10. Bölüm: "Medusa."

10.6K 595 105
                                    

meimuna - la tristesse du diable

meimuna - la tristesse du diable

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ayy." dedim merakla. "Peki, bu ne?" deyip bir heykekin önünde durdum. Başından yılanlar çıkıyordu ve bembeyaz heykelin bir tek gözleri siyahtı. "Heykel." dedi Akın arkamda ciddi bir şekilde.

"Hadi ya, ciddi misin?" dedim bende alayla. Akın, "Medusanın hikayesini biliyor musun?" diye sorduğunda "Tabii ki." dedim.

Bu sırada heykelin altındaki yazo dikkatimi çekmişti. Diz çökerek okumaya çalıştım ama bilmediğim bir dildi. "Burada." diye işaret parmağımla gösterdim.

'Keto, iuncta Phorkyi, Graias peperit; Pulchrae sunt facies, mollia texit; Di immortales etiam Cronam vocant Sic sunt gentes, quae vagantur terram. Pemphredo formosa erat, Enyo lutea tulle erat. Keto erat qui etiam Gorgos peperit. Fama superat magni Oceani; Sedent in finibus noctis et diei In dormitorio demissae Occidentis Puellae; Sthenno, Euryale, Medusaeque miserrimae; Medusa mortalis erat, cum duae sorores eius neque mortem, neque senectutem scirent. E contra, sola Medusa intravit In sinum dei cum caerula iuba In recentibus herbis, vernis floribus plena.'

"Ne yazıyor?" diye sorunca Akın benim gibi diz çöktü ve "Ünlü şair Hesiodos'un Medusa ve kardeşlerinin doğumunu anlattığı bir şiir." deyince "Çevirebilir misin?" dedim. "Çok merak ettim."

'Phorkys'le birleşen Keto, Graiaları doğurdu,
Güzel yüzlü, yumuşak saç korumalı onlar,
Ölümsüz tanrılar da Kocakarı derler
Yeryüzünde dolaşan insanlar da.
Pemphredo'nun güzeli, Enyo'nun sarı tülleri vardı.
Gorgoları da doğuran Keto'dur.
Ünleri büyük Okeanos'unkini aşarı,
Geceyle gündüzün sınırlarında otururlar
İnce sesli Batı Kızları'nın yurdunda;
Sthenno, Euryale ve bahtsız Medusa;
Medusa ölümlüydü, oysa iki kız kardeşi
Ne ölüm bileceklerdi, ne ihtiyarlık.
Buna karşılık yalnız Medusa girdi
Masmavi yeleli tanrının koynuna
Bahar çiçekleriyle dolu taze çimenlerde.'

Derin bir nefes aldı. "Güzelmiş." dedim. "İnsanlar Medusadan nefret ediyorlar değil mi?" dedi. "Oysa bunu ona yapan Athena'ydı, Poseidon'du. Tek masum olan Medusaydı ama hikayenin kötü kahramanı da oydu." deyip ayağa kalkınca bende ayaklandım.

"Onun hikayesini bilmeyen birçok insan var." dedim.

"Bilmeleri bir şey değiştirmiyor zaten." dedi. "Athena neden Poseidon'a değilde Medusa'ya ceza kesti biliyor musun?"

"Bilmem." dedim.

"Çünkü bir kralı devirmek bir köleyi devirmekten daha zordur." kolumu tuttu. "Kısacası herkes gücü yettiğine." kaşlarımı çattım. Çıkışa doğru gidiyorduk.

Babamın hapise girmesi gibiydi. Gerçekler anbean ortadayken bilenler bile bilmemezlikten geliyor, babamı suçluyordu. Babam bir köleydi ve bir kral vardı. O kralı ise bilmiyordum. "Bana bir şey mi anlatmaya çalışıyorsun?" diye sorunca "Hayır." dedi.

Daha sonra düzeltip "Evet." dedi. "Sanki yıllardır cehennemdeymişsin gibi davrandığını saymazsak buraya alışmalısın." kaşlarımı çattım.

"Buraya alışmak mı?" Akın önümde dursuğunda bir anda sırtına tosladım. "Hem bunların hepsi bir
rüya tamam mı?" yüzümü buruşturdum."Daha doğrusu kabus. Sen varsan kesin kabustur." Akın dudağını kıvırdı.

"Beni cidden çileden çıkarıyorsun." alt dudağını kaşırken yanaklarındaki çıkıntılar dikkatimi çekti. "Bana böyle bakma." bileğimi kavrayıp bir odaya çektiğinde onun odası olduğunu fark ettim.

"Nasıl?"

Üzerime doğru adımlar atmaya başlayınca geriledim ve en sonunda masaya çarparak durdum. Bu lanet klişeye düştüğüm için kendime lanetler savururken Akın iki adımda dibimde bitti. Bacaklarını iki yana açıp bacaklarımı sıkıştırdı. Ellerini de aynı şekilde masaya yasladı. Çok fazla yakın olduğumuzu hissederek geriye yaslandım.

"Eğer biraz daha öyle bakarsan," fısıldadı. "Şehvet tanrısı bizi basar ve aklının almayacağı cezalar verir." sertçe yutkundum.

"N-neden?" diye sordum kekeleyerek. "Bilmem." kuruyan dudaklarını yaladı. "Zeki kadınsın." gözlerini kıstı. "Anlarsın."

Bir anda önümden çekilince hızlıca inip kalkan göğsümle kendime gelmeye çalıştım. "Cehenneme düşmenin bir bedeli vardır." dedi arkası dönük bir biçimde.

"Ya sonsuz bir ısdırap çekersin," duraksadı. "Yada şeytanla anlaşma yapıp burayı kendine cennete çevirirsin." bana dönüp ellerini kaldırdı.

"Seçim senin."

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now