38.BÖLÜM

27.7K 1.6K 1K
                                    

                   38

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                   38.BÖLÜM

Burkay: Durduramadım Gitti Yârim

Acı, endişe, korku.

Hissettiğim tam anlamıyla buydu.

Gözlerim kapalıyken duyduğum silah sesine paldır küldür sert ayak sesleri ve sol kolumda omzumun hemen altında hissettiğim acı karıştı. Gözlerim hala kapalıydı ve ben bir uğultu gibi gelen seslerden dolayı gözlerimi açmaya cesaret edemiyordum.

"Kadına bakın yaşıyor mu?" taş plaktan çıkar gibi çıkan sesin tanıdık tınısıyla gözlerimi hızla açtım.

Kalbimin atışı öyle hızlıydı ki neredeyse göğsümü delip geçecekti. Korku bir canavar misali saklandığı yerden çıkmış ve beni kollarıyla sarmalamıştı. Gözlerim sanki yıllarca kör kalmışım gibi etrafı taramaya başladığında, endişe kırıntıları damarlarıma çoktan işlemişti.

Gözlerimin odağına giren siyah maskeli adamlar oldukça kalabalıktı. İki tanesi hemen karşımda dudağından ve burnundan kan akan dedemi yüz üstü yatırmış ve onu etkisiz hale getirmişlerdi. Kapının girişinde bekleyen iki siyah maskeliden biri sürekli konuşandı. Diğeri ise burada bulunan maskeliler gibi gözlerine lens takmayı değil de siyah aynalı bir gözlük takmayı tercih etmişti. Bakışlarımı onların üzerinden çekip hemen ayaklarımın dibinde yerde ölü gibi yatan Füsun Hanıma çevirdim. Füsun Hanımın da başında iki maskeli adam vardı ve biri Füsun Hanımın yaşayıp yaşamadığını kontrol ediyor, diğeri de hemen başında bekliyordu.

"Durum ne? Yaşıyor mu?" diye konuşan maskeli adamın sorduğu sorunun cevabını bende deli gibi merak ediyordum. Aynı zamanda da Füsun Hanımın ölmemesi için içimden dualar ediyordum. Bakışlarım Füsun Hanımı kontrol eden maskeli adamın üzerinde sabitlenmişken maskeli adam Füsun Hanımın öldüğünü belirtmek ister gibi başını salladı.

Başımı hızla iki yana sallayarak "Hayır..." dedim. Dizlerimin üzerine çöktüm. Beyaz teni soluklaşan Füsun Hanıma yaklaştım ve vakit kaybetmeden kan akan göğsünün üzerine elimi bastırdım. "Hayır! O ölmedi!" tam kalbinden akan oluk oluk kanlar çoktan elime bulaşmış, elimle bir bütün olmuştu. "Ne olur yardım edin hastaneye götürelim." Diye feryat ettim.

"Ahh..." inleyen dedemin sesi benim feryadıma karıştığında bakışlarım histerik bir hareketle dedeme döndü. Maskeli adamlardan bir tanesi dedemin karnına durmadan tekme atıyordu ve bu dedemin acıyla inlemesine sebep oluyordu. Bakışlarımı hızla dedemden çektim ve tekrar Füsun Hanıma çevirdim. "Lütfen..." dedim "Ne olur yardım edin."

İçeride bulunan altı maskeli adam beni duymazdan geldi. Füsun Hanımı ise ölmezden geldi.

Maskeli adam "Yeter bırak Ökkeş'i" dedi zar zor anlaşılan sesiyle "Kızı kaldırın ölen kadının başından!" Füsun Hanımın başında bekleyen iki maskeli adam cansız bir varlıkmışım gibi beni sertçe kollarımdan tutarak ayağa kaldırdılar. Sol koluma saplanan acıyla inlediğimde "Koluna bakın. Eğer ciddi bir şeyse Melih tek tek ebemizi siker." Dedi.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now