75. Bölüm: "İşkence Odası."

5.5K 350 221
                                    

iyi okumalar.

Ne demişti? 'İnsanların neden bu günahı işlediğini anlıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ne demişti? 'İnsanların neden bu günahı işlediğini anlıyorum.'

Dediklerinin beni heyecanlandırması doğru muydu? Nedense artık bunların doğruluğuyla ilgilenmek içimden gelmiyordu. Hayatım bir günde karman çorman olmuştu, ne kendimi dinleyebilecek vaktim ne de hislerimi anlayacak şuurum olmuştu. Uzun zamandır bir robot gibi yaşadığımı hissediyordum. Gel denildiğinde gelen, git dediğinde giden...kapatma tuşu olan. İstenildiğinde derin bir uykuya çekilen, düşünmesine izin verilmeyen eskimiş bir robot.

Sanki gök gürlüyordu ama ben duyamıyordum. Güneş açıyordu, tenimi yakışını hissedemiyordum. Yağmur yağıyordu, saçlarım hala kupkuruydu. Kar yağıyordu, üşümüyordum. Bunların hepsini bana hissettiren Akın mıydı?

"Bende anlıyorum." dedim mırıldanarak. "Neyi?" diye sordu. Cevapsız bıraktım sorusun, arkamı dönerek cenin pozisyonunu aldığımda Akın beni kendine çekiştirdi ve sıcaklığını benimle paylaşmaya devam etti.

Şimdi anlıyorum.

Bir günahın nasıl bu kadar çaresiz hissettirdiğini.


*


Günün ilk ışıkları gözümü kamaştırırken yorganı üzerime çekiştirdim ve huysuzlukla mırıldandım. Sanki tanrı, gece hissettiklerimi cezalandırmak istercesine yağmur yağdırmış ve odanın içini zaman zaman dolduran şimşeklerini yollamıştı. Gök gürültüsünden zaman zaman uyanmış, korunmak için yorgana daha fazla sarılmıştım. Akın, sanki hissetmiş gibiydi. Ne zaman uyansam beni daha fazla sarıyordu sanki daha fazlası mümkünmüş gibi.

Şimdi ise güneş gözlerimi yakıyordu.

"Küçük hanım, çok uykucusun." dedi kulağımın dibindeki tanıdık bir ses. "Uykum var." dedim ve yorganı daha çok çektim üzerime. "Yemeğe inmeliyiz." dedi. "Bende seninle burada yatak keyfi yapmak isterdim ama..." görmesem bile sırıttığını hissediyordum.

"Sen in." mırıldandım. Gözlerim kapalıydı. "Zaten ben konuşmuyorum."

Güldü. "Alındın mı sen?"

"Ya git!" yorganı üzerimden çekiştirdiğinde bende sıkı sarıldım. "İstesem yorganı hatta seni bile çekerim biliyorsun değil mi?" dedi ılımlıca. "Hadi uğraştırma beni, kalk." yorganı bırakıp soluma döndüm ve uyumaya devam ettim.

"Uyuyamadım zaten ya!" diye çemkirdim. "Uyurken bile laf yetiştiriyorsun." dedi bıkkınca. "Akın..." ofladım. "Git başımdan."

"Gidemem." dedi. "Gök gürültüsünden bu kadar korkuyor musun?" yatağın çöktüğünü hissettim, yanıma oturmuş olmalıydı. "Eğer öyleyse seni eğitmenin bir yolunu buldum." tek gözümü açtım. "Köpek mi eğitiyorsun be?"

"Bir Çitlembik olamazsın ama..." dalga geçiyordu bir de, pislik. "Hep senin yüzünden uyuyamadım zaten." homurdandım. "Ulan bebeğim tam yanında yatıyordum nasıl benim yüzümden olmuş olabilir?" dedi ters ters.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now