3. BÖLÜM

44.1K 2.1K 712
                                    

                      3

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                      3. BÖLÜM

SEZEN AKSU: Perişanım şimdi.
TEOMAN: Çoban Yıldızı

Üç yıldır, tam tamına kocaman 1095 gün soluğumun kesilmesine sebep olan canımın diğer yarısı karşımda duruyordu. Az önce Melih'le olan tartışmamızın tamamına şahit olmuş hasta haliyle bile beni korumaya çalışmıştı.

Yaşlı bakışlarım, annemin feri sönmüş acı kahve gözlerinde takılı kaldı. Bir şok dalgası gibi bütün vücuduma yayılan şaşkınlık beni kendi himayesi altına almıştı. Pelte gibi olduğu yere adeta yapışan ayaklarım bana hiç yardımcı olmuyor, beynime doğru sinyaller gitmiyordu.

Karşımda zayıf ve bitkin bedeniyle öylece boylu boyunca yatan gözü yaşlı kadın benim annemdi. Her şeye hazırlıklıydım ama buna kesinlikle değildim.

"Anne..." diyerek fısıldadım.

Fısıltılı sesimi duyan annem, gözlerini kapatıp açarak beni onayladı. Bu onayı bekleyen güçsüz ayaklarım kurak çölde su bulmuş gibi anneme doğru harekete geçti. Zaten aramızda birkaç adımlık olan mesafeyi koşarak tamamlayıp anneme sarıldım. Kalabalığın içinde annesini kaybetmiş daha sonra kaybeden annesini tekrar bulmuş bir çocuk gibi anneme sarıldım. İçime sokarcasına sarıldım, öptüm, kokladım, ağladım. İçim dışıma çıkana kadar ağladım. Sızlayan burnumu annemin boyun girintisine sokup, ciğerlerimi eşsiz bahar kokusuyla doldurdum.

Yer, mekân, zaman hiç bir şey umurumda değildi. Annemin güçsüz ama bana kaya gibi gelen kollarının arasında çiçek bahçelerinde gezdiğimi hissediyordum. Sesini duymaya yüzünün her bir santimine doya doya bakmak, üç yılın acısını son demine kadar çıkarmak istiyordum.

Boyun girintisinde olan başımı kaldırıp ıslak gözlerimle annemin yaşlı acı kahve gözlerine baktım. Üç yıl önce girdiği ameliyattan dolayı sıfıra vurulan saçları tekrar çıkmış kendi rengi olan koyu kahve olmuştu. Zaten fazla kilolu olmayan bedeni daha da zayıflamış, gözlerinin etrafı çukurlaşmıştı ama yinede oldukça güzeldi, hem de çok güzel.

Hasret ve hayranlıkla incelediğim yüzünü beynimin her bir santimine kaydettim. Yüzünde gezintiye çıkan yaşlı gözlerim annemin yaşlı gözlerinde durdu.

"Anne... Annem" acı çeker gibi fısıldadım. Dudaklarımdan dökülen kelimeyle sol gözümden de bir yaş firar ederek çenemin altına doğru süzüldü. Annemin yaşlı acı kahve gözleri gözyaşımı takip etti. Gözlerini gözlerime sabitleyerek güçlükle kaldırdığı eliyle şefkatle saçlarımı okşadı. Bu hareketini ta en içimden hissedebilmek için gözlerimi usulca kapattım. Dokunuşunu bana hissettiren annemin sesini duymak için can atan kulaklarım sabırsız ve beklenti içindeydi.

Kapalı olan gözlerimi açıp, saçımda olmayan elini tutarak avuç içine büyükçe bir öpücük bıraktım. Beklenti dolu gözlerimle annemin gözlerinin içine baktım.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now