülük beni en aşağıya çekecek ve kötü insanlar her defasında benim üzerime basarak geçeceklerdi.

Birçok ima ve küçümseyici bakışlara sahip olan Renan Hanımın gözlerinden bir saniye bile gözlerimi çekmedim. Anın verdiği refleksle terleyen ellerimi uzun saçlarıma götürdüm. Renan Hanımın gözleri gözlerimden saniyelik bir zaman diliminde saçlarıma kayıp tekrar gözlerimi buldu.

"Sana da Canan Kaya ismi tanıdık gelmedi mi Ahu?" diye sordu. Sesi aceleci bir meraka yer edinmişti.

Başımı sallayarak "Evet," Renan Hanımın yüzü gevşeyip nefesi kesildiğinde konuşmama devam ettim. "Annemin adı da Canan" dedim ve ekledim. "Takdir edersiniz ki Türkiye'de her yüz kadından birinin adı Canan'dır."

Renan Hanımın yüzü kısa bir an afallasa da hemen kendini toparladı ve dudaklarını sinsice kıvırdı. "Akıllıca bir cevap." Bana doğru tam dört adım attı. Aramızda hala hatırı sayılır bir mesafe vardı. Etrafında birkaç çizginin oluştuğu gözlerini üzerimde gezdirdi. "Ama benim bundan bahsetmediğimi biliyorsun?" dedi.

"Açıkçası neyden bahsettiğinizle pek ilgilenmiyorum." Gözlerim kapı ile Renan Hanımın üzerinde mekik dokudu. "Ama..." diyerek bu kez ben ona doğru dört adım attım ve sadece aramızda bir adımlık bir mesafenin kalmasını sağladım. "İsterseniz Melih'i çağırayım. O seve seve sizin neyden bahsettiğinizle ilgilenir. Hatta..!" dudaklarımın kenarını yapmacık bir şekilde kıvırdım. "Bunu yaparken aşırı zevk alır."

Renan Hanımın kaşları çatıldı. "Sen beni tehdit mi ediyorsun?" diye sessizce ama vurgulu bir ses tonuyla çıkıştı.

"Aşk olsun ne tehdidi? Ben sadece bahsettiğiniz şeyden anlaması için Melih'i çağıracağımı söylüyorum size."

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now