4. Bölüm: "Deprem."

12.5K 610 231
                                    

sam smith kim petras - unholy
yorum yapmayi unutmayin bebisler ❤️

İçeriye girdiğimde elleri lavabonun kenarına yaslı başı eğik bir şekilde duruyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İçeriye girdiğimde elleri lavabonun kenarına yaslı başı eğik bir şekilde duruyordu. Kasılan omuzlarından sinirli olduğunu fark edebilmiştim.

"Yine mi sen?" diye sorduğunda boğazımı temizledim. Zaten öyle ya da böyle bir şekilde benim geldiğimi anlıyordu.

"Şu aralar çok sık karşılaşır olduk, öyle değil mi?" arkamdaki aralık kapıyı ayağımla ittirip kilidi döndürdüm.

"Hiç hoşuma gitmemeye başladı." deyip nefeslenerek bana döndü. Bedenimi kapıya yaslayıp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Neden öyle diyorsunuz? Sadece sizinle röportaj yapmak istiyorum."

Gülüp ağzının içinden bir şeyler mırıldandı. "Anlamadım?" dedim tek kaşımı kaldırıp. "Bak küçük hanım." üzerime doğru yürüdüğünde dikleştim.

"Benim ağzımdan çıkan her kelime birer sözdür. Ve ben her zaman sözümün arkasında dururum." deyip "Kısacası benimle inatlaşarak istediğini yaptıramazsın." dedi.

Gözlerimi devirdim ama kendimi sakin tutmaya çalışarak "Yaptığım şey inatlaşmak değil." dedim. "Aksine sizin iyiliğinizi istiyorum."

"Hm, öyle mi?" dedi ağzının içinden. Sinsiyah gözleri tüm karanlığa rağmen parıldıyordu şuan. "Peki bu röportaj benim ne işime yarayacak?" bana fazla yakın durduğunu fark ettiğimde hızlıca yana kaçtım.

Güldü ve baş parmağıyla dudağının kenarını kaşıdı. "İnsanlar sizi tanıyacak."

"Sizden bana ne?" dediğinde duraksadım. "Sizden mi? Sanki sen insan değilmişsin gibi..." gözlerimi devirdim. "Bu havalı tavırları bırak tamam mı? Gerçek ol." diyerek dikleşince ceketini silkeledi ve üç büyük adımda üstüme geldi.

Kaçacak yerim kalmadığında onun öfkeyle inip kalkan göğsüne bakıyordum. "Senin karşında gerçek olsam bir saniye ayık kalabilir misin acaba?" dedi tane tane.

"Derken?" dedim titreyen sesimle. "Belkide karşılaşmıyoruzdur? Belkide seni takip ediyorumdur? Bunu hiç düşündün mü?" şok içinde ona baktığımı görünce ciddiyete bürünmüş yüz ifadesi yumuşadı ve kahkaha atmaya başladı.

"Cidden buna inandın mı? Küçük hanım, sanırım fazla hayal kuruyorsunuz."

Sinirle dişlerimi sıkıp topuklu botumu yere vurdum. "Gerçekten inanılmazsınız!"

"Evet çoğu insan tarafından inanılmıyorum." aynadan saçlarını düzeltip "Ama bunun cezası çok ağır oluyor." deyince hiçbir şey anlamamıştım. "İyi ki öyleleri var," güldü. "Eğlenceli oluyor."

"S-sen ne diyorsun be? Manyak." tuvaletten çıkmak için adımladığında çok garip bir şey oldu. Az önce arkamda olan adam bir anda önümde bitti ve bu çığlık atmama sebep oldu. Eli omzumdan yavaşça koluma doğru inmeye başlayınca "Sen ne yapıyorsun be?" dedim titreyerek.

"Şşh." dedi. Sadece durdum. Sanki büyülenmiş gibi hissediyordum. Şuan beni öldüresiye dövse bile sesim çıkmazmış gibi. En sonunda aradığını cebimde bulduğunda ses kayıt cihazını yüzüme doğru salladı.

"Akıllı kızsın küçük hanım." şeytani gülümsemesi büyüdü. "Ama karşında kimin olduğundan bir habersin." kapıdan çıkıp gitti.

O çıkar çıkmaz zorlukla arkamdaki taşa yaslandım ve ceketimin iç cebindeki anahtara baktım. Kapıyı kilitlediğime emindim.

"Ne oluyor burada?" diye kendi kendime sordum. "Ne yaptı bana?" bir hışımla lavabodan çıktım ve acil çıkış merdivenine doğru yöneldim. Kapıyı sinirle açarak boğazlı kazağımı gevşetmeye çalıştım.

"Akın." ileri geri gidiyordum. "Senin foyanı ortaya çıkaracağım. Ahhh!" çığlık attığımda aşağıdan geçen insanlar garip garip bakmaya başlamıştı. "Sizde göreceksiniz!" diye onlara işaret parmağımı salladım.

"Deli herhalde." dedi içlerindem biri. "Sensin be deli." diye karşılık verdim. Yanındaki kadın dürterek önüne bakmasını sağladı. "Uğraşma oğlum, deli bu ne yapacağı belli olmaz."

Bağıracağım sırada kendimi dingizledim. Bunu başarabilirdim. Sakin kalmayı başarabilirdin. Üstümü başımı düzelterek içeri girdim ve masaya doğru ilerlemeye başladım. Bu esnada lanet Akın'ın telefonda konuştuktan sonra bir otel odasına girdiğini görmüştüm.

"Hayır." dedim kendi kendime. "Bugün daha fazla bir şey yapmayacaksın."

Yapmayacağım.

Bunu dememden beş saniye sonra Akın'ın girdiği odaya girdim ve bir ışık hüzmesi gözlerimi kapamama sebep oldu. Sanki deprem olmaya başlamıştı, çığlık atarak masalara tutunmaya çalışırken deprem on saniye içinde durdu. Dağılan üstümü baiımı düzelttiğimde çok garip bir şey fark ettim.

Burası ne girdiğim odaydı. Ne de ben kendi dünyamda.

*

yorum yapmayi ve begenmeyi unutmayin olur muuuu 🥺❤️‍🔥 opusss

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now