49. Bölüm: "Bir Görüş Kabininde."

5.5K 385 61
                                    

fantastikte 3 olmusuz sok oldum 😭❤️

#

"Ve yine de sefil yasalar ve insanlar, ben kötü biri değildim!"

Bir İdam Mahkumun Son Sözüydü bunlar. Babamın bir hapishane köşesinde olması mı onu suçlu yapan şeydi? Buraya girdiğim an bir basıklık çöküyordu üstüme, sanki birisi boğazıma yapışıp nefesimi kesiyordu.

Nefesler alıyordum ama veremiyordum sanki. Bir özgür bile özgür hissedemezdi ki burada. Benim babam bir özgürdü, oysa mahkumdu.

Babam buraya mahkum muydu gerçekten?

Gerçekten kötü olan şey benim babam mıydı?

Yasalar mıydı, insanlar mıydı?

Babamın kötü biri olmadığını biliyordum sadece. Yasaların kötü olduğunu bildiğim gibi, insanların birkaç şey için ne kadar çok vahşileceğini bildiğim gibi.

Benim babam kötü biri değildi, yaşadığı mahkumluk onu bir an olsun kötü biri yapmamıştı.

Biliyordum ki o bu hapishanede çürümeye razıydı, tek istediği suçluların da bir an önce içeri girmesiydi.

Hepimizin tek isteği buydu zaten.

Ellerimi stresle masada oynatırken tıkırdamalar çıkarıyordum. Bir anda karşımdaki sandalyenin çekilme sesiyle başımı kaldırdım.

Babam karşımdaydı. Onu iki haftadır görmemiştim ama sanki yıllardır görmemiş gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Sanki saçlarına aklar düşmüştü, yüzü çökmüştü. Her şeye rağmen, sırf benim için özenli özenli giyinen babam alalade birisi gelmiş gibi kendini salmıştı.

Sakalları uzamıştı. Gerçekten mi diyordum içimden, bize görülen kader bu muydu? Bunu mu yaşamalıydık?

"Gelmişsin." dedi, gözleri hafif buğuluydu. "Evet." dedim sertçe yutkunarak. "Geldim."

"Geçen hafta gelmemiştin." diye mırıldandığında derin bir nefes aldım. "Uğraşıyordum." kaşlarını havaya kaldırdı. "Ondan önceki hafta da gelmemiştin."

"Biliyorum." dedim. "Üzgünüm." gülümsemeye çalıştı, kolunun tersiyle gözlerini sildiğinde gözlerimin dolmasını engellemek için kaşlarımı kaldırdım.

"Yaşlı." dedim huysuzca. "Beni de ağlatacaksın." güldü. "Güzel kızım benim." ellerini masanın ortasına doğru uzattığında, elini tuttum ama gardiyanın sert sesi bu anı bozdu.

"Temas yok!"

Babamın elini son kez sıkarak geri çektim. "Seni çok özledim baba."

"Bende seni, bir de güzeller güzeli eşimi." sırıttım. "Buradan çıktığında bana bir kardeş gelir diye korkmuyor değilim." dediğinde yalandan kızıyormuş gibi "Tövbe tövbe." dedi.

"Edepsiz kız." diye devam etti.

"Ee ne? Olanı söylüyorum." bir süre aramızda sessizlik oluştuğunda babam yeniden, "Televizyonda sürekli senin ismini duyuyoruz." mırıldandı.

Sesi de bakışı da gurur doluydu. Bu, benim göğsümü kabartmıştı.

Babamın kızı olmaktan bende gurur duyardım, annemle olan her kavgamızda bana aynı babası demesi benim için sadece iltifattı..

Tabii bu şimdilik bu aramızda sır.

"Öyle mi?" diye neşeyle şakıdım. "Seninle gurur duyuyorum güzel kızım benim. Başaracağını biliyordum." elimi çeneme yaslarken "Yaa utanacağım şimdi." dedim.

"Hadi len oradan." deyip elini kaldırdı. "Sen hiç utanır mısın?"

"Cık cık cık." dedim şok içinde. "Kızına böyle bir şey demeni şiddetle kınıyorum!"

"Babayım ben." tek kaşımı kaldırdım. "Ne alaka?" bir anda alnımın ortasına fiske vurunca şaşkınlıkla elimi, alnıma yasladım.

"Temas yok!" dedi gardiyan yeniden. Tamam anladık. Ters ters ona baktığımı fark eden "Pşşt deli." dedi.

"Hm." dedim ona karşılık olarak. "İşler nasıl gidiyor?" neyi sorduğunun farkındaydım. "Tam da istediğim gibi." dedim.

"Çok yakında buradan çıkacaksın tamam mı?" bunu her görüş gününe geldiğimde söylüyordum ve bunun babam için bir anlamı kalmış mıydı, işte ondan emin değildim.

"Tamam." dedi babam gözleri parlarken. Hiçbir zaman ümidini kaybetmemişti zaten. "Sarman'a falan bulaşmıyorsun değil mi kızım?"

Boğazımı temizleyerek ensemi kaşıdım. "Saçmalama baba." dedim. "Onun yanından bile geçmem, sen rahat ol." şüpheyle süzdü beni.

"Hadi öyle olsun." dedi. Şimdilik rahatlamıştım ama dediğim gibi, şimdilik.

ŞEYTANIN ÇIRAĞIWhere stories live. Discover now