ŞEYTANIN ÇIRAĞI

33. Bölüm: "Yeni Plan."

32. bolumu atlamayin.

Köstebeğin bize hainlik ettiğini öğrenmemiz üzerine beş dakika geçmişti. Ben bunu sindirmeye çalışırken Suna, elindeki kahvesini yudumluyordu. Gayet sakin bir şekilde işimin başındayken koştur koştur yanıma gelmiş bana acilen bir şey söylemesi gerektiğini belirtmişti.

Öğle yemeğinde beraber bir kafeye gitmiştik. "Emin misin?" diye sordum. Çünkü bunu gerçekliğinden emin olmak istemiyordum.  "Eminim." dedi bıkkınca. Muhtemelen aynı kelimeyi milyonuncu kez söylemekten usanmıştı.

"Nasıl böyle bir şey yapar ya?" hala inanamıyordum.

"Çok basit." dedi Suna ve sol omzunu silkti. "Bizden çok daha iyi para teklif etmişlerdir. Zaten kazandığımız üç kuruş şey, bir mafyayla aşık atabileceğine mi inanıyordun?" alayla devam edince kaşlarımı çattım.

"O mafyayla öyle bir aşık atacağım ki hepiniz şaşıracaksınız." dedim kendimden emin bir sesle. "Son olanlardan sonra iyice umudumu yitirmiştim ama sen öyle diyorsan..." ağzının içinde mırıldandı. 

"Hangi olanlardan sonra?" diye sordum dondurmama geçerken. Karamele aşıktım. Karamelli olan her şeye bayılırdım.

"Baksana," deyip gözleriyle beni işaret etti. "Ajans- daha doğrusu Akın yüzünden babana odaklanamıyorsun bile. İki haftadır görüşmelere bile gitmiyorsun ki sen sekiz yıldır bir kere bile aksatmamıştın."

Haklıydı ama bile isteye yapmıyordum ya. Babamı unuttuğumu sanarlarken bile yine onun için uğraşıyorum.

"Elimde değildi." dondurmayı masaya bıraktım. Bir anda iştahımı kaçırmıştım işte. "Biliyorum." dedi Suna. "Ama bu işi artık hızlandırmamız gerekiyor anladın mı? Babanın orada kalacak bir günü bile kalmadı artık." kaşlarımı çattım.

"Ne demek istiyorsun?" deyip kaşığı da masaya bıraktığımda derin bir nefes aldı. "Bunu sana söylediğim için biliyorum çok kızacak ama-" sözünü kestim. "Suna, ne oldu?" diye yeniledim.

"Köstebek köstebekliğini yaptı tabii ki. Taraf değiştirmekle kalmadı, kim için çalıştığından tut elinde olan tüm bilgileri adama sattı." güldüm ama sinirdendi.

"Şimdi adam, sekiz yıl önce yaptığı olayın hala yakasını bırakmadığının farkında ve babanı ortadan kaldırmak için elinden geleni yapacak." duraksadı. "Ne demek istediğimin farkındasın değil mi?" başımı salladım.

"Yani şu an babam suçsuzca hapiste yatarken bir de hayatı mı tehlikede?" buna inanmak istemiyordum. Lanet olasıca adalet sistemine, bu teraziyi yönetenlere, parası olanların kolaylıkla herkesi susturmasına inanmak istemiyordum ama mecburdum.

O rüyadan uyanalı çok olmuştu.

"Bir plan kurmalıyız." dediğimde "Sonunda." deyip gülümsedi. "Bir köstebek daha sokacağız-" ona ciddi misin bakışları atarken gözlerini devirdi. "Ama bu defa köstebek bize asla ihanet etmeyecek."

"Bunu diğeri içinde diyordun." dediğimde "Olabilir böyle hatalar canım." diyerek elini sallayıp güldü. "Bu sefer ki çok başka."

"Ee," dedim. "Kimmiş o?"

"Sensin."

Kıkırdadım hatta kısık kısık gülüşlerim kahkahalara evrildi. Öyle bir gülüyordum ki bazen insanlar dönüp bize bakıyorlardı. Suna'nın düz bir yüz ifadesiyle bana baktığını görünce "Gülsene." dedim. "Çok komik bir şakaydı."

"Ciddiydim." bir anda gülmemi durdurdum. "Bir saniye- ne?" şaşkınlıkla soludum. "Farkında mısın bilmiyorum ama o lanet olasıca köstebek bizim yüzümüzü bile vermiştir. Hatta Sarman fotoğrafımı dart tahtasına yapıştırıp sabah akşam okluyordur beni." dediğimde gözlerini devirdi.

"Abartma."

"Ne? Neyi abartmamayım?" diye kızdım. "Tamam, fotoğraflarımızın onda olduğu kesin ama sana onun yanında ajanlık yapacaksın demiyorum." dedi. "Her örgüt gibi onun da bir alt grubu var. Ona bağlı ama kendi içinde özerk olabilenlerden yani." deyip anlayıp anlamadığımı kontrol etti.

"Ee." dedim devamını getirmesi için. "Orayı kardeşi yönetiyor. Adı, Melih. Kardeşine gram güvenmediği için onu alt şirkete atıp 'bak sana da iş yaptırıyorum' diyerek gözünü boyamak istedi. Melih'te hafif saftirik olduğu için bunu kabul etti ama Sarman'dan gizli gizli kendi bağımsızlığını kurmak istiyor şimdi." deyip derin bir nefes aldı.

"Kısacası abisini ortadan kaldırmak için elinden geleni yapacaktır. Yani demem o k-" sözünü kestim. "Yani demen o ki, içeriye sız ve Melih'in kanına gir. Sarman'ı ikiniz yok edin."

Suna gülümsedi ve parmağını şıklattı. "Bingo!"