50. Bölüm: "Babam."

5.3K 377 66
                                    

ayy yeni gelen herkese tesekkur ederim umarim kitabi begenmissinizdir😽💗
instagram: siladhikayeleri

"Nedense sana hiç güvenemiyorum." dedi babam. Tamam, tabi bir tık haklıydı. "Aşk olsun." dediğimde gözlerin kısıldı.

"Birisi yok değil mi?" Şüpheli bakışlarıyla beni süzdüğünde gerginlikle oturduğun sandalyede kımıldandım ve "Nereden geliyor bunlar aklına ya?" diyerek güldüm.

"İşte bu!" dedi. "Sen ne zaman bize yalan söylesen böyle kıvranıp duruyorsun." deyince bir kez daha beni bu kadar tanımasına lanet etmiştim.

"Hayır ya." deyince parmağını şıklattı. "Bak yine." gözlerimi devirdim. "Baba gerçekten yok, hem biliyorsun beni. Eğer öyle bir şey olsa buraya beraber gelirdik."

Yüzü buruştu, bu fikirden midesi bulanmış gibiydi. iSakın öyle bir şey yapayım deme bak, yemin ederim kalpten giderim." deyip sahte bir şekilde kalbini tuttuğunda gülmeden edemedim.

Yirmili yaşlardaydım ve babam hala beni kıskanmaya devam ediyordu. "Biliyorsun değil mi?" direkt gözlerimi kıstım ve devam ettim. "Bir gün karşına bir erkekle çıkacağım."

"Bir saniye-" dedikten sonra "Öyle bir şey olursa eğer ..." yumruklarını gösterdi. "Delikanlı bunları tadına bakar."

"Baba ya!" deyip gözlerimi devirdim "Çocuk gibisin hala." babam omzunu silkti. "Ne yapayım?" dedi "Sana hiç doyamadım ki ben."

Duraksadım. Ne diyeceğimi bilemez bir vaziyette omuzumu ovalarken aramızda bir sessizlik oluşmuştu. "Merak etme." diye salladım elimi. "Ben de sana hiç doyamadım ki."

Sesizliği bozmak için "İçeride nasılsın? Herhangi bir sıkıntı yok değil mi?" diye sordum ne olduğunu bile bile.

Suna bana babamın hayatın tehlikede olduğundan bahsetmişti, şimdi ise babamın bu kadar çökmüş vaziyette çıkmasının sebebini benim gelmememin değilde ona bağlamaya başlamıştım

"Uğraşmıyorlar değil mi seninle?" diye bir kere daha sorduğumda gözleri kısıldı. "Suna sana bir şeyden mi bahsetti?" dudaklarımı büzdüm.

"Bir şey mi bilmem gerekiyor ki?" diyerek tek kaşını kaldırdığımda "Ah Suna ah!" dedi isyan ederek ve arkasına yaslandı.

Bakışlarını benden kaçırarak tavana bakmaya başladığında devam ettim.

"Suna'ya her şeyi anlatıyorsun, bana hiçbir şeyden bahsetmiyorsun." diyerek hesap sordum.

"Çünkü bir şeyler yapacağını biliyorum."

"Evet baba yapacağım zaten." itiraz eder gibi mırıldandı "Sakın." dedi "Bu işlere bulaşmanı istemiyorum."

"Hangi işlerden bahsediyorsun?" dedim kızgınlıkla. "Belki sen farkında değilsin ama biz birbirimizi burada görmeye başladığımızdan beri, ben bu işin içindeyim." dedim net bir tavırla.

"Ayrıca kaç yaşındayım." tekrardan hatırlattım babama. "Ve merak etme hiçbir şey yapmayacağım." dedim onun cevap vermediğini görerek.

Sonuçta bir hafta boyunca görüşemeyecektik ve benden habersiz olacaktı. İçerde düşünüp düşünüp kafayı yemesini istemiyordum

"Sadece avukatla görüşeceğim." deyip kuruyan dudaklarımı ıslattım. "Ne bileyim belki seni başka bir yere aldırır falan." cıkladı.

"Yerimden gayet memnunum." dedi net bir şekilde. "Sen merak etme beni."

Emin olamıyordum ama babama da güveniyordum, bu yüzden sadece başımı sallamakla yetindim. "Peki şeyden haberin var mı?" mırıldandım birden.

"Ajandan?" başını salladı. Tabii ki biliyordu. "Biliyorum." mırıldandı. Kaçamak bakışlarıyla gardiyanlara baktı ve "Bak Ada." derin bir nefes aldı.

"O ajan olacak adi herif bütün bilgilerimizi sattı." alnında çıkan damarlardan öfkesini görebiliyordum. Haklıydı, bende en az babam kadar öfkeliydim.

"Benim hayatım nasıl tehlikedeyse seninde hayatım tehlikede." dediğinde itiraz ettim.

Babam bana en başında Sarman'a bulaşmamamı söylemişti ama ben yine kendi bildiğimi okumuştum.

En sonunda beni karşısına almış ve öfkeyle hareket etmememi, bunun yerine plan yapmamızı söylemişti.

Yani Sarman'ı devirmeye çalıştığımı biliyordu ama onunla göz göze temas kurmamı bile istemiyordu.

Oysa babamın burada olmasını sağlayanlarla dolu bir partiye gidecektim.

"Baba," mırıldandım. "Sadece bana güven."

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin