33.BÖLÜM

35.9K 1.6K 883
                                    

                                                                                          33

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                                                                          33.BÖLÜM

Kahraman Deniz: Böyle Sever

"Kesinlikle durmam Ahu!" dediğinde kıkırdadım ve dudağına tüy kadar bir öpücük kondurdum. "Durma..." dedim.

Melih dudaklarımın arasından dökülen 'durma' komutundan sonra vakit kaybetmeden dudaklarıma yapıştı. Öpüşü öyle sert, öyle hırçındı ki benim acemice verdiğim karşılık onun hızına yetişemiyordu. Nefesimiz birbirimize yetmediğinde, Melih yavaşça dudaklarını dudaklarımdan ayırdı. Hızlı alıp verdiği nefesi yüzümü yalarken sert göğsü bir volkan gibi kalkıp iniyor, benim göğsüme çarpıyordu.

Melih koyulaşmış ela gözlerini gözlerime dikti. Sağ elinin avuç içini yanağıma koyup okşadı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarını alnıma bastırdı. Gözleri tekrar gözlerimi bulduğunda "Ahu..." dedi. Adımı daha önce bu kadar güzel bir tınıda söyleyip söylemediğinden emin değildim. "Odamıza gidelim." Diyerek beni bir çırpıda kucağına aldı.

Yaşam fonksiyonları olmayan bir kukla gibi kendimi Melih'in ellerine teslim etmiştim. Kollarım Melih'in boynuna bir mengene gibi sarılmışken, gözlerim Melih'in yüzü dışında her yerde geziyordu. Bulunduğumuz odadan çıkıp merdivenleri aceleci bir şekilde tırmanan Melih'in vücudundan yayılan sıcaklık, bütün bedenimi yakıyordu.

Kendi odamızın önüne geldiğimizde Melih dizinin biriyle beni sabitleyip kapıyı tek eliyle açtı. Açtığı kapıyı kapatıp iki kez üzerindeki kilidi çevirdi. Birkaç büyük adımda yatağın yanına beni taşıdı. Yatağın önünde durduğumuzda "Bu defa kaçışın yok." Dedi. Sırtım yatakla buluştuğunda, elleri bel kıvrımımdan aşağı doğru kaydı. "Seni istiyorum..!" diye fısıldadığında, bende onu deli gibi istediğimin farkına vardım.

Ne olursa olsun karar vermiştim, onun olacaktım...

Melih kollarını başımın iki yanına yerleştirdiğinde gözlerimiz birleşti. Dudaklarımın üstüne küçük bir öpücük bıraktı. Dudakları yavaşça boynuma oradan da göğsüme doğru yol aldığında, sağ eli sütyenimin kopçasını açtı.

"Melih" dedim boğuk çıkan bir sesle. Melih başını göğsümden kaldırdı. "Söyle kurban olduğum." Derken gözleri gözlerimi hedef almıştı. Ve ben o gözlerin içinde hissettiğim her duygunun karşılığını fazlasıyla gördüm. Konuşmanın kifayetsiz kalacağı noktadaydık ve şu durumda konuşmak hiçte akıl işi değildi. Melih'te benim konuşmaya devam etmeyeceğimi anladığında, dudakları iki yana kıvrıldı. Yüzünü yüzme yaklaştırıp önce alnımın üstüne daha sonra da dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Yarım bıraktığı şeye kaldığı yerde devam etti.

Üzerimde olan her şeyin bedenimden saniyeler içinde ayrılmasını sabırsızca izledim. Sonrada onun üzerindekiler bedeninden ayrıldı.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now