19. Bölüm: "Kargaşa."

8.4K 518 127
                                    

kitap nasil gidiyor bu arada :((
the weeknd - starboy
instagram: sikadhikayeleri
tiktok: silassen

"Evet Ata. Bana neden vurduğunu açıklayacak mısın?" Ata'nın şaşkın bakışları bana döndü ve "Benim yapmadığımı söylesene kızım!" diye yükseldi. Onun yükselmesi ile beraber Akın araya girerek "Bir daha ona bağırdığını duymayacağım." dedi.

"Asıl sen haddini bileceksin!" odanın diğer tarafından Aslıhan'ın sesi yükseldi.

"Aslıhan delirdin mi kızım?"

"Evet ulan delirdim! Delirttiniz beni, hepiniz bir oldunuz sizin yüzünüzden delirdim. Hadi bir de bunun için suçluyum beni!" bağırıyordu. Eyvah. Bunu da kaybettik.

"Sana bulaşan da kabahat zaten." dedi Mehmet.

"Bulaşma o zaman Mehmet. Sana bulaş diyen mi oldu?"

"Ben size bu kızı şirketten atalım demiştim." dedi bir başkası.

"Bir de arkamdan konuşulmuş, vay be!"

"Ben demedim valla. Muhsin beyler konuşurken duymuştum." dedi odanın köşesindeki Aziz.

"Ulan bir de sen utanmadan bizi mi dinledin kapımızda?" Muhsin bey bağırmıştı.

"İnanamıyorum...Gerçekten bunu dediniz mi? Şu an çok büyük bir hayal kırıklığı içindeyim...herkesden beklerdim müdür bey, herkesten hatta Akın'dan bile beklerdim."

Zavallı Akın şaşkın şaşkın ettafına bakıyordu.

"Ben mi?" Akın şaşkınca sordu. "Ben ne alaka şu an?"

"Lütfen." Aslıhan eliyle dur işareti yaparak Akın'a döndüğünde Akın geriye yaslandı ve Muhsin beyle arasından çekildi.

Ben ise, şu anda tam 5 dakika içerisinde karışan toplantı salonuna şaşkınca bakıyordum.

"Beni gerçekten sevdiğinizi düşünmüştüm." dedi Aslıhan, müdür beye. Muhsin bey ise en az benim kadar şaşkın görünüyordu. Büyük ihtimal, bir vurma olayının bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemişti ama sanki herkes için bir birikmişlik var gibi teker teker dökülüyorlardu.

Bence, ben en kısa zamanda gazeteciliği bırakıp psikoloji falan okumalıydım. Bir anda nasıl da herkesin içindeki cevheri çıkarıyordum ama? Güldüm kendi kendime.

"Aman kızım," dedi Muhsin bey. "Öyle şey olur mu?" diye devam etti. Kısacası şuan kıvırmaya çalışıyordu ama ne kadar başarılı olurdu..orası birazcık tartışılırdı.

Müdür beyi severdim ama unuttuğu bir şey vardı. Kendi çıkarları için herkesi silerdi ve Aslıhan onun için o kadar da önemli biri değildi. Bu ilk kez yaşanacak bir olay olmazdı, hiçbir zaman son bulmayacağı gibi...

Biliyordum ki Akın şu an burada olmasa ve benim ona verebileceğim bir röportaj olmasa yıllarımı verdiğim bu şirkette 5 dakika bile daha fazla durmayacaktım.

"Sen daha kendi işini düzgün yapamıyorsun lan!" yanımdan birisinin, masaya sadece vurmasıyle irkildim. Maliye departmanı'ndan Mert sertçe karşısındaki Can'a bakıyordu. Can'ı ise ondan aşağı kalır yanı yoktu. "Ben?" dedi şaşkınca Can. "Ben mi yapamıyorum?"

"Evet, sen! Ne şaşırıyorsun?" dedi bu sefer Mert.

"Anca gel Mert şunu yapamıyorum, yardım et Mert bunu yapamıyorum, yardım et Mert bu nasıl olacak? Mert şu nasıl olacak falan filan. Şimdi de gelmiş bana burada artislik taslıyorsun! Yemin ederim varya bir çakarım senin suratına..."

"Gel ulan gel gel hadi gel! Çak suratıma. Ben de senin suratını yerinde tutuyor muyum görürsün o zaman." diyerek sinirlice o da Mert'e karşı çıktığında bir anda ikisinin, birbirlerinin yakasına yapışması bir olmuştu.

"Bir saniye." diye bağırdı Aslıhan. "Şu an sıra bende tamam mı? Dikkatimizi size veremeyiz. Lütfen drama queenlik yapmayı bırakır mısınız?" diye dişlerini sıkarak tıslayınca, ikisi Aslıhan'a döndü ve aynı anda yakalarını bıraktılar.

Dudağımı büzüp başımı 'vay be' anlamında salladım. Aslıhan cidden bu konuda iyiydi. Belki de ona bu departmandan alıp güvenlik departmanına falan bırakmalıydık.

Yanımdaki Ata ise masanın altından telefonundaki oyunu oynuyordu. Aslında hiç şaşırmamıştım, "Mahalle yanarken Ata." deyip güldüğümde sırıtıp "Bende tarak var ister misin?" diye sorunca ilk önce anlamasamda daha sonra ne demek istediğini çakıp "Geri zekalı." diye dişlerim arasından sinirlice söylendim.

"Yeteri kadar Akın'a rezil olduk değil mi arkadaşlar?" dediğimde herkes suspus oldu. Muhsin bey bile ne yaptığını daha yeni fark ediyormuş gibi dudaklarını birbirine bastırmıştı. Mahcup bakışlarla Akın'a bakıyordu. Akın'ın hiçbir şey umrunda değildi. Bir an önce olsa da bitse gitse modundaydı.

Daha çok işim vardı. Çok.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now