22. BÖLÜM
Sezen Aksu: Keskin Bıçak
Beni hedef alan arabanın farları üzerimde yanıyordu. Son sürat üzerime gelen arabanın hedefinden beni "Ahu..." diyerek kolumdan tutup arkasına alan Melih kurtardı. Şimdi üzerimize gelen arabanın farları Melih'in üstünde yanıyordu.
Etraftaki insanlar dehşet içinde bağırırken, siyah iki tane motosiklet arabayla bizim aramızda durdu. İnsanların bağırışlarına motosikletlerin sesi karıştı. Motosikletli adamlardan biri elinde tuttuğu silahla arabayı süren adamın tam alnının ortasından vurdu. Diğer motosikletli adamda arabanın lastiklerine sıkarak patlattı. Arabayı süren kişi zaten öldüğü için ve tekerleklerde patladığından dolayı araba bütün hâkimiyetini kaybederek, kaldırama çarpıp devrildi.
Bu olanları korkulu gözlerle izlerken, aynı anda da Melih'in arkasından ceketini sıkı sıkıya tutuyordum. Melih ise gergin ve şaşkındı. Bu olanları anlamadığı apaçık ortadaydı. Beni öldürmeye çalışan adam ve beni kurtaran siyah motosikletlilere çatık kaşlarıyla bakıyordu. Az önce dehşet içinde bağıran insanlar, patlayan silahlardan dolayı sağa sola koşuyorlardı. Motosikletli adamlar baştan aşağıya simsiyahtılar. Kafalarında kask vardı. Hala bizim az önümüzde motosikletin üstünde duruyorlardı. Arabanın içindeki adamı öldüren motosikletli elini kaskına uzatarak başından çıkardı ve yönünü bize döndü. Tamamıyla yönünü dönen adamın yüzündeki siyah maskeyi görmemle Melih'e sokuldum. Elimi kaldırıp adamı gösterdim.
"Bu- bu o adam." Dedim şaşkınlıkla kekeleyerek. Melih ne demek istediğimi anlamaya çalışır gibi omzunun hizasından bana baktı. "Melih bu adam beni lavaboda kurtaran adam." Dememle Melih jet hızıyla bakışlarını siyah maskeli adama çevirdi. "Sen?" dedi sorar gibi.
Maskeli adam cevap vermeden Melih'e bakmaya devam etti. Gözlerine tanınmamak için siyah bir lens takmıştı. Melih adama doğru bir adım atacakken onu sıkı sıkıya daha güçlü tuttum ve adım atma girişimini engelledim.
"Sen kimsin?" dişlerinin arasından tıslar gibi çıktı kelimeler. "Ya da siz kimsiniz?" diye sordu.
Siyah maskeli adam hiç kıpırdamadan Melih'e bakıyordu. Melih beklemekten sıkılmış olacak ki derin bir nefes aldı. "Kimsiniz lan siz?" diye hiddetli bir şekilde bağırınca, maskeli adam bakışlarını bana çevirdi. Onun gerçek olmayan siyah lensli gözleriyle gözlerim buluşunca gerildim. Çünkü korkuyordum. Ne kadar güçlü görünmeye çabalasam da olmuyordu. İçimde git gide büyüyen şeyin adı korkuydu...
Melih'te gerildiğimi anlayarak beni tamamen arkasına aldı ve öfkeden zehirli yeşiller bulaşan ela gözlerini maskeli adamın yüzüne dikti.
"Senin gözlerini sikerim pezevenk! Çek hemen gözlerini!" diye kükredi.
Maskeli adam Melih'e meydan okur gibi gözlerini benden çekmeden "Kedicik..." diye seslendi. Sesi yine taş plaktan çıkar gibi zor anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ YANIĞI
General Fiction"SENİN DERDİN NE?" diyerek bağırdım karşımda beni sinir eden adama, ağlamamak için kendimle mücadele veriyordum. Ama nafile bir mücadele olmuştu. Çünkü, gözyaşlarım yine bana ihanet ederek, yanaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Arkası dönük olan Melih...