54. Bölüm: "Alay."

5.4K 362 82
                                    

gunun son bolumu <3 atmayu unutmusum hehshfjwjd iyi geceler❤️
bu arada parti bolumune az kaldi. ada'nin kiyafetini ve maskesini instagramda paylasicam fikir alisverisi olur bizim icin.

*

"Bu hafta da bitti ya." dedi Mira derin bir nefes alırken. Bilgisayarı çantama koyarken sırıttım.

"Çok çalıştık ya." diyerek alay ettiğimde gözlerini devirdi. "Aman." burun kıvırdı. "Sende hiçbir şeyden memnun olmuyorsun."

"Tamam tamam." fermuarını çektim. "Bir şey demedim." ceketimi giydikten sonra "Hadi iyi akşamlar." diye seslendim ofisteki diğerlerine.

"Sen de." diye mırıldandılar. Bu sırada Muhsin beyin odadan çıkmasıyla duraksadım.

"Adacığım." dedi sahte bir gülümsemeyle. "Odama bir gelir misin? Konuşalım." şu sevimli adam ayaklarının bana sökmediğini bir an önce anlaması gerekiyordu ama şimdilik ona ayak uydurmak en iyisiydi.

"Tabii." dedim peşinden giderken. Mira bana kaş göz işareti yaptığında bilmiyorum manasında dudaklarımı büzdüm. Muhsin beyden sonra bende odasına girdim.

"Gel otur şöyle." dedi koltuğu göstererek. Omzumu ovalayıp dediği yere oturdum.

Şu anda tek isteğim evime gidip duş almaktı. Daha sonra sabaha kadar kesintisiz bir uyku çekeceğimden emindim.

"Bir şey mi vardı?" diye sordum. "Evet." mırıldandı. "Çok önemli bir şey."

"Öyle mi? Sizi dinliyorum." dedim ona odaklanarak. "Buranın yatırımcısıyla konuştuk." deyince tek kaşımı kaldırdım.

"Şu gizli yatırımcıdan mı bahsediyorsunuz?" diye sorduğumda "Evet." dedi zorlukla gülümseyerek.

"Dün beni aradı." aklıma Mira'nın söyledikleri geldi. "Akın'ı tekrardan burada görmek istiyor." ona itiraz edercesine baktığımı gördüğünde "Bak." dedi.

"Sen burada nasıl bir çalışansan bende çalışanım." diyerek arkasına yaslandı.

"Ve bu yatırımcı bizim şirketimizi ayakta tutuyordu, o nasıl isterse oraya savruluyoruz bilmem anlatabildim mi?"

Kaşlarımı çattım. "Ama Akın'ın gelmesiyle eminim onun yerini dolduracak kişiler vardır." dediğimde başını iki yana salladı dudaklarını birbirine bastırarak.

"Bak," dedi. "O sadece bize maddi bir destek sağlamıyor, diğer tüm yatırımcıların geçiş kapısı o. O giderse diğerleri gider, gelmek isteyen olursa önünü keser." güldüm. "Nasıl bir yatırımcıysa bu." homurdandım.

"Bilmiyorum ama güçlü olduğu kesin." dedi. "Tek bir dokunuşla bu şirketi batırabilecek kadar güce sahip. Belki de bu yüzden yüzünü veya ismini gizlemek istiyordur." diyerek kendince bir çıkarımda bulundu.

Haklı sayılırdı.

Yarın gideceğimiz partiyi düşündüğümde kesinlikle haklı sayılırdı.

Biz, sırf yüzümüz ve ismimiz bilinirse tehlikeye gireceğimiz için bunu saklayacaktık ama bu adamın veya kadının derdi neydi, orasını bilmiyordum.

"Neden bu kadar Akın'a takmış durumda?" dedim gözlerimi devirerek. "Ondan yeterince kar sağladık zaten ve bizden bir kuruş bile istemedi." diye isyan ettim.

"Ayrıca onu ikna etmek ne kadar zordu bir bilseniz..." omuzlarım düştü.

"Resmen bir cehennemden farksızdı."

Bir dakika, zaten öyleydi.

Güldüm kendi kendime.

"Şeytan gibi bir şey." dedim yeniden. "Şeytan yeryüzüne inmiş olsa şüphesiz onun kılığında gelirdi." söylendim.

Muhsin bey garip garip bana bakarken "Öyle bakmayın bana," dedim.

"Onunla anlaşma yapmak şeytanla anlaşma yapmak gibiydi." garip bakışları hala yerini korurken "Hiç öyle birine benzemiyor aslında." dedi kendi kendine.

"Şeytan gibi bir şey çünkü." dedim itiraz ederek. "Kendini nasıl saklayacağını biliyor." diye söylendim. "Sanırım sen bugün çok yoruldun." dedi Muhsin bey.

"Hayır hayır lütfen konuşalım." dedim.

"Başka zaman konuşsaydık?" dedi tereddütle.

"Yok. Olmaz!"

"Peki."

"Hayır anlamıyorum bak şimdi ben bunu nasıl ikna ettim biliyor musunuz?" diyerek anlatmaya başladım.

Şu an kafamda uydurduğum hikayeye bol bol cehennem ve şeytan tabirleri eklerken Muhsin beyin şekli şemali değişiyordu ve bu anlatma isteğimi daha fazla körüklüyordu.

"...Öyle işte." dedim derin bir nefes alarak. "Bu arada benzetme yapıyorum." dedim cehennem ve şeytan eklemelerinden bahsederek.

"Biliyorum biliyorum." dedi sırıtmaya çalışırken. "İlahi Ada. Okuduğun kitaplardan falan mı etkileniyorsun kızım?"

Dişlerimi göstererek sırıttım. "Tövbe yarabbim." dedi kafasını iki yana sallayıp. "Öyle derseniz Akın gelmez bak." dedim anında.

Dik dik bakıp "Çık." dedi tıslayarak. "Çık." saf bir merakla "Nereye?" diye sordum. "Ada odamdan çık." dedi kelimelerin üstüne bastırarak.

"Öyle olsun." dedim somurtarak ve eşyalarımı alarak odadan çıktım. Çıkar çıkmaz derin bir nefes aldım. En azından bir süre daha rahatsız etmezdi.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now