87. Bölüm: "Kalpsiz şeytan."

4.3K 362 296
                                    

Merhaba, ben Ada. Fotoğraf çekmeyi, kırmızı şarap içmeyi, Akın'ı cadı gibi sürekli sinir etmeyi seviyorum...Tabii Aeron'uda.

the weeknd - nothing with you (ya bu adam hep şarkı çıkarsın nolur😭😭)

☘️

"Bak buradan sola dön. Tamam geldik." dedim sahilin kenarında duran arabadan indim. Akın'da indikten sonra yanıma geldi. "Burası mı?" başımı salladım. Bugün hava güzeldi, yaşlılar dahil olmak üzerinde herkes dışarıdaydı resmen. İki sevgilinin önümüzden geçmesiyle tutşan ellerine bakındım bir süre.

Elini tutsa mıydım ki?

Aslında çok düşünmeme fırsat kalmadı. Çünkü Akın, elimi ellerinin arasına hapsetti. Başımı kaldırarak ona baktığımda gözleri bana değmiyordu, direkt olarak karşıya bakıyordu. Heyecanla yerimde kıpırdanırken tahta sandalyelere oturduk.

Garson yanımıza geldi ve siparişlerimi aldı, giderken hala tutuşan ellerimize bakarak "Abi siz yeni mi sevgili oldunuz?" dedi.

"Sevgili mi?" dedi Akın.

"El ele tutuşuyorsunuz ya...ondan dedim abi." dedi çocuk. Hafif tırsmış görünüyordu. Tabiri caizse ayaklarını götüne vura vura içeriye kaçınca ters ters Akın'a bakıyordum. "Ne?" dedi Akın bakışları fark ederken.

"Sevgili ne demek sordum işte..." cıkladım. "Çok korkak bu çocuk. İyi iyi ben bunu sikerim cehennemde." bacağını cimciklediğimde eğlenen ifadesi bozuldu ve yüzünü buruşturdu. "Canımız acımıyor dedik ama abarttın sende."

"Hadi oradan." dedim. "Şu an bana çok ters bakıyorsun." sırıttım. "Kafanı ezmek istiyorum çünkü." kollarını yukarı kaldırdı. "Ne yaptığımı bilmeden yine mi cezalandırıldım ya?" dediğinde "Biz sevgili değil miyiz?" diye sordum.

"El ele tutuşanlar sevgili mi oluyor?" alkış tuttum. "Vay canına."

"Ama sen benim çok üstüme geliyorsun."

"El ele tutuşanlar kardeş mi olacak Akın delirtme beni!" diye tısladım. Yüzünü buruşturdu. "Kardeşimle öpüşmem."

"Merak etme kardeşin bir daha öpmeyecek seni." dedim gözlerimi devirerek. Akın, elini çeneme koyarak yanaklarımı sıkıştırdı. Dudaklarım öne çıkarken göğsünden ittiriyordum ama oralı olmadan şap diye dudaklarımı öpüp geri çekildiğinde başkaları gördü mü diye şöyle bir baktım etrafıma.

"İnsan içinde öpme beni."

"Cehennemde öpebilir miyim yani?"

"Ne alaka?" yüzümü buruşturdum. "Seni yatağıma atıp-" garsonun bizim tarafa yürümesiyle Akın'ın ayağına vurdum ama elbette anlamadı ve devam etti. "Yatağımdayken-" garsonun şaşkın bakışlarıyla beraber Akın'ın dudaklarını elime kapadım. Boynuma kadar kızardığımdan emindim.

"Abla bu seni oyalıyor bak." dedi garson gitmeden önce. "Bana mı laf etti lan o az önce?" dedi garsonun arkasından sertçe bakarken. "Çocukla çocuk olma." dedim ters ters. "Ayrıca insan içinde konuşma böyle. Ayıp ayıp."

"Nereden bilebilirim?" dedi. Çocuk gibiydi. Dürümün etrafındaki kağıdı açarken "Alındın mı?" diye sordum. Bir ısırık alıp kaşlarını çattı. "Alınmak ne?" tekrar bir ısırık aldı. Bu haline tebessüm ettim.

"Dayanılmazsın Akın."

Bende dürümün kağıdını açarken söylendim. "Hep söylerler."

"Kim?" dedim tersçe. Duraksadı. "Kim kim?" dedi. "Kim kim kim?" dedim ve dürümü masaya bıraktım. Ona hesap sorar gibi elimi belime attığımda "Kim kim kim olan kim?" dediğinde dişlerimi sıktım. "Merak etme." dedim zorlukla gülümseyip. "Bana da hep söylerler."

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now