69. Bölüm: "Bu bir savaş."

4.9K 370 132
                                    

bugun benim dogum gunum🥳🥳 20 yasinda oldum cus ya yaslanmisim kabul etmiyorum ikili yaslari..ben hala 19'um dheifbehdbend bugun COK ONEMLI bir gun oldugu icin bolll bol yorumlarinizi ve oylarinizi da gormek isterimm. opuyorum💗🧚🏻‍♀️💅💘💖

*

"Bunu neden yaptın?" diye sordum. Herkes toplantı odasından çıkarken Ata'nın peşine takılmıştım.

Genelde beni sinirlendirmek için peşime takılan Ata olduğu için bu biraz garip hissettiriyordu ama olsun.

"Neyi?" dedi.

"Bilmemezlikten gelmeyi mi tercih ediyorsun." duraksadı. "Seni görmezden tercih ediyorum." dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sadece teşekkür etmek istedim."

"Et ve git o zaman." masasına geçmek istediğinde elimi önüne koydum ve ilerlemesini engelledim. Ata, bir koluma bir bana baktı. Koca cüssesiyle kolumu iterek geçtiğinde bir an boşluğa düşecek gibi sendeledim.

"Ya ayı mısın!" çemkirdim sinirle, arkasında yürümeye devam ederken. "Düşebilirdim."

"Ama düşmedin."

"Düşebilirdim." dedim inatla. "Düşmezdin." dedi. "Tutardım, merak etme."

Sandalyesine oturunca hemen yanına geçtim ve kalçamı masaya yasladım. Kollarımı göğsümde kavuştururken Ata beni görmezden gelmeyi tercih ediyordu. Çünkü bilgisayarını açmış, güncel haberlere bakıyordu. Bende onunla beraber haberleri okumaya çalışırken, bilgisayarı benim görebileceğim şekilde çevirdi.

"Çok saçma." diye homurdandım. "Madem sevmiyorsun neden aldatma gereği duyuyorsun?" gözlerimi devirdim. "Ayrıl gitsin işte." Ata, kolundaki saate bakarak "Mesaimiz çoktan başladı, yerine mi geçsen." diye söylendi.

"Yo." dedim. "Burada durmak istiyorum."

"Başımı ağrıtıyorsun."

"Yoksa sende mi aldattın sevgilini?" ensesini kaşıyınca gözlerimi kocaman açtım. "Seni adi pisl*" omzuna vuracağım sırada bileğimden yakaladı ve "Lisedeyken yaptım işte." dedi omuz silkerek. "Çok pişman oldum zaten."

"Hm şimdi anlıyorum." dedim.

"Neyi?"

"Neden bu halde olduğunu? Kızın ahını almayacaktın." sırıttı bana alttan bakışlarını fırlatırken. "Senin olduğun halden daha iyiyim, Ada. Git başımdan şimdi." kaşlarımı çattım.

"Neymiş benim halim?" derin bir nefes alıp sandalyesini geriye itti ve ayağa kalktı. Tam önümde durduğunda "Peki Ada, madem o adamla müdür için beraberdin, bunu neden söylemedin?" sertçe yutkundum.

"Bekledim, belki müdürün sana kızmasını dinlemek yerine, o adamla ne işin olduğunu anlatırsın diye bekledim ama sen hiçbir şey anlatmadın." dedi. Omzundan ittirdim.

"Zorunda mıyım be?"

"Sana zorundasın mı dedim şimdi?"

"E ne dedin o zaman?" başını iki yana salladı. "Seninle iki kelam edeceğime duvara konuşurum." alayla mırıldandım. "Eminim o daha iyi anlar beni."

"Bunların hepsi Akın ile beraber olduğum için mi?" dedim sertçe. Artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı. "Akınla beraber olmak mı?" güldü. "Sen Akınla beraber misin ki Ada? Oysa sadece iş için olduğunu sanıyordum."

Gözlerimi devirdim. "Demek istediğim zaten oydu, konuları başka yerlere çeken sensin." beni bir süzdü, kafasında bir şeyleri tartışıyormuş gibiydi. "İçeride yaptıklarım hakkında sen ne düşünüyorsun?" diye sordu.

Bakışlarım yumuşadı. "Ata, teşekkür ederim. Evet söyleyemedim çünkü Akın bana tam bir cevap vermedi ve bizim müdürü biliyorsun işte..." parmaklarımı çekiştirdim. "Bunu söylesem yakamdan düşmeyecekti çok fazla sıkıştıracaktı beni...bende ne yapayım işte, net bir cevap alana kadar söylemek istemedim." dedim.

Bakışları hala sorgular gibiydi ama konuştukça anlıyordu sanki.

"Sanırım Mira'yla oturup anlaştınız. Ona da teşekkür edeceğim zaten..." dedim ensemi ovalayarak. Kaşlarını çattı. "Mira?" dudağı kıvrıldı. "Evet, onunla konuştuk."

Gülümsedim.

"Onun düşünceleri neydi ne değildi bilmiyorum ama..." başını iki yana salladı. Gözlerindeki alay artık kendini gizlemiyordu sanki. "Benim amacım çok belli. Seni bu şirketten kolay göndermeyeceğim Ada, bu şirketten ağlayarak çıkmanı istiyorum. Burayı ağlayarak terk etmeni istiyorum, bana pişman olduğunu göstermeni istiyorum, bana muhtaç olduğunu hissetmek istiyorum...Ada ben senin iyiliğini istemiyorum."

Sanki boğazıma bir yumru oturmuştu. Ata ile yakın değildik ama bilmiyorum işte. Sanırım düşmanım bile olsa fazla güveniyordum.

"Anladım." dedim sadece.

"Bu, haber yapamadığın için olmayacak. Bu yanlışlar yaptığın için olacak Ada. Burada gördüğün her yüzün," yavaşça yaklaştı bana ve kulağıma eğildi. "Sana nefretle baktığına kadar," kulağımın dibinde kıkırdadığında ürperdim. "Devam edeceğim."

Geri çekildi. "Bu bir iyilik değil, bu bir savaş."

ŞEYTANIN ÇIRAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin